Hem Amerikalı hem Avrupalı yetkililer, karadan yardım
ulaştırmanın mümkün olmaması nedeniyle bu deniz koridoruna yöneldiklerini
açıkladılar.
Peki Gazze’nin beş sınır kapısı varken yardımlar neden
karadan ulaştırılamıyor? Çünkü İsrail karadan yardım ulaştırılmasına izin
vermiyor. Peki karadan yardım ulaştırılmasına izin vermeyen(!) İsrail,
neden denizden izin veriyor?
Ombaya yardım kolisi örtüsü
Washington ve Brüksel’in planı şu: AB ülkeleri yardımları
Güney Kıbrıs’a gönderecek. İsrail, Güney Kıbrıs’ta kargoları kontrol
edecek. Ardından yardımlar gemilerle Gazze kıyısına gelecek. ABD,
Gazze kıyısında “seyyar bir liman” inşa ederek yardımların karaya
ulaşmasını sağlayacak.
Plana dair çok önemli birkaç konu var: Bir kere Pentagon’un
açıklamasına göre ABD’nin seyyar liman kurması 60 günü bulacak. Demek ki
İsrail’in en az 60 gün daha Gazze’ye saldırmasına, Gazze’yi
ablukada tutmasına seyirci kalacaklar. Şöyle de söyleyebiliriz: Emperyalist
ABD ve AB, Filistinli çocuklara mama ve ilaç verip dünyanın baskısını
yumuşatırken İsrail de Filistinli öldürmeye devam edecek. Yani bombayı yardım
kolisiyle örtmüş olacaklar!
İsrail’i gaz merkezi yapma hedefi
Öte yandan İsrail, bu planın gereği olarak Güney
Kıbrıs’ta bir liman kiralayacak. Böylece ne olmuş olacak? ABD’nin
Gazze’de, İsrail’in de Güney Kıbrıs’ta kullanacağı limanları olacak.
Mesele sadece yardım olabilir mi? Başta sorduğumuz soruyu
yineleyelim: ABD ve AB’nin karadan yardım yapmasına izin vermeyen(?) İsrail, bu
ülkelerin denizden yardım yapmasına neden izin(!) veriyor?
Yanıtın bir bölümü Doğu Akdeniz’in enerji-politiğinde:
Gazze’nin 30 km açığında bazı araştırmalara göre 100, bazı araştırmalara göre
de 280 milyar metreküp doğalgaz var.
İleri karakolu olarak İsrail’in güvenliğini garanti
etmek isteyen ABD, bunun yolu olarak İsrail’i bölgenin enerji-politik güç
merkezi yapmaya çalışıyor. Doğu Akdeniz’deki saflaşma, Körfez gazını
Avrupa’ya ulaştırmak için boru hatlarıyla İsrail’e taşıma projesi, Çin’in
liderlik ettiği Kuşak ve Yol’a karşı Hindistan’dan Avrupa’ya uzanan İsrail
merkezli bir yol oluşturmak gibi hamleler bu amaçlaydı.
Biden’ın Netanyahu’ya mesajları
Meselenin bir yönü de şu: 7 Ekim bir kırılma, bir milat. 7
Ekim, toprağa gömülmeye çalışılan Filistin Devleti’ni yeniden gündeme getirdi.
Öyle ki Küresel Güney’in “iki devletli çözüm” çıkışının
getireceği kaçınılmaz sonuç karşısında, ABD kendisi “iki devletli
çözümü” mecburen savunmaya başladı. Böylece hem süreci hem de sonucu
kontrolünde tutabilmeyi hesaplıyor. Ancak Netanyahu yönetimi
buna yanaşmıyor.
Biden yönetimi bu nedenle gerekirse Netanyahu’yu
tasfiye edeceğinin işaretlerini verdi: Gantz’ın ABD’ye davet
edilmesi, Netanyahu’nun buna “İsrail’de yalnızca bir
başbakan var” diyerek tepki göstermesi, ABD İstihbarat
Direktörlüğü’nün “Netanyahu’nun sağcı koalisyonu tehlikede,
İsrail’de hükümete karşı büyük protestolar bekleniyor, daha ılımlı bir hükümet
olası” içerikli raporu ve bu raporun Tel Aviv’de “Washington’un
darbe girişimi” olarak yorumlanması...
Özetle Gazze’ye yardım ulaştırmak için Güney
Kıbrıs’tan bir deniz koridoru açılması ve ABD’nin Gazze’de liman kurması,
gerçekte Washington’un bir üs elde ederek daha resmi kabulünden önce Filistin
Devleti’nin boğazına sarılması demektir. Çünkü ABD’nin stratejisi İsrail’i gaz
merkezi yaparak güvenliğini garanti etmektir.
cumhuriyet