Şarku’l Avsat Gazetesi, konuyla ilgili bir haberinde, iki
ülkenin yargı çevreleri arasında bu konuyla ilgili yazışmaları ortaya çıkardı
ve şöyle yazdı: ‘Geçtiğimiz hafta Lübnan yargı sistemi, Libya Adalet Bakanı
Halime Abdurrahman’dan bir mektup aldı. Libya tarafından gelen bu mektupta,
Hannibal Kaddafi (eski Libya diktatörü Muammer Kaddafi'nin oğlu) davasını
müzakere masasına koymaya hazır oldukları yazıyordu.
Bilgili bir Lübnanlı kaynak Şarku’l Avsat Gazetesine şunları
söyledi: ‘Libya tarafından gelen mektupta, Libya'nın İmam Musa Sadr ve
beraberindekilerin kaderini belirlemek istediğine asla değinilmiyor ve bunun bir
nevi Lübnan’la tek taraflı bir işbirliği olduğu anlaşılıyor.
İmam Musa Sadr davasının savcısı Hakim Zahir Hamade,
Hannibal'in ondan vermek istemediği yanıtlar ve açıklamalar alınmadan serbest
bırakılmayacağını vurguluyor. Çünkü onun bilgisi bu davada soruşturmanın
sonuçlandırılmasına ve iddianame düzenlenmesine yol açabilir.
Kaddafi'nin oğlunun İmam Musa Sadr'ın ortadan kaybolduğu
sırada henüz 2 yaşında olduğu yönündeki mevcut iddiaların aksine, kendisi bu
açıdan değerli bir bilgi hazinesidir ve ilk sorgulamalarda babasının yapılanmasındaki
güç merkezlerinde yer alan ve Sadr'ın kaçırılmasıyla bağlantısı olan 30 Libyalı
ismi tanıdığını açıkladı.
Hannibal, Libya resmi kaynaklarının İmam Musa Sadr ve
arkadaşlarının Trablus'tan ayrılıp Roma'ya gittiklerini iddia eden açıklamalarının
aksine Sadr ve arkadaşlarının Libya'yı hiç terk etmediğini ve kendisinin Cenzur
bölgesinde zorunlu olarak kaldığını itiraf etti.
31 Ağustos 1978'de İmam Musa Sadr'ı Muammer Kaddafi ile
görüşmeye götürmek için Trablus'taki Şati Oteli'ne bir araba geldi ve o andan
itibaren ortadan kayboldu.
Bu kaçırma olayından birkaç saat sonra, Libya İstihbarat
Teşkilatı'na bağlı bazı ajanlar el-Şati Oteli'ne gelerek İmam Musa Sadr ve
arkadaşlarının kıyafetlerini ve pasaportlarını aldılar.
Hannibal, İmam Musa Sadr ve Şeyh Yakup'un dini kıyafetlerini
giyen iki kişi ile şahsi kıyafetlerle al Italia uçağına binen diğer kişinin
isimlerini açıkladı. Onlar, kaçırılan bu kişilerin pasaportlarını kullanarak
Trablus'tan Roma'ya doğru yola çıktılar, ardından otellerden birinde bir oda
tuttular ve ertesi gün kıyafetlerini ve pasaportlarını otele bırakıp orijinal
pasaportlarıyla Trablus'a döndüler.
Hannibal, kendisini sorgulayanlara, İmam Musa Sadr'ın
ortadan kaybolmasından sorumlu asıl kişinin Abdülselam Calud olduğunu ve babasının
bu konunun mali sorumluluğunu üstlendiğini açıkladı. Babası, Lockerbie uçağının
zararını ödediği gibi Sadr ailesine de ilgili tazminatı ödemeye hazırdı. Bu,
Libya tarafının temaslar her başladığında vurguladığı bir konudur.
Görünen o ki, Libya'nın yeni yapısındaki taraflar, belki de
iktidara dönüşlerini kolaylaştıracağını umdukları için Muammer Kaddafi'nin
ailesinin adının bu suçla ilişkilendirilmesini engellemeye çalışıyorlar.’
Şarku'l-Avsat, İmam Musa Sadr konusuyla ilgili bazı
uzmanlardan naklen şu açıklamalarda bulundu: ‘Hannibal'in tutuklanması
Lübnan'ın elindeki bir kozdur ve bu ülke, Sadr ve iki arkadaşının akıbeti
hakkında kesin bilgiler almadan bu kozu kaybetmeye niyetli değildir.’
Söz konusu kaynak, eski Libya Geçiş Konseyi'nin bu konuda
sınırlı işbirliği sağladığını ancak çabalarının aniden durdurulduğunu açıkladı.