Öğrenciler üniversite yönetimlerinden Gazze’de soykırıma
devam eden İsrail’le tüm akademik ve sponsorluk bağlarını kesmelerini talep
ediyor.
ABD’nin, İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma desteğini
protesto eden üniversite öğrencileri ve akademisyenlerine yönelik polis
saldırılarında yüzlerce kişi gözaltına alındı.
Katar merkezli El Cezire televizyonu web sitesinde
yayınladığı analizde, Amerikan üniversitelerindeki İsrail karşıtı protestoların
nedenleri ve sonuçları irdelendi.
Bu ülkenin bilim ve bilgi temelini oluşturan Amerikan
üniversiteleri, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki cinayetlerine ve Washington
hükümetinin İsrail saldırganlığına devam eden koşulsuz şartsız desteğini
protesto etmek için ayağa kalktı.
Amerikan Üniversitelerinde, Gazze'ye Destek
Gösterilerinin Başlangıcı
Bu barışçıl öğrenci hareketlere öncülük edenlerin, dünyanın
en prestijli ve en büyük üniversiteleri olarak bilinen Columbia, Baylor, New
York ve Harvard gibi seçkin Amerikan üniversitelerinin öğrencileri olduğunu da
belirtmekte fayda var.
ABD'nin en prestijli üniversitelerinden Columbia
Üniversitesi'nde başlayıp neredeyse tüm ABD'de devam eden protestolar başka
ülkelere de sıçradı. Şu anda 75'ten fazla Amerikan üniversitesinde, Filistin
halkını destekleyen protestolar devam ediyor. Bu geniş çaplı öğrenci hareketi
diğer ülkelerin üniversitelerine, özellikle de hükümetleri Siyonist rejimi
destekleyen Kanada, Fransa, Avustralya ve İngiltere gibi ülkelerde yapılıyor.
Bu arada Biden hükümetinin böyle bir hareketi büyük bir
tehdit olarak gördüğü ve Binyamin Netanyahu başkanlığındaki İsrail kabinesinin
talepleri doğrultusunda barışçıl protestoları bastırmaya başladığı da oldukça
ortada.
Gazze Savaşında Dünyanın Uyanışı
Gazze savaşının ilk günlerinde Siyonist İsrail, ABD başta
olmak üzere Batılı destekçileriyle birlikte Filistin İslami direniş gruplarını
karalamaya çalıştı ve onları çocukların kafalarını kesmek ve sivillere
saldırmak gibi şiddet içeren eylemlerle suçladı. Ancak bu iddiaların asılsız
olduğu ortaya çıktı ve Siyonist ordusunun Gazze halkına karşı uyguladığı sivil
katliam ve vahşetin görüntülerini izleyen dünya kamuoyu, Gazze'de yaşananların
gerçekliğini öğrendi.
Gazze savaşında işgalci İsrail ordusunun hastaneleri,
okulları, camileri, eğitim ve sağlık kurumlarını hedef alması ve aynı zamanda
Filistinli çocuk ve kadınları kasıtlı olarak katletmesi, dünya kamuoyunun
tepkisini çekti.
ABD polisinin sert müdahalesi ve Washington hükümetinin
baskılarına rağmen Filistin yanlısı öğrenciler geri adım atmaya niyetli değil.
Bu barışçıl protestolara katılan öğrenciler, Gazze savaşının sona ermesini,
Amerikan üniversiteleri ile İsrail eğitim kurumları arasındaki işbirliğinin
sona erdirilmesini ve Siyonist Israil'i destekleyen şirketlerden Amerikan
yatırımlarının çekilmesini talep ediyor. Bu yüzden ABD vatandaşlarının, Biden
hükümetinin Siyonist rejime verdiği sınırsız mali desteğe karşı protestoları
yoğunlaştı. Onlar hükümete vergi olarak verdikleri paranın Siyonistlerin cebine
gitmesine ve masum insanları öldürmek için kullanılmasını istemiyorlar.
Burada sosyal medya platformlarının etkin gücünü göz ardı
etmemek gerekiyor. Siyonist İsrail ve onun destekçileri Gazze savaşı sırasında
sosyal medyayı kendi amaçlarına ulaşmak ve sahte haberlerini yaymak için
kullanmaya çalıştı, fakat sosyal medya İsrail'in gerçek yüzünü ve Gazze’deki
cinayetlerini dünya halklarına aktarmayı sürdürdü.
