1 – Bugünlerde kimi zaman
emretmemiz ve sakındırmamızın bir etkisi olmayabilir. Bununla beraber tarihte,
başkalarının fıtratlarına dönmelerinde ve hüküm vermelerinde etkili olabilir.
İmam Hüseyin’in (a.s), tarih süreci içerisinde insanların vicdanları gafletten
uyansın diye iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma yolunda şehit olması
gibi...
2 – Kimi zaman emir ve nehiy,
başkaları için ortam sağlar. Ezanı dinleyen olmasa dahi yüksek sesle
okunmasının sünnet olması, herhangi bir taşıt olmasa dahi trafik lambasında
kırmızı ışık yandığında durulması gerektiği gibi. Kanunun korunması ve kanuna
saygı ortamının yaratılması önemli ve gereklidir.
3 – Kimi zaman emir ve
sakındırmalarımız, günahkarları günah işlemekten alıkoymayabilir. Ancak
söylemlerimiz peyderpey de olsa günahın lezzetini damağında acı bir tada
dönüştürecektir. Ya da en azından rahat bir hâl ile günah işleyemeyecektir.
4 – Özgürlüğün korunması için
emredilip, sakındırılmalıdır. Çünkü bu tür söylemlerde bulunmamak toplumu
kasvetli, korkulu ve sessiz bir atmosfere taşır.
5 – İyiliği emredip, kötülükten
sakındırmak başkaları dinlememiş olsa dahi insanın kendisi için bir makam
yaratır. “İnsanları Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve ‘Ben Müslümanlardanım’
diyenden kimin sözü daha güzeldir?” 1
6 – İyiliği emredip, kötülükten
sakındırmak başkaları için bir etkisi olmasa dahi en azından kendimiz için bir
tür Allah’a yaklaşma yoludur. Cesaret telkininde bulunmak ve bunu dillendirmek,
bir nevi taahhüt ve görevi üstlenmedir.
7 – Kimi zaman emir ve
sakındırmalarımızın yakın bir zamanda etkisi olmayabilir. Ancak yanlış işler
yapanlar çıkmaz yola vardıkları gün vicdanları uyanacak ve sizin doğru
söylediğinizi anlayacaklardır. Öyleyse söylediklerinizin bugün etkisi olmasa
dahi, ileriki zamanlarda bir eseri olacaktır.
8 – İyiliği emretmek ve kötülükten
sakındırmak insanın vicdanını yumuşatır. İnsan bir başına kaldığında “ben
vazifemi ifa ettim” diyecektir. Başkaları dinlemese de bu vicdan rahatlığı pek
kıymetlidir.
9 – Başkaları dinlemese dahi
iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, Peygamberlerin yaşayış tarzı ve
davranışıdır. Kur’an şöyle buyurur: “Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt
almazlar.” 2 Yahut defalarca insanların peygamberlerin öğüt ve irşatlarını
dinlemediklerini, yüz çevirdiklerini beyan etmiştir. Öyleyse herkesin sözümüzü
dinleyeceği beklentisinde olmamamız gerekir.
10 – İyiliği emretmek, yanlış
işler yapan kimselere hüccetin tamamlanması, kanıtların ortaya konmasıdır.
Böylelikle kıyamet günü “bana kimse bir açıklama yapmadı” denilemeyecektir.
Aynı şekilde ikaz edene de niye uyarıda bulunmadın denmesine engel olacaktır.
11 – İlahi kahır esnasında,
iyiliği emredenler kurtulacaktır. (bir sonraki ayette de açıklanacağı üzere…)
Binaenaleyh peygamberler ve
vasileri hak kaybolup ortadan kalkmasın diye iyiliği emretme ve kötülükten
sakındırma yolunda şehit düşmüşlerdir. Kur’an bu hususta şöyle buyurur: “…haksız
yere peygamberleri öldürüyorlardı.” 3, “… haksız olarak peygamberleri
öldürmeleri sebebiyle geldi.” 4, “Haksız yere peygamberlerin canlarına
kıyanlar…” 5 Bu ayet-i kerimelerden, insanın kimi zaman iyiliği emretmekte
şehadet hududuna kadar ilerleyebileceği anlaşılmaktadır.
Hz. Ali (a.s) vekiline (Basra
Valisi İbn-i Huneyf’e) yazdığı mektupta; onu, etrafındaki varlıklı ve eşraftan
kimselerin sofrasında hazır bulunması nedeniyle kınamıştır. 6 Yani Hz. Emiru’l
Müminin Ali, (a.s) zühd ve takva yolunun eşrafçılık düzeni içine çekilmemesi
için bir şahsı mektebe feda etmiştir.
--------------------------------------------
1 Fussilet, 33
2 Saffat, 13
3 Al’i İmran, 112
4 Bakara, 61
5 Al’i İmran,21
6 Nehcu’l Belağa,
45. mektup