Rasthaber – Hizbullah’ın silahsızlandırılması için baskı yapan ABD,
Lübnan’a heyet gönderdi.
ABD’nin “ateşkesi genişletme ve ülkeyi istikrara kavuşturma” bahanesiyle Lübnan’a yaptığı baskılar geçtiğimiz haftalarda sonuç vermiş ve hükümet, Hizbullah da dahil olmak üzere tüm devlet dışı silahlı varlığın sona erdirilmesine yönelik planı onaylamıştı.
Hizbullah, İsrail’in saldırıları ve işgali son bulana kadar silah bırakmayacağını açıklarken, ABD de Lübnan mesaisini sürdürüyor.
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, başkent Beyrut’taki Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ABD’li Senatörler Jeanne Shaheen ve Lindsey Graham ile ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, ABD’nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson ile görüştü.
Barrack’tan Lübnanlı gazetecilere: ‘Toplantı hayvansı bir hal almaya başlarsa çekip gideriz’
Basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından düzenlenecek basın toplantısı için kürsüye çıkan Barrack, konuşmasına henüz başlamamış olmasına karşın salondaki uğultudan rahatsız oldu ve Lübnanlı gazetecilere “medeniyet dersi” vermeye kalkıştı.
Lübnanlı gazetecileri “hayvansı” davranmakla suçlayan Barrcak, toplantıyı terk etme tehdidinde bulunarak şöyle konuştu:
“Tamam, tamam… Dur, dur, dur, dur… Farklı bir kurallar dizimiz olacak, değil mi? Lütfen bir an sessiz olun, size bir şey söylemek istiyorum. Bu toplantı hayvansı, kaotik bir hal almaya başlarsa çekip gideriz. Eğer olup biteni öğrenmek istiyorsanız uygar davranın, nazik olun, hoşgörülü olun. Çünkü bölgede yaşanan sorunun özü de bu.”
‘En önemli şey Hizbullah’ın silahsızlandırılması’
Barrack ettiği hakaretlerin ardından basın toplantısına başladı. “İsrail’in Lübnan’ın güneyinden çekilmesini sağlamak için çalışacağız ancak en önemli şey Hizbullah’ın silahsızlandırılması” diyen Barrack, İsrail’in Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik adımlarla eş zamanlı adımlar atacağını söyledi.
Lübnan hükümetinin, Hizbullah’ın silahsızlandırılması için bir plan sunacağını ve bunun başarılı olacağına inandığını söyleyen Barrack, hükümetin 11 madde belirlediğini ve bunlara uyma sözü verdiğini, bunlardan ilkinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması planı olduğunu ifade etti.
Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına ilişkin Lübnan’ın planının “askeri” bir girişim olmak zorunda olmadığını savunan Barrack, “Lübnan’da iç savaş istemiyoruz” iddiasında bulundu.
“İsrail’in Lübnan’ı işgal etmek istemediğini söylediğini” de öne süren Barrack, “Hizbullah’ın silahını teslim ettiği teyit edilince İsrail’in Lübnan topraklarından çekileceğini” iddia etti.
Lübnan ordusunu desteklemeye odaklanılması gerektiğine işaret eden Barrack ayrıca “UNIFIL’in görev süresinin bir yıl uzatılmasını onaylayacağız” dedi.
Lübnan ordusunun kendi sınırlarını koruyabileceğini ifade eden Barrack, Lübnan ekonomisini güçlendirmek için Körfez ülkelerini ekonomik bölgeye dahil edeceklerini ve ülkenin güneyindekiler dahil olmak üzere tüm Lübnan halkının yararına olacak yatırımlar gerçekleştirileceğini kaydetti.
‘Şara, Lübnan ile düşmanca bir ilişki istemiyor’
ABD’li Temsilci Barrack ayrıca, Suriye’deki HTŞ yönetiminin lideri Ahmed Şara’nın Lübnan ile düşmanca ilişkiler istemediğini söyledi.
“Suriye’ye gittik ve Cumhurbaşkanı Şara, Lübnan ile düşmanca bir ilişki istemiyor. Tarihi bir ilişkiye sıcak bakıyor ve sınırlar için görüşmelere hazır.” ifadelerini kullandı.
‘Lübnan’a destek olmaya devam edeceğiz’
ABD’li Senatör Shaheen da Cumhurbaşkanı Avn ile çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek Lübnan hükümetinin “Hizbullah’ı silahsızlandırma” kararını desteklediklerini belirtti. Lübnan ordusunun maddi ve lojistik desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyen Shaheen, “Lübnan’ın geleceği için seçtiği yolda ona destek olmaya devam edeceğiz. Lübnan ordusunun önümüzdeki hafta silahları sınırlandırmak için sunacağı askeri planın hükümet tarafından onaylanmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Senatör Lindsey Graham ise Hizbullah’ın silahsızlandırılması fikrinin Lübnan halkından geldiğini iddia etti. “Lübnan, İsrail’in çekilmesini istemeden önce Hizbullah’ı silahsızlandırmalı. Hizbullah silahsızlandırılmadığı sürece İsrail Lübnan’a farklı bakmayacaktır” diyen Senatör Graham, Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararının, İsrail’den bağımsız bir şekilde Lübnan’a ait karar olduğunu ileri sürdü.
Lübnan hükümeti, Hizbullah’ı silahsızlandırabilirse orduya ve ekonomiye destek olacaklarını ifade eden Graham, Hizbullah silahsızlandırıldığında İsrail ile Lübnan’ın güneyinde işgal altında tuttuğu 5 nokta üzerinde müzakere yapılacağını aktardı. Graham, Filistinli gruplar ve Hizbullah’ın silahsızlandırılmaması durumunda Lübnan’da ilerleme sağlanamayacağını öne sürdü.
ABD’nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Ortagus da basın toplantısında, Barrack’ın sözlerinin gayet açık olduğunu belirterek “İsrail, Lübnan hükümetinin kararlarıyla adım adım ilerlemeye hazır” ifadelerini kullandı. Ortagus, sadece söz değil eylem istediklerini kaydederek “İsrail hükümetini de adım atmaya teşvik ediyoruz” dedi.
ABD baskı yaptı, hükümet kabul etti, Hizbullah reddetti, halk sokağa çıktı…
Lübnan’ın yeni yönetimi, yetkilerini ülkenin tüm topraklarına yayma sözü verse de, Hizbullah’a karşı harekete geçmekten kaçınmıştı. Fakat son aylarda ABD ve Lübnan, silahsızlanma yol haritası üzerinde görüşmeler yürütmeye başladı.
ABD, Lübnan ile İsrail arasında varılan ancak İsrail tarafından defalarca delinen ateşkes anlaşmasını “genişletme ve istikrara kavuşturma” bahanesiyle başta Hizbullah olmak üzere tüm örgütlerin silahsızlandırılması için Lübnan’a baskı yapmaya başladı.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 19 Haziran’da Beyrut yönetimine “ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirleyen” ABD önerisini sundu.
Öneri tartışmalara neden olurken, Hizbullah ise İsrail hava saldırılarını sonlandırıp Lübnan’ın güneyinden çekilene kadar silahsızlanmayacaklarını ve İsrail’e karşı koymaktan vazgeçmeyeceklerini bildirdi.
Bu yaşananların ardından Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn liderliğindeki Bakanlar Kurulu, geçtiğimiz haftalarda bir araya geldi. Toplantının ardından yapılan açıklamada Hizbullah dahil olmak üzere Lübnan topraklarındaki tüm silahlı varlığın sona erdirilmesi konusunda mutabakat sağlandığı bildirildi.
ABD’nin “önerisi” kapsamında anlaşılan ilkeler arasında “İsrail’in Lübnan topraklarından çekilmesinin ve kara, hava ve deniz ihlalleri de dahil olmak üzere tüm düşmanlıkların sona erdirilmesinin sağlanması” ile İsrail ile Lübnan ve Suriye ile Lübnan arasında kalıcı bir sınır oluşturulmasının da yer aldığını aktarıldı.
Onaylanan plan doğrultsunda ülkedeki tüm silahlı varlığın devlet tekeline alınması ve grupların elindeki silahların toplanmasına yönelik kararın 2025 yılı sonuna kadar uygulamaya geçeceği duyuruldu. Ancak Hizbullah, İsrail’in saldırıları ve işgali son bulana kadar silah bırakmayacağını açıklamıştı. Lübnan’ın en güçlü silahlı yapısı olan Hizbullah’ın zor kullanılarak silahsızlandırılmaya çalışılması, ülkenin yeniden iç savaşa sürüklenme ihtimalini gündeme getiriyor.
Lübnan halkı ise büyük oranda direniş örgütlerinin silahsızlandırılmasına karşı çıkıyor. Kararın ardından çok sayıda kişi Beyrut, Güney Lübnan ve Doğu Bekaa bölgesinin de aralarında bulunduğu çeşitli yerlerde sokağa çıkmıştı.