Bu yazıyı (cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 05.00) uykusuz geçen iki geceden sonra yazıyorum. Dolayısıyla amacım darbe girişimine ilişkin geniş izahlarda bulunmak değil; konuya ilişkin bazı temel düşüncelerimi bir-kaç madde halinde kısaca açıklamaktır:
1. Öncelikle darbe girişimi esnasında şehid düşen kardeşlerimize rahmet diliyorum. Mekanları cennet, komşuları peygamber efendimiz (SAV) olsun…
2. Darbe girişiminde bulunan tetikçi ve maşa paralel devlet yapılanmasına mensup kirli elleri lanetliyorum. Bu kişilerin saçtığı vahşet hafızalarımızdan asla çıkmayacaktır. Böyle bir vahşeti ancak İsrail yapabilir ki o da kendi halkına yapmıyor.
3. Asıl suçlunun bu maşayı tutan eller olduğunu unutmamak gerekmektedir. FETÖ terör örgütü bu darbe girişiminde tetikçi rolü oynamaktadır. Azmettirici ABD ve İsraildir. Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği gibi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun yerinde ifadesiyle bu coğrafyada işlenen her cinayette ABD’nin rolü vardır. ABD’nin Fethullah Gülen’i bugüne kadar himaye etmiş olması bu suça ortak olduğunun en önemli kanıtıdır. Bütün bunlar İsrail’le yapılan anlaşmanın çöpe atılması ve Amerikan üslerinin kapatılması gerektiğini; bizim yerimizin NATO olmadığını bir kez daha göstermiştir.
4. Bazı kişiler darbe girişimini “mizansen” olarak yorumlamak suretiyle, bu girişimin tetikçisi FETÖ ve azmettiricisi ABD’nin işlediği suçu örtmeye çaba harcamaktadır.
5. Darbe girişimi halkın sıkılmış yumruklarının tanklardan ve jetlerden çok daha güçlü olduğunu; halka karşı girişilecek her hareketin başarısızlığa mahkum olduğunu göstermiştir. Türkiye halkı yüreklere inşirah veren bir direniş göstermiştir. Bizi mahcup eden, umutlarımızı arttıran bu kahramanca duruş gelecek nesillere bırakacağımız en güzel miras olacaktır.
6. Bu yazıyı yazdığım şu saatlerde darbe girişimi tehditleri henüz son bulmamıştır. Bu vahşeti saçanların hesaplarının ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Hesapları her ne olursa olsun, bütün hesapların üstündeki hesabın sahibine dayanarak, bu hainlere karşı her ne pahasına olursa olsun direnmeye devam etmeliyiz.
7. Bazı kardeşlerimizden “İsrail’le yapılan anlaşmaya” ilişkin bir önceki yazımıza eleştiriler getirilmiştir. Bu yazıda ifade ettiğim düşüncelerimi arkadaş ve dost muhabbetlerinde de pek çok kez dillendirdim. Yaptığım özeleştiri emr-i bil ma’ruf ve nehy-i ani’l münker gereğincedir. İlk fırsatta eleştirinin önünü kesen bir yaklaşım kendine de zarar vermiş olmaz mı? Özeleştiri yapmayan bir kişinin ve bir grubun kendini geliştirmesi mümkün olabilir mi?
8. Son olarak şunu ifade etmek istiyorum. Rabbimiz “Andolsun ki, sizi biraz korku, biraz açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmek suretiyle deneyeceğiz. Sabredenleri müjdele!” buyuruyor. Allah’tan, bu ayette sayılanlarla imtihana çekildiğimiz bugünlerde bizlere dirayet, metanet, basiret ve sabır vermesini niyaz ediyorum.
