ABD, İran’a yönelik ekonomik baskı politikasını derinleştirerek, petrol ve petrol ürünleri taşıdığı iddia edilen 29 nakliye gemisini ve bu gemilerle bağlantılı şirketleri yaptırım listesine aldı. Washington, söz konusu gemileri “gölge filo” olarak tanımlarken, bu adım uluslararası deniz ticaretini tek taraflı yaptırımlarla denetleme çabasının yeni bir örneği olarak değerlendiriliyor.
ABD Hazine Bakanlığı, gemilerin “aldatıcı nakliye yöntemleriyle” İran petrolü taşıdığını öne sürerek, Tahran’ın gelir kaynaklarını kesmeyi amaçladığını açıkladı. Yetkililer, bu gelirlerin İran’ın askeri faaliyetleri ve silah programları için kullanıldığını iddia etse de, somut kanıtlar kamuoyuyla paylaşılmadı.
Uzmanlar, ABD’nin nükleer anlaşma dışında kalmasına rağmen İran’a yönelik bu tür yaptırımları sürdürmesinin, uluslararası hukuk ve serbest ticaret ilkeleriyle çeliştiğine dikkat çekiyor. Yaptırımların yalnızca İran’ı değil, üçüncü ülke şirketlerini ve küresel enerji piyasasını da doğrudan etkilediği vurgulanıyor.
Washington’un bu son hamlesi, enerji ticaretini jeopolitik bir silaha dönüştürdüğü eleştirilerini güçlendirirken, İran cephesi ise nükleer faaliyetlerinin sivil amaçlı olduğunu ve yaptırımların siyasi baskı aracı olarak kullanıldığını savunmaya devam ediyor.
