Neden mi Boykot; İsrail Reklamları Her Şeyi Ortaya Koydu

GİRİŞ: 19.07.2025 09:43      GÜNCELLEME: 19.07.2025 09:43
Rasthaber -   İsrail televizyonlarında yayımlanan “Yerli Üretim” reklamı, portakal suyunu füzeye, sütü tanka dönüştürerek savaş ekonomisini yüceltiyor. Gazze’de on binlerce sivilin öldürüldüğü bir süreçte gelen bu kampanya, ülkenin savaşla kurduğu bağın ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor.
İsrail Sanayiciler Birliği tarafından hazırlanan ve GreyContent ajansı tarafından üretilen yeni reklam filmi, ülke çapında tartışma yaratmaya devam ediyor. "Totzeret Ha'aretz" (Yerli Üretim) başlığıyla başlatılan kampanyada, İsrail’in tüketim mallarıyla savaş makineleri aynı anlatının içine yerleştirilerek, savaşın gündelik hayatın bir parçası haline getirildiği görülüyor.

Kamuoyuna "milli gurur" aşılamayı hedefleyen reklam, aslında başka bir gerçekle yüzleştiriyor: İsrail’in artık savaşsız bir kimlik kurmakta zorlandığı, sivillerin canı üzerinden büyüyen bir savaş endüstrisine dayanarak kendini tanımladığı bir gerçeklik.

PORTAKAL SUYU, FÜZE OLURSA...

Reklamın ilk sahnelerinde bir kadın portakal suyu içerken görülüyor. Ardından sahneler hızlıca değişiyor: süpermarket raflarında yer alan İsrail malı ürünler birer birer yerlerini askeri teknolojilere bırakıyor. Portakal suyu füzeye, peynir Merkava tankına, şampuan ise insansız hava araçlarına dönüşüyor. Kamera, “Made in Israel” etiketiyle süslenen savaş araçlarına odaklanıyor.

Ve ekranı şu cümle kaplıyor:
“Yerli üretim; güvenlik, özgürlük ve umuttur.”

SAVAŞ ENDÜSTRİSİNİN ROMANTİZASYONU

İsrail’in on binlerce sivilin öldüğü Gazze saldırılarından Lübnan ve Yemen’e, İran’dan Suriye’nin güneyine kadar genişleyen askeri operasyonlarının gölgesinde gelen bu reklam, savaşın yalnızca cephede değil, evin mutfağında da devam ettirildiğini gösteriyor.

Bir ülkenin reklam ajanslarının, televizyon kanallarının ve tüketim kültürünün dahi topyekûn bir savaş diliyle bütünleştiği nadir örneklerden biri olan bu kampanya, sivillerin canı pahasına sürdürülen işgal politikalarının nasıl normalize edildiğini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

“GÜÇLÜ ÜRETİM, GÜÇLÜ İSRAİL”: PEKİ, KİMİN ÜZERİNE?

Reklamın sonunda gurur dolu bir ses şu cümleyle kapanışı yapıyor:
“Yüreğimiz gururla doluyor, zira yerli malı güvenlik, özgürlük ve umuttur. Güçlü üretim, güçlü İsrail.”

Oysa bu “güçlü İsrail” imajı, Gazze’de bombalanan hastanelerin, enkazdan çıkarılan çocuk cesetlerinin, aç bırakılan milyonların ve Filistinli ailelerin yıkılan hayatlarının üzerine inşa edilmiş durumda.

Bu reklam filmi, yalnızca bir tanıtım kampanyası değil; İsrail toplumunun militaristleşen gündelik yaşamının, savaşla yoğrulmuş ulusal kimliğinin ve tüketimin dahi militarize edildiği bir zihniyetin aynası.

ELEŞTİRİLER BÜYÜYOR

İnsan hakları örgütleri ve bazı İsrailli akademisyenler, bu reklamı “savaş ekonomisinin romantizasyonu” olarak değerlendirerek sert eleştiriler yöneltti. Gazze, Lübnan, Yemen ve Suriye’ye dönük saldırıların devam ettiği bir ortamda, bu tür propagandaların halkı daha fazla şiddete alıştırmak dışında bir işlev görmediği uyarısında bulunuyorlar.

İsrail’in “füzeye dönüşen portakal suyu” hayalini gerçekleştirmek için ödemeye hazır olduğu bedel açık: Filistin halkının yaşamı. Bu bedel ödenirken, dünya kamuoyunun bu militarist kurguyu normalleştirmemesi ise her zamankinden daha önemli/karar

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM