İşgalci Siyonist Rejim tarafından ilan edilen hedeflerin
hiçbirine ulaşılmamasının ardından İşgalci rejimi destekleyen emperyalist
ülkeler ve Filistin meselesine, Gazze halkına ihanet eden Arap ve Müslüman
liderler tarafından şiddetli bir şekilde dile getirilen iki devletli çözüm ne
anlama gelmekte? İki devletli çözümü dile getiren ülkeler ve liderler coğrafya bilgisine
sahipler mi? Yoksa ihanet içeren bir planın uygulayan aparatlar mı?
67 sınırlarında iki devletli çözüm borazanlığı yapanlara
gelmeden önce BM’nin 1947 sayılı kararını görmekte fayda var.
Siyonist işgalinin başlaması sonrası Birleşmiş Milletler'in
1947 Taksim Planı olarak bilinen 29 Kasım 1947 tarihli 181 sayılı kararına
istinaden ilk kez Filistin toprakları bölünmüştür.
BM Genel Kurulu, Filistin Özel Komitesinin çoğunluğu
tarafından sunulan bölme planını iki aylık yoğun müzakerelerin ardından 33
devletin lehte, 13 devletin ise aleyhte oy kullandığı 10 devletin ise çekimser
kaldığı ikinci oturumunda 181 sayılı kararıyla kabul etti.
Söz konusu karar, İngiliz mandasının kaldırılması ve
ordusunun tedricen geri çekilmesi ile Filistin topraklarının 3'e ayrılmasını
öngörüyordu.
Arap devletinin kurulacağı bölüm, Batı Celil, Akka, Batı
Şeria ile Aşdod'un kuzeyinden güneyde Refah kentine kadar uzanan güney sahili
ve Mısır sınır şeridi boyunca uzanan çölün bir kısmını içine alan 11 bin
kilometrekarelik bir alana tekabül ediyordu.
Yahudi devletinin kurulacağı bölüm ise Hayfa'dan Tel Aviv'e
kadar uzanan sahil şeridi, Doğu Celil, Taberiye Gölü, işgal altındaki Filistin
topraklarının kuzeydoğu sınırı ve Necef (Negev) Çölü'nü kapsayan 15 bin
kilometrekareye yakın bir alandan oluşuyordu.
Kudüs ve Beytüllahim ile bunlara komşu diğer arazilerin yer
aldığı 3. bölümün ise uluslararası vesayetle yönetilmesi öngörülüyordu.
Karar uygulanmamakla birlikte Siyonist rejim işgallerine
devam etti ve 5 Haziran 1967'de çıkan savaş sonrası Doğu Kudüs’ü, Batı
Şeria’yı, Sina Yarımadası ile Gazze Şeridini ve Suriye’nin Golan Tepelerini
işgal etti.
BM 1967'de, 242 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı ile İsrail'i
işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağırdı ancak Tel Aviv ilgili kararı
günümüze kadar kabul etmeye yanaşmadığı gibi işgal, yıkım, göçe zorlama ve
katliamlarına devam etti.
İşgalci Siyonist İsrail’in 75 yıldır işgal altındaki
Filistin topraklarında uyguladığı Apartheid sistemi, orantısız şiddet, öldürme,
ev yıkımları, tehcir, yerleşimci şiddeti ve Mescid-i Aksa'nın statüsüne yönelik
ihlalleri sürerken 1947’deki BM kararı görmezden gelinerek 1967 sınırlarında
iki devletli çözüm ile bölgede barış sağlama naraları atan devletlerin neye ve
nereye hizmet ettiklerini sorgulamak gerekir.
Bununla birlikte 1967 sınırlarına göre kurulacak Filistin
devleti üç parçadan oluşacak bir devlet olacaktır. Golan Tepelerinde bağımsız
bir bölüm, Kudüs’ün içinde yer aldığı Batı Şeria bölgesinde bir bölüm ve
Gazze’de bir bölüm şeklinde parça parça edilmiş bir devletten bahsedilmekte.
İşgalci Siyonist İsrail rejiminin ABD emperyalizminin
desteği ile 75 yıldır mazlum Filistin halkına uyguladığı zulüm, soykırım, işgal
görmezden gelinse bile; toprakları, evleri, hayatları ve yaşam hakları elinden
alınan sivil halkın hakları yok sayılsa bile bu üç parçadan oluşacak devletin
nasıl yönetileceği bu parçalar arasındaki bağlantının nasıl kurulacağı
müphemdir ve gelecekte yeni çatışmalara gebe olduğu aşikardır.
Bu gerçeklik ayan beyan ortadayken Müslüman ülke liderleri nasıl
olur da böyle bir planın uygulanması için emperyalizm ve siyonizmin maşası
haline gelirler?
Son günlerde yüksek sesle dillendirilen 67 sınırlarındaki
iki devletli çözüm önerisinde bulunanlar, Filistin halkının gasp edilmiş
haklarını ne yapacaklar, üç parçalı devleti kime nasıl idare ettirecekler,
siyonist işgalin duracağını nasıl garanti edecekler?/tesnim