“İsrail’in Suriye’yi işgali bir sonuç, Türkiye destekli grupların Esad rejimini yıkması nedendir. Dolayısıyla Fidan’ın saptadığı ve rahatsızlığını ifade ettiği İsrail’in hegemonyası, bizzat ve ne yazık ki belli oranda AKP hükümetinin politikalarına dayanmaktadır.”
Hakan Fidan’ın İtalya ve Katar’da yaptığı İsrail analizleri önemli.
Fidan Roma merkezli Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde düzenlenen konferansta şöyle dedi: “İsrail bölünmüş, parçalanmış, zayıf komşular görmek istiyor. Ekonomik veya siyasi olarak iyi durumda olan ülkeleri görmek istemiyor. Bu yüzden İsrail’in komşuları ekonomik olarak zayıf, siyasi açıdan bölünmüş olmalı.” (AA, 12.9.2025)
Fidan ayrıca Katar’ın başkenti Doha’da katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından Al Jazeera Arapça ve Katar TV’ye değerlendirmelerde bulundu. Orada da şöyle dedi: “Artık sorun İsrail’in bölgede yayılmacılık peşinde olması. İsrail yayılmacılığının arkasında yatan iki sebep var. Birincisi, İsrail’in topraklarını genişletip büyük İsrail’i kurmak. İkincisi ise bölgedeki ülkeleri zayıf, etkisiz, özellikle İsrail’e komşu olan ülkeleri, bölünmüş vaziyette bırakmak. Bunlardan biri de Suriye. Başka ülkeler de var biliyorsunuz. O ülkelerle de iletişim halindeyiz. Lübnan var, Ürdün var, Mısır var, İsrail’e komşu olan ülkeler. Bunlardan biri de Suriye.” (AA, 14.9.2025)
Nedeni iktidar
Fidan, yıllardır Suriye işlerine doğrudan bakan MİT Başkanlığı ve son iki yıldır da Dışişleri Bakanlığı yapmamış olsa, yukarıda işaret ettiğimiz sonuca dair saptamaları, oldukça değerli olacaktı.
Ancak AKP’nin 2011’den beri uyguladığı Esad’ı devirme stratejisinin çok önemli bir aktörü olarak, bu söylediklerinin hiçbir değeri yok. Zira bu saptamalar, bu sonuçlar, 15 yıllık AKP siyasetlerinin sonuçlarıdır; bu sonuçlara AKP’nin uyguladığı siyasetler neden oldu.
Üstelik 15 yıldır muhalif siyasetçilerden akademisyenlere, aydınlardan gazetecilere pek çok kesim, şimdi Fidan’ın söylediklerinin olacağı tehlikesini anlatıp durdular.
İsrail’i sıkıştıran üç lider
İsrail, 40 yıldır bölgedeki üç liderden rahatsızdı. Çünkü bu üç lider, bölgede Filistin’e en büyük desteği veren isimlerdi: Irak lideri Saddam Hüseyin, Libya lideri Muammer Kaddafi ve Suriye lideri Beşar Esad.
ABD, 1991’den itibaren bölgede başlattığı askeri saldırılarla, adım adım 34 yılda üç lideri de tasfiye etti. Saddam Hüseyin 2006’da asıldı, Muammer Kaddafi 2011’de linç edildi ve Beşar Esad 2024’te devrildi.
Bu isimlerin sıra sıra ortadan kaldırılması, İsrail’in önünü açtı. Bugün İsrail hegemonya kurabildiyse, komşularına saldırabiliyorsa ve komşularının topraklarını işgal edebiliyorsa bunda birincisi ABD’nin desteği, ikincisi de kendisine karşı duran isimlerin tasfiye edilmiş olmasının etkisi var.
Türkiye’nin sonuçtaki sorumluluğu
Türkiye ne yazık ki Saddam Hüseyin’in, Muammer Kaddafi’nin ve Beşar Esad’ın tasfiyesinde, çeşitli düzeylerde sorumludur. Beşar Esad’daki sorumluluğu, ilk iki ismin tasfiyesine göre elbette çok fazladır.
Esad devrildiği andan itibaren İsrail Suriye’ye girdi ve en son ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın açıklamasına göre 400 kilometrekarelik alanı işgal etti. Dahası bu alanda tam 10 askeri üs kurdu.
İsrail’in Suriye’yi işgali bir sonuç, Türkiye destekli grupların Esad rejimini yıkması nedendir.
Dolayısıyla Fidan’ın saptadığı ve rahatsızlığını ifade ettiği İsrail’in hegemonyası, bizzat ve ne yazık ki belli oranda AKP hükümetinin politikalarına dayanmaktadır.
- Bu köşede yer alan yazılar yazarların kendi görüşleridir, Rasthaber’in yayın politikasını yansıtmayabilir.