ABD ve İsrail’in IŞİD Planı

Arap dünyasının önde gelen gazeteci ve yazarlarından Abdulbari Atvan, Suriye’nin Tedmur kentinde ve Avustralya’da gerçekleşen iki saldırıya işaret ederek, IŞİD’in ömrünün sona erdiğine ancak ABD ve İsrail’in bu grubu yeniden hayata döndürdüğüne ve amacın kendi düşmanlarına saldırmak ve Suriye’ye müdahale etmek için bir bahane yaratmak olduğunu açıkladı ve “Aslında IŞİD’in yeniden canlandırılması, direnişle mücadele için bir bahanedir” dedi.

Atvan, YouTube’da “Sovt” kanalına yaptığı açıklamalarda şu ifadelerde bulundu: “İki önemli olay meydana geldi. Birinci olay, silahlı bir Suriyeli gencin Suriye’nin Tedmur (Palmira) kentinde Amerikan güçlerinden oluşan bir heyetin toplandığı yere ulaşmayı başarmasıydı. Bu gencin açtığı ateş sonucu iki Amerikan askeri, bir Amerikan tercüman ve bir Suriyeli güvenlik görevlisini öldürdü. İkinci olay ise Avustralya’nın Sidney kentindeki caddelerden birinde Yahudilerin düzenlediği bir kutlamaya bir kişinin saldırması ve 16 kişiyi öldürmesiydi.

Bu olaylar arasında bir bağlantı vardır. Ortak bağ, Yahudi karşıtlığının geri dönüşüdür ve bu çok önemli bir meseledir. Bir diğer önemli konu ise ABD ve İsrail rejiminin bu iki olaydan hemen sonra IŞİD’i suçlaması ve bu olayların faili ve uygulayıcısı olarak göstermesidir. Ne zaman bir Amerikan ya da İsrailli öldürülse, program önceden hazırdır ve IŞİD suçlanır. Bu, bir insanın IŞİD’in dünyanın üçüncü gücü haline geldiğini ve bizim bundan habersiz olduğumuzu hissetmesine yol açacak kadar şaşırtıcı bir durumdur.

Bu önemli bir meseledir. Şu anda Araplar ve Müslümanlar aleyhine bir yaygara koparılmaktadır. Onlar sürekli olarak terörist olmakla suçlanıyor. Herkesin Yahudiler için alkış tutmasını ve Yahudilerin dünyadaki her şeyi kontrol etmesini istiyorlar. Bu koşullarda Suriye’de IŞİD’le mücadeleye odaklanılacaktır. Amerikan güçlerine saldırıyı gerçekleştiren kişi kesinlikle IŞİD üyesi değildir. Bu kişi, Ahmed eş-Şara’ya bağlı Suriyeli bir güvenlik gücü mensubuydu ve aşırılık yanlısı olmakla suçlanmaktadır. Onlara sormak gerekir: Heyet-i Tahrir-i Şam ve Ahmed eş-Şara tekfirci ve aşırıcı fikirlere sahip değil miydi?

ABD ve İsrail rejimi temel bir konuyu göz ardı etmiştir. Onlar Suriye halkının onurunu, haysiyetini ve milliyetçiliğini unutmuşlardır. Suriye halkı asil ve direnişçidir. Bu halk ve bu ülkenin eski rejimi İsrail rejimiyle dört kez savaşa girdi. Bu halk kendisini Büyük Suriye’nin bir parçası olarak görür ve Filistin, Büyük Suriye’nin güneyi sayılır. Şara güçleri Gazze halkını desteklemek için hiçbir adım atmadılar ve bu çok şaşırtıcı bir durumdu.

Suriye halkı için Beşşar Esad’ın iktidarda olması ya da Ahmed eş-Şara’nın yönetimi ele alması önemli değildir, onlar milliyetçiliği ve Filistin meselesini savunmayı unutamazlar. Suriye halkı bugün ülkesinin İsrail rejimi ve ABD’nin düşmanı olmasını istemektedir. ABD ve İsrail rejimi de Suriye’deki varlıklarına karşı çıkan ve onlara saldıran her Suriyeliyi IŞİD’li olarak nitelendiriyor ki Suriye’ye müdahale etmek için bahaneleri olsun. Ayrıca Müslüman Kardeşler hareketini de suçlu olarak görüyorlar, çünkü bu hareket Yahudi karşıtı bir yaklaşıma sahiptir.

Bugün İsrail rejimi, kimin ABD karşıtı olduğunu ya da kimin Yahudi karşıtı sayılacağını belirlemektedir. Bu meseleler göz önüne alındığında Müslümanlar ve Araplar çok uyanık olmalıdır. İsrail rejiminin ABD kurumları içindeki paralı askerleri tarafından izlenen bu Amerikan politikası, tüm dünyanın ve bizzat ABD’nin yıkımına yol açacaktır. IŞİD yolun sonuna gelmiştir, ancak ABD ve İsrail, kendi düşmanlarını yok etmek için bahane üretmek amacıyla IŞİD’i yeniden canlandırmışlardır.

Bugün bölge, Hizbullah’ın, Hamas’ın, Yemen direnişinin ve tüm Ortadoğu’nun yok edilmeye çalışılması gibi çok daha tehlikeli bir meseleyle karşı karşıyadır. Suriye geçici yönetimi de Washington’da, Suriye’nin IŞİD’le mücadele koalisyonuna katılacağına dair taahhütte bulundu. Hizbullah, Hamas ve diğer direniş hareketleriyle savaşılmak isteniyor. Aslında IŞİD’in yeniden canlandırılması, direnişle mücadele için bir bahanedir. İsrail rejimi tüm dünyayı yıkıma sürüklüyor. Yahudi karşıtlığı konusunu körükleyerek yeni savaşlar başlatmak istiyorlar. Tedmur’da ABD ve İsrail güçlerinin Suriye’deki varlığına karşı çıkanlar kesinlikle IŞİD’li değildir.

Suriye halkının genel yaklaşımı ABD ve İsrail rejimine karşıtlık ve düşmanlıktır. İsrailliler bu sözde Yahudi karşıtlığı bahanesiyle Gazze’de 70 binden fazla insanı, kadınları ve çocukları kana bulayıp yerle bir ettiler.

Tedmur’da Amerikan güçlerine yönelik saldırı da önemli bir konuydu. Suriye halkı bu saldırıyla ABD’ye karşı duruşunu gösterdi ve bölge halklarının büyük çoğunluğunun hissiyatının ABD ve İsrail rejimiyle mücadele etmek olduğunu ortaya koydu. Bu, Suriye’nin milliyetçiliğiyle yeniden dirildiğini ve ABD ile İsrail rejiminin tüm planlarının boş ve geçersiz olacağını göstermektedir.

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın