Halid Meşal’den İran’a Teşekkür

Hamas liderlerinden Halid Meşal, El-Cezire’ye verdiği röportajda; Filistin sahası ve bölgedeki çeşitli gelişmelere değinerek şöyle konuştu: “Siyonist rejimle ilişkilerin normalleşmesi fikri, bugün 7 Ekim 2023 öncesine kıyasla çok daha uzak bir ihtimal hâline gelmiştir; elbette bazıları gerçeği tersine çevirmek veya bu vahşi ve zalim savaşın Gazze üzerindeki sonuçlarına gözlerini kapatmak istemiyorsa.”
ABD, İsrail’i Kurtarmaya Çalışıyor / Savaşın Yeniden Başlamasına İzin Vermeyeceğiz
Halid Meşal şöyle devam etti: “Amerika Birleşik Devletleri, savaşı durdurmak için sunduğu planlarla Gazze’de her ne kadar eksik ve sınırlı da olsa bir tür istikrar görüntüsü oluşturmaya çalışıyor ve bunu bölgeye ve dünyaya kendi başarısı olarak yansıtmaya uğraşıyor. Bu çabaların asıl hedefi, öncelikle Siyonist rejimi ve çökmüş imajını kurtarmak, ardından da bu sınırlı kazanımı bölgedeki bazı ülkelerin İsrail’le normalleşme anlaşmalarını genişletmek için kullanmaktır.”
Gazze’deki ateşkes hakkında konuşan Meşal, savaşın kapsamlı biçimiyle sona erdiğini belirterek, “Umarız yeniden başlamaz ve biz de savaşın geri dönmemesi için çalışıyoruz. Bana göre uluslararası toplumun da artık böyle bir savaşı kaldıracak gücü kalmamıştır. ABD yönetimi de bu savaşın sona ermesi için çaba sarf etti; çünkü hem Amerikan toplumunda hem de bu ülkenin siyasi partileri arasında büyük baskılar oluşmuştu. Ayrıca Avrupa başkentlerinde de halk artık Gazze’deki bu kan banyosuna tahammül edemiyordu ve hükümetlerini baskı altına aldı.” açıklamasında bulundu.
Hamas yetkilisi, “Elbette işgalci Başbakan Binyamin Netanyahu ve onun terör çetesi hâlâ küstahça savaşın sürdüğünü söylüyor ve kan dökme arzuları dinmiş değildir; çünkü Gazze’nin tüm acı ve sıkıntılara rağmen direnişini sürdürdüğünü ve 7 Ekim’de onları küçük düşürdüğünü görüyorlar. İşgalciler, kaybettikleri sahte itibarı geri kazanmayı hâlâ başaramamışlardır” ifadelerini kullandı.
Halid Meşal sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçekten de bu savaşın sona ermesinin zamanı çoktan gelmişti. Savaşın başından itibaren Arap ve İslam ülkelerinden Gazze’ye yönelik bu soykırım savaşının durdurulması ve Filistinlilerin yerinden edilmesinin engellenmesi için girişimler vardı; ancak biz daha fazlasını bekliyorduk. İstiyorduk ki savaşın ilk aylarından itibaren bu yönde yoğun ve kararlı bir çaba gösterilsin ve bölgedeki Arap ve Müslüman liderler, ABD yönetimine ve Batılı ülkelere bu savaşın bitmesi gerektiğini açıkça ifade etsinler.”
Siyonistler Ateşkes Maddelerinin Hiçbirine Uymuyor
Meşal, Gazze’deki ateşkesin uygulanma sürecine ilişkin olarak, ABD Başkanı Donald Trump’ın planının birinci aşamasının hâlâ tamamlanmadığını, Siyonist rejimin ise engellemeye ve sabotaj yapmaya devam ederek insani krizi daha da derinleştirdiğini açıkladı. Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte, yıpranmış çadırlarda yaşayan Gazze halkının durumu çok daha kötü hâle gelmiştir. Aslında ikinci aşamada Gazze’nin yeniden inşasına başlanması gerekiyordu; ancak bugün halkımız acı ve kriz içinde barınaksız yaşamaktadır.
Hamas’ın Yurtdışı Başkanı, Siyonist rejimin ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini vurgulayarak, “Bu anlaşmaya göre, günde 600 yardım kamyonunun Gazze’ye giriş yapması gerekiyordu; fakat başlangıçta sadece 150 kamyon giriyordu, daha sonra bu sayı 500’e çıksa da bu kamyonların sadece üçte biri insani yardım taşıyor. Diğer kamyonlardaki yükler ticari mallardan oluşuyor ve piyasada dağıtılıyor; oysa halkın bunları satın alacak gücü bulunmuyor.” söylediğini aktardı.
Halid Meşal şu ifadeleri kullandı: “İsrail ayrıca “sarı çizgiye” de bağlı değildir; öyle ki bu hattı birkaç kilometre ileri çekmiştir ve şu anda Gazze’nin yaklaşık yüzde 60’ı Siyonistlerin kontrolü altındadır. İşgalci rejim, bazı esirlerinin cesetlerinin hâlâ Gazze’de bulunduğunu iddia ediyor; ancak gerçek şu ki yalnızca bir ceset kalmıştır. Dün ve bugün Gazze kentindeki Zeytun Mahallesi’nde onu bulmak için girişimlerde bulunulmuş, ancak sonuç elde edilememiştir. Direniş de bu konuda tüm çabasını ortaya koymaktadır.”
