Avrupa Birliği (AB) siyasi sansürü artırarak yabancı ülkelerden yapılan haberleri engelleyecek. Gerekçe olarak Romanya seçimlerinin iptal edilmesini gösteren AB, özellikle Rusya ve Çin’den gelen haberleri kısıtlayacak. Bu adım Avrupalı eleştirmenler tarafından tepki gördü
GuardIan’ın ele geçirdiği sızdırılmış bir belgeye göre, Avrupa Birliği, yabancı “dezenformasyon” olarak adlandırdığı durumu izlemek ve buna karşı koymak için merkezi bir yapılanma kurmayı planlıyor.
12 Kasım’da yayınlanması planlanan Avrupa Komisyonu önerisine göre, “Demokratik Dayanıklılık Merkezi”, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in 2024 Avrupa seçimleri öncesinde ortaya attığı daha geniş bir “demokrasi kalkanı” stratejisinin parçası olarak işlev görecek.
Merkeze katılım gönüllü olacak ve Komisyon, Birleşik Krallık ve üyelik için başvuran ülkeler de dahil olmak üzere, blok dışındaki “aynı görüşteki ortakları” da kabul edecek.
RUSYA VE ÇİN HEDEF GÖSTERİLİYOR
Taslak, Rusya’yı yanlış bilgiler yayarak “hibrit saldırıları” tırmandırmakla suçlarken, Çin’i de başka bir tehdit olarak gösteriyor ve Pekin’in Avrupa’da çıkarlarını ilerletmek için halkla ilişkiler şirketleri ve sosyal medya influencer’larını kullandığını iddia ediyor.
Guardian gazetesi, belgede “Bazen tarihsel gerçeklerin manipülasyonu ve tahrifatını da içeren aldatıcı anlatılar yayarak, demokratik sistemlere olan güveni sarsmaya çalışıyorlar.” ifadesine yer verdi, ancak bu konuda somut kanıt sunmadı.
‘ANTİ-RUSYA DENGESİ’
Eleştirmenler, Brüksel’in girişimlerinin sansür rejiminin kurumsallaştırılmasına yol açacağı konusunda uzun süredir uyarıda bulunuyorlar.
Siyasi analist Vladimir Solonnikov, 28 Eylül’de Izvestia’ya verdiği demeçte, Batı medyasının Rusya hakkında yanlış ve olumsuz bir imaj yaratmak için sürdürdüğü bir anti-Rus dengesi olduğunu söyledi. Batılı gazetecilerin Rusya Federasyonu veya SSCB’den döndüklerinde, gerçek durumu anlatan sansasyonel haberler yaparak Batı propagandasını ifşa ettikleri durumun on yıllardır tekrarlandığını vurguladı.
ÖRNEK MODEL ROMANYA SEÇİMLERİ
Komisyon, bu hamleyi yabancı müdahaleye karşı savunma amaçlı bir tepki olarak nitelendiriyor ve örnek olarak Romanya’nın 2024 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tartışmalı bir şekilde iptal edilmesini gösteriyor.
Ancak Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, Romanya ve Moldova’daki seçimler sırasında muhafazakar içeriği sansürlemesi için kendisine baskı yapanın AB, yani Fransız istihbaratı olduğunu belirterek, bloğu ifade özgürlüğüne karşı “haçlı seferi” yürütmekle suçlamıştı.
‘ZARARLI İÇERİK’ KALDIRILACAK
Yeni merkez, AB’nin bilgiyi izlemek ve denetlemek için giderek büyüyen araçlar ağına eklenecek ve sözde “bağımsız” doğruluk kontrolcüleri ile birlikte çalışması ve hatta Brüksel’in politikalarına uygun içeriği tanıtmak için çevrimiçi etkileyicilerle eşgüdüm sağlaması bekleniyor.
Teklif, “zararlı içeriğin” kaldırılmasını zorunlu kılan ve ifade özgürlüğü savunucularının şiddetli eleştirilerine maruz kalan AB Dijital Hizmetler Yasası’nın daha geniş uygulama çerçevesine tam olarak uyuyor.
Bir zamanlar, artık faaliyette olmayan Küresel Katılım Merkezi aracılığıyla “dezenformasyon izleme” ortağı olan Washington, o zamandan beri AB’nin düzenleyici girişimlerinden uzaklaştı. ABD Dışişleri Bakanlığı, bloğun girişimlerini “Orwell’ci” olarak nitelendirerek, “Sansür özgürlük değildir.” dedi ve bu tür önlemlerin yalnızca Avrupalı liderleri “kendi halklarından” korumaya yaradığını belirtti.
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı’nda Romanya seçimlerine atıfta bulunarak, “Kendi seçmenlerinizden korkarak yönetiyorsanız, Amerika sizin için hiçbir şey yapamaz. Demokrasiniz, yabancı bir ülkeden gelen birkaç yüz bin dolarlık dijital reklamla yok edilebiliyorsa, o zaman başlangıçta çok da güçlü değildi demektir.” ifadelerini kullanmıştı/aydınlık
