Netanyahu'nun son birkaç gün içinde başta ABD Başkanı Joe
Biden olmak üzere kendisine yönelik tutuklama emri çıkarılmasını engellemek
amacıyla uluslararası liderler ve yetkililerle çok sayıda telefon görüşmesi
yaptığına işaret edildi.
İşgalci rejim Başbakanının, Başkan Biden'a olası tutuklama
emrine karşı harekete geçmesi için dolaylı olarak baskı yapmaya çalıştığı ifade
edildi.
Netanyahu 26 Nisan'da, X sosyal medya platformundan yaptığı
paylaşımda, "Benim liderliğimde İsrail, kendini savunma hakkının UCM'nin
girişimiyle sarsılmasına izin vermeyecek. Ortadoğu’nun tek demokrasisi ve
dünyanın tek Yahudi devletinin, liderleri ve askerlerinin yakalanması tehdidi
kabul edilemez. Buna boyun eğmeyeceğiz" ifadesini kullanmıştı.
İsrailli Kanal 13 televizyonu, Ulusal Güvenlik Konseyinin,
Başbakan Benyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Genelkurmay Başkanı
Herzi Halevi hakkında uluslararası tutuklama kararı çıkarılması olasılığını
değerlendirdiğini bildirmişti.
Netanyahu'nun UCM'nin muhtemel kararını engellemek için
Hollanda, Çek Cumhuriyeti ve Avusturya'dan mevkidaşlarıyla görüşeceği
aktarılmıştı.
Bu bağlamda, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve
İsrail'in Washington Büyükelçisi Mike Herzog'un, ABD Kongresi ve ABD Başkanı
Joe Biden yönetimiyle temaslarda bulunacağı kaydedilmişti.
İsrailli yetkililerin, uluslararası tutuklama kararlarının,
alt seviyedeki askerler hakkında değil ‘politika yapanlar hakkında’ çıkmasını
beklediği belirtilmişti.
UCM'nin uluslararası tutuklama kararı çıkarması durumunda,
İsrail'in aralarında ‘UCM'nin kararına karşı uluslararası düzeyde siyasi
kampanya başlatılması’ dahil olmak üzere bir dizi acil önlem alınmasını
onayladığı aktarılmıştı.
Siyonist İsrail'de yayın yapan Kanal 12'nin 19 Nisan'daki
haberinde de UCM'nin Gazze Şeridi'nde savaş suçları işlediği gerekçesiyle
Netanyahu ve İsrailli üst düzey yetkililer hakkında uluslararası tutuklama emri
çıkarma üzerinde çalıştığı duyurulmuştu.
Daha önce konuşan Eski Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı
Luis Moreno-Ocampo, İsrail-Filistin çatışmasına yönelik yaptığı açıklamada,
kuşatmanın bile bir soykırım olduğunu dile getirmişti.
1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması
Sözleşmesi'nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal
etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine
Uluslararası Adalet Divanında (UAD) dava açabiliyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti, Siyonist İsrail'in 7 Ekim'den bu
yana Gazze'de işlediği fiillerle Soykırımın Sözleşmesi'ni ihlal ettiği
gerekçesiyle 29 Aralık'ta UAD'de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir
kararı alınmasını talep etti.
Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle UAD'den tedbir
kararına hükmetmesini talep ederken 11 Ocak'taki duruşmada Güney Afrika
avukatları, 12 Ocak'ta ise İsrail avukatları Divan hakimlerine ihtiyati
tedbirlerin gerekliliğine ilişkin sunumlarını yapacak.