Rasthaber - Ömer b. Sa'd (Allah'ın laneti ona olsun) Aşûra günü ikindi vakti Hüseyin'in (a.s) mukaddes başını, Havli b. Yezid-i Asbehî ve Hamid b. Müslim-i Azdî (Allah'ın laneti onlara olsun) ile İbn-i Ziyad'a (l.a) gönderdi. Sonra da Haşimoğulları şehitlerinin ve diğer şehitlerin başlarının kesilmesini emretti ve onları kesilen başlarını da şimr b. Zi'l-Cûşen, Kays b. Eş'as ve Amr b. Haccac (Allah'ın laneti onlara olsun) ile birlikte Kûfe'ye ve İbn-i Ziyad'a gönderdi.
Ömer b. Sa'd (l.a), Aşûra gününü ve sonraki günün öğleye kadarki dilimini Kerbela'da kaldı. Sonra da Hüseyin'in (a.s) kalan Ehlibeyt'ini beraberinde esir olarak alıp Kûfe'ye hareket etti. Ehlibeyt kadınları düşmanlar arasında yüzü açık ve çıplak develer üzerinde götürüldü.
Peygamberlerin emanetleri olan bu insanlar, aynen Türk ve Rum esirleri gibi en kötü şartlar altında hareket ettirildi. Bir Arap şairi bu durumu şöyle dile getirmiştir:
"Ne ilginçtir ki, Haşimoğulları'ndan seçilen Peygamber'e salât ederler ve onun evlatlarıyla da savaşırlar!"
Başka bir şair de şöyle demiştir:
"Hüseyin'i öldüren güruh, kıyamet günü ceddinin şefaatine nâil olacaklarını nasıl ümit ederler?"
İmam Hüseyin'in (a.s) ashabının kesilen başlarının yetmiş sekiz adet olduğu rivayet edilmiştir.
İmam Hüseyin'e (a.s) karşı Kerbela'da savaşa katılan kabileler, İbn-i Ziyad ve Yezid b. Muaviye'ye yakınlaşmak için kesilen başları aralarında taksim ettiler. Kinde kabilesi Kays b. Eş'as (Allah'ın laneti ona olsun) öncülüğünde on üç, Hevazin kabilesi şimr b. Zi'l-Cûşen öncülüğünde on iki, Temimoğul-ları kabilesi on yedi, Esedoğulları kabilesi on altı, Mazhec kabilesi yedi ve diğerleri de on üç kesik başı alıp Kûfe'ye götürdüler.
Şehitlerin Defnedilişi ve Esirlerin Kûfe'ye Girişi
Şöyle rivayet edilmiştir:
Ömer b. Sa'd (l.a) Kerbela'dan ayrıldıktan sonra Esedoğulları kabilesine mensup bir kaç kişi gelip şehitlerin naaşlarına namaz kıldı ve bu gün meşhur olan yere defnettiler.
Ömer b. Sa'd, Peygamber (s.a.a) soyunun esirleriyle Kûfe'ye yaklaşınca, halk onları seyretmek için toplandılar. Kûfeli kadınlardan biri sordu:
"Siz hangi esirlerdensiniz?"
Dediler: "Biz Muhammed (s.a.a) evlatlarıyız ve esir tutulmuşuz."
Kadın, hemen evinin üstünden indi ve esirlerin örtünebilmesi için evinden getirdiği giysileri Ehlibeyt'e verdi. Esirler arasında bulunan Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (a.s) hastalığından dolayı çok zayıflamıştı. İmamı ve amcası Hüseyin'e (a.s) yardım etmek için Kerbela'da savaşan ve almış olduğu kılıç ve mızrak yaralarına rağmen yaşayan Hasan b. Hasan-i Müsenna da esirler arasındaydı.
"Mesabih" kitabının yazarı şöyle rivayet eder:
Hasan b. Hasan-i Müsenna, Aşûra günü İmam Hüseyin'in (a.s) huzurunda savaşıp on yedi kişiyi öldürdü ve on sekiz yara alarak atından düştü. Esma b. Harice onu alıp Kûfe'ye ve iyileştikten sonra da Medine'ye götürdü.
İmam Hasan-ı Mücteba'nın (a.s) oğulları Zeyd ve Amr da esirler arasındaydı.
Kûfe halkı Muhammed (s.a.a) evlatlarını esir olarak görünce ağlamaya ve inlemeye başladılar.
Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (a.s) buyurdu:
Bizim için mi ağlıyor ve yakınıyorsunuz? Peki bizleri katleden kimdi?
(Kerbela Şehitlerinin Ardından) kitabından alıntıdır.