Yeni nesil ABD’li gençler, ülkedeki üniversitelerin ve
Washington hükümetinin Siyonist lobinin baskılarından kurtulmasını ve
Filistin'de olup bitenlerle ilgili gerçeklerin dikkate alınmasını istiyor.
Öğrenci Hareketlerinin Mesajları; Anti-Siyonist Amerika
Filistin’e destek gösterilerine katılan ABD’li gençlerin
"Karadan denize Filistin'in özgürlüğü" ve "Özgür Filistin"
gibi eşi benzeri görülmemiş sloganlar atıldığını ve Filistin halkının İsrail'in
savaş makinesine karşı gösterdiği efsanevi direniş ve kararlığını övdüklerini
gördük.
Bu arada ABD’li yetkililer, öğrencilerin barışçıl
gösterilerini "antisemitizm" olarak nitelendirdi. ABD polisi de
öğrencileri en sert müdahale ile onları korkutmaya ve tutuklamaya başladı.
Ancak hükümetin çabaları sonuç vermedi ve protestoların birçok prestijli
Amerikan üniversitesine sıçraması, Filistin yanlısı öğrencilerin kararlılığının
derinliğini ve adalete bağlılığını gösterdi.
Bu gelişmeler, ABD halkının, Siyonizm’in ülke dış
politikasındaki etkinliğinin devam etmesine tahammül etmeyeceğini gösteriyor.
ABD’de yaşayan Filistinli akademisyen Sami el-Erian,
ABD’deki olaylara ilişkin X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ‘’40
yıldır Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyorum. 28 yılını akademik camiada
geçirdim. Tüm bu yıllar boyunca ABD'de anti-Siyonist bir söylemi anlatmanın ne
kadar zor olduğunu fark ettim. Ama bugün Amerikan toplumunun Siyonizm'e
yaklaşımının değiştiğini görüyoruz.’’ dedi.
Amerika; Sözde Demokrasi Söyleminden Diktatörlüğe Geçiş
Süreci
Siyonist Lobinin ABD Üniversitelerine Yatırdığı Yatırımın
Kaybolması
Bugün Amerikan üniversitelerinde yaşanan olaylar, Siyonist
İsrail propagandasının büyük başarısızlığını gösteriyor; Sahte Siyonist rejimin
1948'de kurulmasından bu yana Siyonist lobi, Columbia Üniversitesi de dahil
olmak üzere büyük Amerikan üniversitelerine milyarlarca dolar para harcamıştı.
Eski ABD Başkanı Barack Obama da dahil olmak üzere birçok kongre üyesi ve üst
düzey yetkili bu üniversiteden mezun olmuşlardı. Aslında Siyonist İsrail
lobisi, Columbia Üniversitesi'nde bir grup İsrail yanlısı lider yetiştirmeye
çalıştı ama bugün aynı üniversitenin anti-Siyonist bir platform haline
geldiğine ve buradan mezun olacak liderlerin de Siyonizm'e karşı olduğunu
görüyoruz.
Öğrencilere yapılan sert müdahale ve barışçıl protestoların
üniversite yöneticileri tarafından engellemesi, ABD'deki Yahudi toplumun
kendini tehdit altında hissettiğini gösteriyor. Ancak tüm baskılar ve yüzlerce
öğrencinin tutuklanmasına rağmen ABD’deki üniversitelerde Filistin yanlısı
protestolar sürüyor.
Bu, Batılı yöneticilerin yaklaşımlarını kabul etmeyen
Siyonizm'i desteklemek yerine karşısında duran ve mazlum Filistin halkını
savunan genç nesil arasında köklü bir değişimin yaşandığı anlamına geliyor. Öte
yandan bu protestoların devam etmesi ve Biden hükümeti tarafından
bastırılmasıyla birlikte, tüm dünya ABD'deki demokrasi ve ifade özgürlüğü
söyleminin gerçek olmadığını öğrendi.
Hiç kuşkusuz bu durumun ABD toplumunda ve siyasetinde pek
çok sonuçları olacaktır. Zira İsrail'in ABD’deki popülerliği ve Siyonist
lobinin etkisi ciddi derecede azalmıştır. Artık ABD ve Avrupa'daki genç kuşak,
antisemitizm suçlamalarından korkmuyor.
Bu genç nesil üniversitelerden mezun olacak ve oradan
Amerikan Kongresi'ne veya siyasi kurumlarda görev yapacak ve bu da ABD'nin yeni
liderlerinin iktidara gelmesinden sonra ABD’nin Siyonist İsrail’e yönelik
politikasında köklü bir değişime yol açabileceği anlamına geliyor.