Şüphesiz, Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri'nin füze
kabiliyeti, İran İslam Cumhuriyeti'nin caydırıcılık gücünün önemli bir ayağını
oluşturmaktadır ve bu kabiliyete ulaşmak, aralarında Şehit Tuğgeneral Hasan
Tehrani Mugeddem'in benzersiz bir rol oynadığı isimsiz komutanların ve bilim
adamlarının çabalarının ve cihadının bir sonucudur.
İran'ın savunma alanındaki birçok ürünü ve başarısı, bu
büyük şehit tarafından başlatılmış ve bugün her türlü tehdidi savunmak için
güçlü bir araç haline gelmiştir.
BÖLGENİN JEOPOLİTİK ÖNEMİ VE TEHDİTLER
Körfez Bölgesi ve Hürmüz Boğazı, stratejik konumu ve enerji
kaynakları açısından dünya ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Bu durum,
çeşitli güçlerin bölgede askeri varlık göstererek nüfuzlarını artırma ve
çıkarlarını koruma çabalarına yol açmaktadır. Özellikle İran'ın kuzey
kıyılarını da kapsayan bu bölge, ülkenin ekonomik kalbi olarak kabul
edilmektedir.
Bölgedeki yabancı güçlerin askeri varlığı, İran'a yönelik
tehdit oluşturmakta ve ülkenin politikalarını etkilemeye çalışmaktadır. Bu
tehditlere karşı koymak ve Amerikan gemilerini kıyılarından uzak tutmak için
İran, uygun silahlara sahip olma ihtiyacı duymuştur.
O dönemde İran'ın en isabetli operasyonel füzesi, 1990
yılında Çin'den satın alınan B610 füzesinin yerli versiyonu olan Tondar-69'du.
Çin füzesi aslında, SAM-2 hava savunma füzesinin yerden havaya füzesinin bir
örneğiydi ve 150 kilometre menzile sahipti.
Şehit Tehrani Mugeddem'ın fikri, Tondar-69 füzesini modifiye
ederek gemi savar balistik füze tasarlamak üzerine kuruluydu. Bu amaçla,
"Kadr" adlı bir proje, İran Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri
Özyeterlilik Cihadı bünyesinde başlatıldı.
Ancak proje birçok zorlukla karşılaştı. O dönemde gemi savar
füzeleri çoğunlukla düz bir uçuş yoluna sahip seyir füzeleriydi, ancak balistik
füzeler kavisli bir uçuş yoluna sahipti ve sabit hedefleri vurmak için
tasarlanmıştı. Hareketli hedefleri vurabilen bir balistik füze geliştirmek
oldukça zor bir işti. Bu zamanda, Savunma Bakanlığı uzmanları da "Ya
Ali" projesi kapsamında gemi savar seyir füzesi geliştirmeye başlamıştı.
KADR FÜZESİNİN GELİŞTİRİLMESİ VE BAŞARISI
Şehit Tuğgeneral Hasan Tehrani Mugeddem'in girişimiyle
başlatılan Kadr projesi, o dönemde İran Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri
Komutanı olan Şehit Tuğgeneral Ahmet Kazimi'nin desteğiyle devam etti. Proje
kapsamında, Tondar-69 füzesine bir optik arayıcı eklenerek hedefi
kilitleyebilmesi ve uçuş yolu boyunca görüntüleri komuta merkezine iletebilmesi
sağlandı. Bu sayede, yerden havaya füzesi gemi savar füzeye dönüştürüldü.
Kadr füzesini operasyonel hale getirmek için çok sayıda test
yapıldı. Ancak son test Urmiye Gölü'nde yapıldı.
Test günü Urmiye Gölü'nde hava bulutluydu ve bu durum testin başarısını şüpheye düşürdü. Ancak, Allah'ın izniyle bulutlar arasında bir açıklık oluştu ve ateşleme emri verildi. Füze ateşlendi ve bulutlar arasındaki açıklıktan geçerek önceden belirlenen hedefi kilitleyerek tam isabetle vurdu.
Kadr füzesinin başarısı, daha sonra "Haliç-i Fars"
ve "Hürmüz" füzelerinin tasarım ve üretiminde kullanıldı.
YEMEN SİLAHLI KUVVETLERİ'NİN "MUHİT" FÜZESİ
Yemen Silahlı Kuvvetleri'nin "Muhit" füzesi,
aslında İran yapımı Kadr gemi savar füzesinin tam bir kopyası olarak
tasarlanmıştır. Yemen ordusu, uzun yıllardır SAM-2 hava savunma füzelerine
sahipti. Suudi Arabistan'ın Yemen'e saldırısının başlamasıyla birlikte, bu hava
savunma füzeleri, Suudi Arabistan ordusuna ve müttefiklerine karşı başarılı
operasyonlar gerçekleştiren Kahir-2 ve Kahir-2M yerden havaya füzelere
dönüştürüldü.
Ancak, Ensarullah güçlerinin düzenlediği bir geçit töreninde, artık İran'ın Kadr füzesi gibi bir optik arayıcı ile donatılmış olan Kahir füzelerinin gemi savar versiyonu "Muhit" adı altında sergilendi.