Ankara, Şam İle Direniş Arasında Arabulucu Oldu

Hizbullah Milletvekili Ammar el-Musevi’nin Türkiye’deki bir konferansa katılımı, Ankara’nın Lübnan direnişi ile yeni Suriye yönetimi arasında yürüttüğü arabuluculuk çabalarını gündeme taşıdı. Kaynaklara göre Türkiye, Şam yönetiminin Hizbullah’ı hedef almaması karşılığında, direnişin de Suriye’deki yeni yönetime karşıt unsurları desteklememesini içeren bir mutabakat zemini arıyor.

Hizbullah milletvekili ve Lübnan direnişinin uluslararası ilişkilerden sorumlu yetkilisi Ammar el-Musevi, hafta sonunda Türkiye’de düzenlenen bir konferansta yer aldı.

Ziyaret, Ankara’nın Hizbullah ile Suriye’nin yeni yönetimi arasında yürüttüğü diplomatik trafikle eş zamanlı gerçekleşti.

Arabi21’ün aktardığına göre Türkiye, gerilimi düşürmeyi ve tarafların birbirine karşı adım atmamasını sağlamayı hedefleyen mesajlar iletti.

Şam ve Hizbullah arasında hassas temas

El-Modon gazetesine göre Türkiye, Suriye, İran ve Hizbullah hattında kilit bir arabulucu konumuna yerleşti. Ankara’nın masadaki önceliği, Hizbullah’a Şam yönetiminin kendisini hedef almayacağı yönünde güvence vermek.

Buna karşılık Hizbullah ve İran’dan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şaraa’ya muhalif unsurları desteklememeleri talep ediliyor.

Özellikle Suriye’nin kıyı şeridi gibi hassas bölgelerde yeni yönetime karşı faaliyet yürütülmemesi, Ankara’nın istediği teminatlar arasında bulunuyor.

Konferans katılımcıları, toplantıyı İsrail işgaline karşı bölgesel ölçekte ortak bir iradenin yeniden inşası olarak tanımladı.

Toplantının, bölgedeki parçalanmaya karşı direniş hareketleri arasındaki koordinasyonu güçlendirme çabasının bir parçası olduğu vurgulandı.

Görüşmelerde olumlu hava ve tek arabulucu

Nidaa el-Vatan gazetesi, Ankara’nın kısa süre önce üst düzey bir Hizbullah yetkilisi ile Suriye hükümetinden üst düzey bir ismi bir araya getirdiğini bildirdi.

Gazeteye konuşan ve konuya aşina bir kaynak, tarafların son derece hassas konuları ele aldığını ancak görüşmenin sonucunun olumlu göründüğünü belirtti.

Kaynak, müzakerelerin içeriğine dair şu detayları paylaştı:

“Görüşmelerde, Şam’ın hem Tahran hem de Hizbullah ile ilişkilerinin yeniden yapılandırılması ve bu ilişkilerin üç tarafın da çıkarlarına hizmet edecek, aynı zamanda şu anda kurulmakta olan mutabakatları bozmayacak şekilde yeniden ayarlanması üzerinde duruldu.”

Türkiye’nin detaylara hakim olduğunu ve görüşmelerin yapılması için kolaylaştırıcı adımlar attığını ifade eden kaynak, sürece diğer Arap ülkelerinin dahil olmadığını kaydetti.

SSNP’nin katılımı parti içinde kriz yarattı

Musevi’ye Türkiye ziyaretinde, Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi’nin (SSNP) medya sorumlusu Mahir ed-Denna eşlik etti.

Lübnan’ı da kapsayan “Büyük Suriye” fikrini savunan ve Lübnan merkezli faaliyet gösteren parti, Hizbullah’a yakınlığıyla tanınıyor. Partinin kurucusu Antun Saade, 1949 yılında Lübnan hükümeti tarafından idam edilmişti.

SSNP’den bir kaynak, The Cradle’a yaptığı açıklamada, parti üyesinin Türkiye’de düzenlenen “Kudüs’e Bağlılık” konferansına katılmasının kendilerinde şok ve öfke yarattığını söyledi.

Kaynak, “Liderimiz Antun Saade, Türkiye’nin bölgemiz için oluşturduğu tehdide dikkat çeken ilk isimlerden biriydi” diye konuştu.

Parti tabanı, Ankara’nın Suriye ve bölgedeki politikalarını yayılmacı olarak nitelendiriyor ve İsrail ile ilişkilerine karşı çıkıyor.

Hizbullah, Suriye savaşının ilk yıllarından itibaren eski Suriye hükümetiyle birlikte sahada aktif rol aldı. Örgüt, El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi ve Ahrar eş-Şam gibi gruplardan bazı bölgelerin geri alınmasında etkili oldu.

Nusra Cephesi daha sonra Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) adını aldı.

HTŞ, 2024 yılında eski Suriye lideri Beşar Esad yönetimini deviren ve halen Suriye Savunma Bakanlığı üzerinde nüfuz sahibi olan yapı olarak öne çıkıyor.

El Kaide bağlantılı bu grup, savaşın başlarında Lübnan’ın kuzey ve doğu sınır bölgelerini kontrol etmiş, 2017 yılında ise Hizbullah ve Lübnan ordusu tarafından bölgeden çıkarılmıştı.

Ahmed eş-Şaraa liderliğindeki Nusra Cephesi, geçmişte Beyrut dahil Lübnan’da çok sayıda bombalı saldırı ve cinayetten sorumlu tutulmuştu.

İsrail ile müzakere masası

Diplomatik trafik, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının sürdüğü bir atmosferde hız kazandı. Tel Aviv yönetimi, Hizbullah’ın derhal silahsızlanmaması halinde Lübnan’a karşı geniş çaplı bir savaş başlatma tehdidinde bulunuyor.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, kısa süre önce Suriye hükümetinin Washington’un Hizbullah’ı etkisizleştirmeye yönelik çabalarına katılacağını açıkladı.

İsrail, Esad hükümetinin düşmesinin ardından ikmal hatlarının zayıflamasına rağmen Lübnan direnişinin Suriye üzerinden silah kaçırmaya çalıştığını iddia ediyor.

Şam yönetimi ise Hizbullah’a yönelik silah sevkiyatlarını engellediğini sık sık duyururken, Lübnanlı yetkililer kaçakçılık iddialarını reddediyor.

Son aylarda Ahmed eş-Şaraa hükümeti ile İsrail arasında doğrudan müzakerelerin yürütüldüğü belirtiliyor. Barrack, eylül ayında Suriye-İsrail güvenlik anlaşmasının neredeyse tamamlandığını açıklamıştı.

Şu an tıkandığı ifade edilen görüşmelerde, olası bir anlaşmanın temel unsurlarından birinin istihbarat paylaşımı olduğu öne sürülüyor.

İsrail basınına göre bu işbirliği, İran ve Hizbullah’ı hedef alan “Direniş Ekseni”ne karşı ortak hareket etmeyi kapsıyor.

harici

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın