Basra Bölgesi; Batı Asya’yı Bölme Projesinde Yeni Bir Kıvılcım

Batı Asya, bölünme planları ve siyasi baskıların gölgesinde nefes almaya çalışırken, şimdi gözler Irak’a çevrilmiş durumda petrol zengini Basra’da bir “bölge” kurulmasına dair yükselen fısıltılar, ülkenin parçalanması ve dağılması kâbusunu yeniden canlandırmıştır.

Batı Asya bölgesi bölme projeleri ve siyasi baskılarla boğuşurken, şu anda gözler Irak’a yönelmiştir. Bu bağlamda “Basra Bölgesi’nin” kurulmasına yönelik plan, bu ülkenin birlik ve istikrar geleceği hakkında yeniden ciddi tartışmalar doğurmuştur.

Bölge Bölünme Yolunda mı?

Rey el-Yevm gazetesi, bu konuda “Halid el-Ceyusi’nin” kaleme aldığı bir yazıya yer ver verdi, Ceyusi şu ifadelerde bulundu: “Suriye fiilen bölünmüş görünürken, Lübnan’ın direnişinin silahsızlandırılması yoluyla bölünmesine yönelik çabalar sürerken, “kabilelerin bağımsızlığı” projesiyle Cezayir’e odaklanılırken, Mısır Siyonist rejimle yaptığı uzun vadeli gaz anlaşmalarıyla zayıflatılırken ve geri kalan ülkeler barış ve normalleşme anlaşmaları çerçevesinde baskı altına alınmışken, şimdi Irak’ın da “Basra Bölgesi” penceresinden parçalanma yoluna girdiği görülmektedir.

Bu süreçte Irak merkezi hükümeti, ülkenin bölünmesi, petrol kaynaklarının kaybedilmesi ve ekonomik ve toplumsal uçurumların derinleşmesi endişesiyle Basra’nın ayrı bir bölgeye dönüştürülmesine karşı çıkmaktadır.”

Basra Bölgesi Kurulma Sürecinin Başlangıcı

Halid el-Ceyusi, yazısının devamında yayımlanan bir habere işaret ederek, Irak Seçim Komisyonu’nun Basra Bölgesi’nin kurulmasına yönelik başvuru formlarını yayımladığını ve bunun, ayrı bir bölge kurulmasına izin veren anayasal çerçeveye dayandığını ileri sürdüğünü aktardı.

Bu iddiaya göre komisyon, eyalet seçmenlerinin yüzde 2’sinin imzasını toplamak için formlar sunmuştur. Bu imzaların incelenip doğrulanmasının ardından, seçmenlerin yüzde 10’unun başvuru ve imzalarının alınması için kayıt merkezleri açılacak, daha sonra talep Bakanlar Kurulu’na iletilecek ve Basra Bölgesi’nin kurulmasına ilişkin referandum tarihi belirlenecektir. Nihai kararı ise seçmenler verecektir.

Bağdat’tan Yalanlama

Ancak Bağdat’taki Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu bu haberi hızla yalanlayarak, imza toplama formlarının yayımlanması veya dağıtılması için resmi bir onay verildiğine dair her türlü iddianın yalan olduğunu vurguladı.

Bu arada, Basra’daki Seçim Komisyonu ofisinin açıklamaları ile Bağdat’taki merkez arasında açık bir çelişki gözlenmektedir. Aynı zamanda bazı sivil toplum kuruluşları da Basra bölgesi kurulmasına yönelik yasal seçeneği yeniden canlandırmak için yeni bir hareket başlatmıştır.

Asıl soru şudur: Eğer gerçekten Basra Bölgesi ilan edilirse, Bağdat’taki merkezi hükümet ne ölçüde kontrol sağlayabilecektir? Irak’ın diğer vilayetleri de, hükümetin yetersizliği, ekonomik sorunlar ve işsizlik gerekçesiyle bölge kurma ve bağımsızlık yoluna girerse ne gibi sonuçlar doğacaktır? Bu durum, bir zamanlar yeniden ayağa kalkıp eski konumuna dönebileceği düşünülen güçlü Irak’ın çöküşüne yol açabilecek bir tabloyu ortaya koymaktadır.

Ekonomik ve Toplumsal Endişeler

Bu yazının devamında şu ifadelere yer verilmiştir: Iraklılar, bölge kurma eğiliminin ekonomik sorunları daha da ağırlaştırmasından endişe duymaktadır. Çünkü petrol zengini vilayetler serveti kendi kontrollerine alabilir ve bu durum yoksul vilayetlerin öfkesine yol açarak ülkeyi iç çatışmalara, hatta bir iç savaşa sürükleyebilir.

İmza Sayıları ve Hukuki Süreç

Basra vilayetindeki seçmen sayısının 1 milyon 600 bini aşması dikkate alındığında, bunun yüzde 2’si 32 binden fazla imzaya karşılık gelmektedir. Yasaya göre, bu imzaların toplanması ve doğrulanmasının ardından, bölge kurulmasına yönelik halk iradesinin kesinleşmesi için daha fazla imza toplanması gerekmektedir.

Basra Bölgesi Girişimlerinin Geçmişi

Basra Bölgesi kurulmasına yönelik çağrılar yeni değildir, bu plan, 2003’teki Amerikan işgalinden bu yana, Kürdistan Bölgesi deneyiminin tekrarlanması amacıyla gündeme getirilmiştir. Ancak Bağdat’taki merkezi hükümetin muhalefeti de dâhil olmak üzere çeşitli nedenlerle hiçbir zaman sonuca ulaşmamıştır.

Yerel Yetkililerin Tutumu

Basra vilayeti sözcüsü Muin el-Hasan, geçmişteki girişimlerin başarısız olmasının bu fikrin sona erdiği anlamına gelmediğini vurgulamıştır. Artan halk eğilimine dikkat çeken Hasan, Basra Bölgesi’nin “ayrılıkçı ya da etnik” olmadığını, aksine yerel yönetimin yetkilerini genişletmeyi ve kaynaklar ile hizmetlerin daha iyi yönetilmesi için bir idari yapı kurmayı amaçlayan idari bir bölge olduğunu söylemiştir.

Anayasal Çerçeve

Irak’ta Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından 2005 yılında hazırlanan anayasa uyarınca, her bir vilayet ya da birkaç vilayet, resmi talep ve referandum yoluyla bölge kurabilir. Bu talep ya vilayet meclis üyelerinin üçte biri tarafından ya da ilgili vilayetlerdeki seçmenlerin yüzde 10’u tarafından yapılmalıdır.

Basra’nın Stratejik Önemi

Basra, Irak’ın ana limanı ve ülkenin tek deniz çıkışıdır. Bu vilayet, Irak’ın petrol rezervlerinin yaklaşık üçte ikisini barındırmakta ve dev petrol ve gaz sahalarına sahiptir. İşte bu durum, servetin bölünmesi ve Irak’ın çöküş ihtimali konusundaki endişeleri artırmaktadır.

Seyyid Mukteda Sadr’ın Uyarısı

Sadr Hareketi lideri, yıllar önce vilayetlerin bölgeye dönüştürülmesinin Irak’ın “işgalinin” önünü açabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Sadr, halka hitaben şunları söylemişti: “Bölge yetkilileri sizi daha kolay soyacaktır, yolsuzluk ve zulüm artacak, iç ve dış tamahkarlar üzerinizde daha fazla hâkimiyet kuracaktır.”

Basra Bölgesi’nin Sembolü

Birkaç yıl önce Basralı gençler, farazi bir Basra Bölgesi bayrağını göndere çekmişti. Bu bayrak; beyaz (barışın simgesi), mavi (denizin simgesi), yeşil (tarımın simgesi) renklerini ve ortasında iki hurma dalı üzerinde yer alan bir petrol damlasını içermektedir.

Bölgesel ve Uluslararası Boyutlar

Bu ayrılıkçı eğilimler, bölgesel ve uluslararası destekten yoksun değildir. Bu çerçevede Washington’un Basra Bölgesi konusundaki tutumu hâlâ belirsizdir. ABD, resmi açıklamalarında Irak’ın devlet yapısında ya da idari sisteminde yapılacak her türlü değişikliğin anayasal çerçevede gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Amerikalı yetkililer Aralık 2025’te “anayasanın gözetilmesi gerekliliği” üzerinde durmuşlardır. Bu arada, ABD’nin Basra’daki konsolosluğu 2018’den bu yana güvenlik gerekçeleriyle kapalıdır ve 2025 yılına kadar da kapalı kalmıştır.

Analistlere göre ABD’nin “Basra Bölgesi” konusundaki resmi tutumu belirsiz ve temkinlidir. Washington, bölgelerin kurulması da dâhil olmak üzere Irak’ın devlet veya idari yapısındaki her türlü değişikliğin yalnızca Irak Anayasası çerçevesinde yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Bununla birlikte bazı analizler, ister Sünni Bölgesi ister Basra Bölgesi olsun ABD’nin Irak’taki bölgesel projelere stratejik bir bakışla yaklaştığını ve bunları İran’ın nüfuzunu sınırlamak ve bölgesel düzeni yeniden tasarlamak için bir araç olarak gördüğünü ileri sürmektedir.

Bu bağlamda İran, Basra’daki ekonomik ve altyapı projelerini memnuniyetle karşılamasına ve bu vilayette kalkınmayı ve ekonomik nüfuzunu desteklemesine rağmen, Basra Bölgesi’nin kurulmasına destek vermemekte ve böyle bir adımı Irak’ın birliği için tehdit olarak değerlendirmektedir.

Dolayısıyla İran’ın, Basra’nın siyasi özerkliğinden ziyade, bu vilayetteki ekonomik ve altyapısal bağlantıların güçlendirilmesine daha fazla ilgi duyduğu söylenebilir.

Farsnews’den tercüme edilmiştir

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın