Aksakal: Türkiye, Rusya-Çin-İran İle İlişkilerini Mutlaka İlerletmeli

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, DSP’nin dış politika eksenini bölge merkezli politikanın oluşturduğunu söyledi. Bölge ülkeleri ile iş birliğini vurgulayan Aksakal, “Geçmişte emperyalizmin her türlü dayağını yediğimiz noktada ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri bizim karşımızda olmuş. Her kurtuluşumuzda da Rusya ve Çin yanımızda olmuş” dedi.

Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programının konuğu Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal oldu. Programda, Türkiye’nin ekonomi ve dış politikasını değerlendiren Aksakal, şu mesajları verdi:

‘Bölge merkezli dış politika izlenmeli’

DSP Genel Başkanı Aksakal, Türkiye’nin dış politikasının merkezinde bölge ülkeleriyle işbirliğinin olması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin tarihsel olarak en büyük desteği Rusya ve Çin hattından gördüğünü vurgulayan ve komşularla güçlü ilişkilerin Atatürk’ün barış temelli dış politikasının temelini oluşturduğunu ifade eden Aksakal, şunları kaydetti:

“Küresel emperyalizmin öncü devleti ABD. Bunu artık herkes kabul ediyor. Arkasındaki gücün Birleşik Krallık olduğu konusunda da kimsenin bir şüphesi yok. Stratejileri Birleşik Krallık oluşturuyor, yönetmeni Amerika ve bunun uygulayıcıları, aktörleri de İsrail ve buna benzer tetikçileri de vekil savaşçıları. Bunu artık herkesin kabul etmesi gerekiyor. Bunun karşılığında Sayın Bahçeli’den böyle bir önerinin gelmesinin samimiyet derecesinin sorgulanması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü MHP bugüne kadarki siyasetlerinin hiçbir tarafında bahsettiği ülkelerin politikalarıyla yan yana gelebilmiş değildir. Oysa DSP’nin dış politikasının ana eksenini bölge merkezli dış politika oluşturur. Bu da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ temelli dış politikasının üzerine kurgulanmış bir politikadır. Bu ne demek? Rusya, İran, Suriye, Yunanistan, Bulgaristan… Önce bunlarla iyi olacaksınız, ondan sonra ülkenin ekonomik çıkarlarının gelişmesi yönünde diğer devletlerle de siyasi ilişkilerinizi geliştirebilirsiniz.

Bugünkü manzarada Türkiye’nin bu sıkıntılardan kurtuluşu noktasında bir değerlendirmeye tabi tutacak olursak geçmişe dönüp baktığımızda küresel emperyalizmin her türlü dayağını yediğimiz noktada ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri bizim karşımızda olmuş. Her kurutuluşumuzda da SSCB’den itibaren başlayan Rusya ve Çin bölgesi olmuş. O zaman hepimizin aklı, fikri var. Oturup mantıklı bir düşünmemiz gerekiyor. Devletin kalıcı politikalarını karşımızdaki küresel güçlerin de ikna olacağı boyutuyla ortaya koyup bu ilişkilerimizin geliştirmemizin çok önemli olduğunu ben de kabul ediyorum ama bunu söyleyen ağız önemli. Bunu biz yıllardır söylüyoruz; Türkiye Rusya ile mutlak surette iyi ilişkilerini geliştirmek zorundadır. Özellikle Kurtuluş Savaşı’ndan itibaren başlayan, bu ülkelerin bize desteğini unutmamamız gerekiyor. Büyük sanayi yatırımlarımızı onların katkıları ile hayata geçirdiğimizi hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor ve bunu geliştirmek için de ekonomi politikalarımızda bir paralelliği bura ile kurmamız halinde Türkiye’nin geleceğine ilişkin bir güvence oluşturabiliriz. Dolayısıyla gerçekten eğer o tip bir yaklaşım hayata geçirilebilirse Türkiye için doğru bir strateji olacaktır düşüncesindeyim.”

sputnik

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın