ABD Ve İsrail Lübnan’da İç Çatışmayı Zorluyor

Silah bırakma baskısıyla karşı karşıya olan Hizbullah, ABD, İsrail ve Lübnan Hükûmeti’ne direniyor. İranlı uzman Hacuyi, bu konuda kritik bir eşiğe ulaşıldığını belirtti. Hacuyi, bu durumun İsrail’in çıkarlarına hizmet eden bir senaryonun parçası olduğunu belirtti.

İran Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Lübnan Araştırmaları Grubu Müdürü Dr. Muhammed Hacuyi, Lübnan’da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Hacuyi, Lübnan Hükûmeti’nin Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına ilişkin son kararının, Amerikan baskısı ve İsrail-Lübnan savaşında yaşanan değişikliklerden kaynaklandığını söyledi.

‘CUMHURBAŞKANI ABD BASKISIYLA SEÇİLDİ’

Hacuyi, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın dönemin ABD Temsilcisi Amos Hochstein’in baskısı altında seçildiğini aktardı. Daha sonra Nevvaf Selam Hükûmeti’nin kurulduğunu belirten Hacuyi, “Bu isimler, belirli bir misyon ve projeyle çalışmaya devam ettiler; bunların en önemlisi Hizbullah’ın silahsızlandırılmasıydı. Bu konu, İsrail ve ABD’nin bölgesel düzeni değiştirmeye yönelik daha geniş kapsamlı bir projesinin parçasıdır.” dedi.

‘BU PROJE HAŞDİ ŞABİ’YE DE UZANIYOR’

Hacuyi, ABD’nin, Lübnanlı grupları silahsızlandırma projesinin Irak’taki Haşdi Şabi’yi dağıtma veya İran’a karşı askeri harekât gibi, bölgede daha geniş kapsamlı bir değişimin parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. İranlı uzman tüm bunların, bölgesel düzeni değiştirme ve ABD ile İsrail için bölgedeki ana tehdit olan direniş eksenini zayıflatma hedefiyle örtüştüğünü belirtti.

‘BÜYÜK BİR İÇ ÇATIŞMA YAŞANABİLİR’

Hacuyi, eğer bu yıl sonuna kadar Hizbullah’ı silahsızlandırma planı uygulamaya konmak isterse, Hizbullah bu plana tamamen karşı çıktığı için büyük bir iç çatışmanın yaşanabileceğini aktardı. İranlı uzman şu ifadeleri kullandı:

“Böyle bir çatışma, Lübnan’da iç savaşlar dönemine geri dönüş anlamına gelebilir. Ancak mevcut koşullar altında bu senaryonun çok düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyorum. Lübnan’da iç savaşa girme konusunda belirli bir tedirginlik var, ancak asıl zorluk Amerikalılar ve İsrail’in bu durumun olması için yoğun çaba sarf etmesidir.”

DÖRT SENARYO

Hacuyi dört senaryonun farklı derecede ihtimaller dahilinde olduğunu belirtti. İranlı uzman, bunlardan ilkinin önümüzdeki aylarda ordu ile Hizbullah arasında bir çatışmanın olacağı fakat bunun pek olası olmadığını düşündüğünü söyledi. İkinci senaryoyu ise mevcut kırılgan durumun devam etmesi; yani İsrail’in saldırılarına ve işgallerine devam ettiği, Hizbullah’ın silahsızlanmasının fiilen yaşanmadığı durum olarak belirtti. Hacuyi, bu ihtimalin daha yüksek olduğunu vurgulayarak kırılgan durumun şimdilik devam etmesinin muhtemel olduğunu kaydetti.

Hacuyie göre üçüncü senaryo ise arzu edilen ve beklenen bir senaryo olup, Lübnan sahasında bir tür ulusal diyalog kurulması ve silah sorununun daha önce Lübnan’da var olan Taif Anlaşması ve Doha Anlaşması gibi modeller temelinde çözülmesinin hedeflenmesi. Bu senaryo, Lübnan’da gerginliğin artmasını önlemek açısından en iyi senaryo olsa da, İranlı uzman ABD ve İsrail baskılarından dolayı bu senaryonun gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.

Son senaryo olarak da Hacuyi, İsrail’in saldırılarının yoğunlaşması ihtimalini değerlendirdi. Hacuyi, önümüzdeki aylarda Lübnan’daki silah sorununun çözümü konusunda çıkmaza girdiği bir dönemde, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının artması ve Suriye’den Lübnan’a tekfirci grupların güvenlik karşıtı hareketlerinin artması gibi bazı dış baskıların yaşanmasının olasılığından bahsetti.

‘İRAN İÇİN KRİTİK’

İran’ın gelişmeleri hassasiyetle takip ettiğini belirten Hacuyi, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı olarak yeni göreve başlayan Ali Laricani’nin takip ettiği ilk konunun, Irak ve Lübnan’daki gelişmeler olduğunu aktardı.

Hacuyi, “Irak örneğinde, ABD’nin İran’ın ülkedeki müttefiki olan Haşdi Şabi’yi dağıtması yönünde baskı, Lübnan’da da Hizbullah’ı silahsızlandırma projesi devam ediyor. İran için Hizbullah meselesi daha da önemlidir, çünkü Hizbullah, direniş ekseninde İran’ın en yakın müttefiki ve iki taraf arasında yakın stratejik ve ideolojik bağlar bulunmaktadır. İran, son gelişmelerin direniş eksenini zayıflatma ve bölgesel düzeni değiştirme projesinin bir parçası olduğunu anlamaktadır. Bu nedenle, bu projenin hayata geçirilmesini engellemek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu/aydınlık

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın