Hizbullah İcra Kurulu Başkanı Ali Damuş, düşman Siyonist rejimin direnişi yok etmek amacıyla 66 gün süren bir savaş başlattığını, ancak savaşçılarımızın cesareti ve yiğitliği nedeniyle düşmanın amacına ulaşamadığını söyledi.
El-Nashra’ya konuşan Damuş, düşmanın savaş boyunca güneyde nüfuz sağlamaya ve bölgeyi kontrol altına almaya çalıştığını ancak kahramanca karşı koyuşun buna mani olduğunu belirtti. Savaşın son günlerinde düşmanın tükenmişlik yaşadığını, aşınma savaşına girdiğini ve sonunda ateşkese razı olmak zorunda kaldığını ifade etti.
Damuş, bazı komutanların kaybı ve ailelerin büyük fedakârları nedeniyle üzüntü olduğunu, ancak bugün işlerin normal seyrinde devam ettiğini ve düzenli ve kabul edilebilir bir hızla sürdüğünü söyledi. Direnişin yetenekleri ve kapasitesi hakkında medyada detay verilmeyeceğini, böylece düşmanın belirsizlik içinde bırakılacağını belirtti; buna rağmen direnişin gücünün yeniden tesis edildiğini ve karşılaşılabilecek zorluklara karşı güç ve hazırlığın artırıldığını vurguladı.
Damuş, silahlarını teslim etmeme konusundaki kararlı ve net duruşlarını ilan ettiklerini; kendileriyle mücadele eden herhangi bir tarafla ise “Kerbela benzeri” bir savaşa gireceklerini söyledi. Bu sert tutumun düşmanların hesaplarını bozduğunu ve taarruz ivmelerini kısmen durdurduğunu belirtti; ancak bugün baskıların ABD gözetiminde sürdüğünü, savaşa yönelik tehditlerin devam ettiğini ve içerideki bazı aktörlerin de bunlarla uyumlu davrandığını kaydetti.
Damuş, ulusal birlik ilkesinin Hizbullah için temel olduğunu; Emel Hareketi ile ilişki ve koordinasyonun güçlü olduğunu ve her konuda işbirliği ve mutabakat bulunduğunu, bunun Lübnan için ek bir güç kaynağı olduğunu söyledi.
Olası ihtimallere hazırlıklı olduklarını vurgulayan Damuş, ABD-Siyonist çabalarının orduyu direnişe karşı bir ortak konumuna sokma gayreti içinde olduğunu; Amerika’nın Lübnan ordusuna yönelik artan desteğinin, ordunun direnişe karşı bir araç haline getirilmesi niyetini taşıdığını savundu. Damuş, ABD’nin bugünkü ilgisinin İsrail’e karşı orduyu güçlendirmek olmadığını, bilakis Hizbullah’ın silahsızlandırılması yönündeki Amerikan-İsrail isteklerine hizmet ettiğini ileri sürdü.
