İran’ın Siyonist Rejime Karşı Misilleme Operasyonunun Stratejik Mesajları

GİRİŞ: 17.04.2024 08:20      GÜNCELLEME: 17.04.2024 08:20
Rasthaber -  İran’ın İsrail’e yaptığı operasyonda Tahran’ın stratejik olarak ne gibi bir güce sahip olduğunun gösterildiği belirtildi. Operasyonun bilerek küçük çapta tutulduğu vurgulanırken, sadece İsrail’e değil, İran’ı hedef alan bölge ülkelerine de bir mesaj olduğu yazıldı

İran resmi haber ajansı İRNA’da çıkan bir makalede İsrail’e yapılan operasyonun amacına ve sonrasına dikkat çekildi. “İran, ‘şaka yapılacak bir güç olmadığı ve bu ülkenin sabrının zayıflık nedeni olarak görülmemesi gerektiği’ mesajını çok iyi verdi.” denilen makalede, “Bu konunun daha iyi anlaşılması için, örneğin Siyonist rejimin Suriye'deki operasyonlarının aslında ‘İsrail'in etrafında silahlı zincirlerin oluşmasını durdurmak’ gibi stratejik bir hedefe ulaşmak için yapıldığını belirtmek gerekir.” ifadelerine yer verildi.

Makalede operasyonun ilk adımında, İran'ın aklında bir güç gösterisi hedefi olduğu aktarılıyor. O hedef şu ifadelerle özetleniyor: “Bu saldırı daha çok, çok küçük ve eski bir güç dalgası ve füze ve insansız hava araçları cephaneliğiyle, ABD, İsrail, Fransa, İngiltere ve Ürdün'ün ortak savunma çabalarının bariyerini kolayca aşabileceğini ve kendisini Kudüs, Negev, Tel Aviv veya Hayfa'ya çevirebileceğini göstermek için bir güç gösterisiydi.”

Bu koşullar altında İsrail'in, havadan yakıt ikmali ve Suudi Arabistan hava sahasını kullanmadan İran'ın derinliklerindeki stratejik hedefleri vurmasının (imkansız değilse bile) çok zor olduğu belirtilen makalede şu ifadeler kullanıldı: “Bu operasyonda kullanılan toplam mühimmat sayısının (hem balistik, hem seyir, hem İHA hem de tuzak) 100 ya da 150'ye ulaşması pek olası değildir. Özellikle saldırının neredeyse tek dalga halinde gerçekleştirilmesi ve ilgili savunma sistemlerinin doygunluğu nedeniyle, saldırının ikinci veya üçüncü bir dalgası olsaydı, hasar miktarı önemli ölçüde artacaktı. Sonuç olarak, İran için bu operasyonun gösteri yönü stratejik yönünden bile çok daha fazla ön plana çıkmış görünüyor.”

Makalede “Ancak stratejik düzeyde, belki de yargıların çoğu İran'ın daha sınırlı bir karşılık vereceği ve "İsrail tarafından resmi olarak tanınmayan topraklarda olacağı gerçeğine dayanıyordu.” yorumuna yer verildi.

“Yine de bu askeri çatışmanın makro düzeyindeki karar verici organ, İsrail'in (hem iç çatışmalardan hem de Gazze Şeridi'ndeki çatışmadan kaynaklanan stratejik baskı nedeniyle) İran konsolosluğuna saldırmaktan daha ciddi bir kumar oynayabileceği sonucuna varmış gibi görünüyor.” değerlendirmesi yapılan makalede sonuç olarak İran’ın, "sen deliysen ben senden daha deliyim" mesajıyla stratejik gerilim seviyesini bir basamak daha yükselttiği belirtildi.

Makalede ayrıca şu tespit yapılıyor: “Sonuç olarak, İsrail ve ABD'nin bu saldırının medya boyutunu sınırlama çabası ve Amerikalıların çatışmaya katılmak istemedikleri yönündeki açıklamaları dikkate alındığında, İsrail'in İran'a eşit bir karşılık vermek istemesi ya da verebilmesi pek mümkün görülmüyor.” Makalede İsrail’in Suriye, Lübnan, Irak ve hatta İran'ın batı bölgelerinde operasyonlara ve çılgın kumarlara giriştiği belirtilerek, “Bu konu İsrail'i kaybedecek bir pozisyona sokacaktır. İsrail ile İran arasındaki bu çatışmanın başlatıcısı İsrail’dir. Bu yüzden İran’ın eylemi bir saldırı eylemi değil, savunma eylemidir.” ifadelerine yer verildi.

Makalede, İran’ın İsrail’e yaptığı hamlenin operasyonel açıdan bakıldığında büyük çaplı bir operasyon sayılmayacağı belirtildi. Ancak İran topraklarından İsrail'i hedef almanın İran'ın ulaştığı en büyük hedef olduğu vurgulandı. İsraillilerin operasyonun sona ermesinin hemen ardından zarar gören mevzileri yeniden inşa etmekle meşgul olduğu aksi takdirde İran'ın füze operasyonlarına ilişkin görüntülerin “askeri sansür bariyerini” aşmasının bu kadar uzun sürmeyeceği belirtildi.

Makalede bu operasyonun güç gösterisi ve tehdit oluşturma amacı taşıdığını bunun da amacına ulaştığı kaydedildi.

“Belki bu operasyon birkaç savaş uçağının yerde imha edilmesine yol açsaydı (bunun olup olmadığını hala bilmiyoruz, ancak vurulma korkusuyla yerde bir savaş uçağı bırakmaları pek olası değil), bu operasyonun stratejik başarı yüzdesi artacaktı.” ifadelerine yer verilen makalede, “Ancak İsrail, Amerika, İngiltere ve Fransa'nın aştığı bariyere karşı savunma yapan füzeler göz önüne alındığında, bu operasyon İran için başarılı bir stratejik operasyon olarak değerlendirilmelidir.” dendi.

İKİ ÖNEMLİ NOKTA

Makalede son olarak operasyonların sonrasına dair iki çıkarım yapılıyor.

Bu operasyonun İsrail'in Suriye'deki İran hedeflerine yönelik saldırılarının durmasına yol açması pek olası değil. Çünkü İran'ın İsrail etrafındaki varlığı, temelde Suriye'deki saldırılardan başka başa çıkma yolu olmayan İsrail için stratejik bir tehlike olarak görülüyor. İsrail en azından bu saldırılarla çevresine silah ve silahlı güç aktarma sürecini yavaşlatacağını ve Aksa Tufanı Operasyonu gibi olayları azaltma ihtimalini umuyor.

İran'ın Siyonist rejime verdiği yanıt, bazen İran'la denge ya da eşitlik yanılsamasına kapılabilecek bazı komşu ülkelere açık ve net bir mesajdır. İran'ın hava-uzay kuvvetleri, dünyanın en iyi savunmalarının koordineli kombinasyonunu aşma yeteneğine sahip olduklarını ve ilk yöntemle istedikleri herhangi bir yerin derinliğindeki çeşitli ve farklı hedefleri vurma yeteneğine sahip olduklarını iyi bir şekilde göstermiştir./aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM