Şunu unutmamalıyız ki günah ve haram lokma ibadetin kabul edilmesini engeller. Zira Yüce Allah ayet-i kerimede “sadece takvalı olanlardan kabul eder” buyurmuştur. Yani Allah ancak günahkâr olmayan kimselerin namazını, orucunu, haccını, zekatını, hayır ve hasenatını kabul eder. Bu yüzden günahkâr ve fasık insanların amellerinin Allah katında hiçbir değeri yoktur. O ameli zahiri anlamda sahih bir şekilde yapmış olsalar dahi Yüce Allah'ın katında değeri yoktur. Dolayısıyla günah işlediği halde ibadetini sahih şekilde yapan; mesela gıybet ettiği halde zahiri hükümlerini riayet ederek namaz kılan kişinin ibadeti ve namazı sahihtir ama makbul değildir, Allah günahtan alıkoymayan bir ibadeti kabul etmez.

İbadet gerçek manada yerine getirilirse ve ibadet eden kişi takvayı riayet ederse bunun birçok bereketleri olur. Eğer kişi yaptığı ibadetlerin bereketini yaşamında görmüyorsa şunu bilmesi gerekir ki “muttaki/takvalı” değildir. İbadetlerin etkisizliği ve duaların icabet görmemesi insanın irtikap ettiği günahların doğal sonucudur. şeytan ibadetin aslını yerine getirmemizi engellemekten daha çok onun değerini yok etmek için çalışır. Bu yüzden insanların birçoğu namaz kılıyor, oruç tutuyor, hacca gidiyor ama şeytanın aldatması sonucu bu ibadetler Allah katında değersiz bir hale gelmektedir.

Haram lokma da ibadetin kabulü önünde büyük bir engeldir. Başka bir ifadeyle haram lokmanın ardından yapılan ibadet kabul edilmez. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Yüce Allah'ın görevlendirdiği bir melek gökyüzünden sürekli şöyle seslenir: Kim haram yerse Allah onun farz ve nafile ibadetini kabul etmez. Haram ve şüpheli lokmaları yemek insan hayatında kötü etkiler bırakır, onun dünya ve ahretini harap eder, onu manevi değerlerden uzaklaştırır.

Namaz müminin miracıdır. İnsan kılacağı iki rekat namazla üstün irfani makamlara ulaşabilir. Fakat hayatında haram mal olan kimsenin namazının hiçbir değeri yoktur. Böyle biri için namaz ağırlık ve yükten başka bir şey değildir."

shafaqna