Uluslararası Toplum Filistin Halkına Çifte Standartla Yaklaşıyor
Hamas yetkilisi, uluslararası toplumun Filistin halkına yönelik çifte standartlarına işaret ederek, “Dünyanın tümü, Gazze’de kaç İsrailli cesedinin kaldığını merak ediyor; fakat hiç kimse sayıları 10 bine ulaşan Filistinli şehit ve kayıpların büyüklüğünü sorgulamıyor. Dünyanın tümü, Gazze’nin yaralarını sarmak ve her mümkün yolla ona yardım etmekle sorumludur. Savaş henüz bitmemiştir ve Gazze halkının şimdi her zamankinden daha fazla yardıma ihtiyacı vardır.” açıklamasını aktardı.
Meşal sözlerine şöyle devam etti: “Hamas, Gazze halkının acı ve sıkıntısını azaltmak için çabalarını sürdürmekte ve ateşkesin birinci aşamasının gereklerinin uygulanması için ABD yönetimi ve Siyonist rejime baskı yapmaktadır. Böylece ikinci aşamaya geçişin yolu açılacak, Gazze Şeridi makul bir istikrar seviyesine ulaşacak ve yeniden inşa süreci başlayacaktır.”
Halid Meşal son olarak şu ifadeleri kullandı: “Trump planının duyurulmasından ve ardından BM Güvenlik Konseyi kararına dönüştürülmesinden bu yana, Hamas hareketi ve diğer Filistin direniş grupları yüksek ulusal sorumluluk ve gerekli esneklikle bu meseleye yaklaşmışlardır ki Gazze’ye yönelik bu savaşı durdurabilelim. Biz hâlâ ulusal sorumluluk ve esneklikle hareket ediyoruz ki Gazze’ye karşı savaş bir daha başlamasın.”
Silahsızlandırma Filistin Kültüründe Reddedilir
Hamas’ın Yurtdışı Başkanı, direnişin silahsızlandırılmasına yönelik baskılara değinerek şöyle konuştu: “Gazze’de ateşkesin ikinci aşamasına yaklaşılması büyük bir meydan okuma oluşturmuştur; çünkü bazı taraflar Filistinli, Arap ve İslamî tutumun sorumlu yaklaşımından istifade ederek kendi görüşlerini bize dayatmak istemektedir. Bunun örneği de direnişin silahsızlandırılması planıdır. Bu taraflar, Netanyahu ve onun gibileri direnişin silahını almak istiyor; ancak silahın bırakılması, Filistin halkının kültüründe tamamen reddedilen bir konudur.”
Meşal şöyle devam etti: “Biz, silah meselesinde öyle bir çerçeveye ulaşmak istiyoruz ki Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik savaşının bir daha başlamayacağını garanti etsin. Direnişin silahı korunabilir; kullanılmadan ve sergilenmeden muhafaza edilmesi mümkündür. Aynı zamanda biz, gerçek bir güvence oluşturması için uzun vadeli bir ateşkes fikrini ortaya attık. Ayrıca UNIFIL gibi uluslararası güçlerin sınır bölgelerinde konuşlanarak Gazze ile Siyonist rejim arasında bir mesafe oluşturmasına da herhangi bir itirazımız yoktur.”
Halid Meşal, “Katar, Mısır, Türkiye ve diğer ülkeler gibi ateşkes anlaşmasının garantörleri, Gazze’yi ve direniş gruplarını teminat altına alarak Gazze tarafından hiçbir askerî eylem veya gerilim yaşanmamasını sağlayabilirler; ancak herkes bilir ki sorun burada değildir. Asıl sorun, Gazze’ye karşı katliam ve şiddete devam eden İsrail’dir. Direniş, Gazze ile Siyonist rejim arasında askerî gerilimin yeniden başlamayacağını garanti edecek yaklaşımlar ortaya koymaktadır.” ifadesini kullandı.
Hamas yetkilisi şöyle devam etti: “Direnişin yaklaşımları gerçekçi, mantıklı ve uygulanabilir niteliktedir; silahsızlandırma fikrine yönelmeden. Çünkü silahsızlandırma, Filistin halkı için ruhun bedenden ayrılması anlamına gelir. Siyonist düşmanla yaşadığımız tecrübe şunu göstermektedir: Ne zaman Filistinlilerin silahı ellerinden alınmışsa, işgalcilerin Filistin halkına karşı katliamları ve savaşları başlamıştır; tıpkı Sabra ve Şatilla’da yaşananlar ve tarih boyunca Filistin milletine karşı gerçekleştirilen tüm vahşi katliamlar gibi.”
Uluslararası Güçlerin Gazze’de Yeni Bir İşgal Gücüne Dönüşmesini Asla Kabul Etmeyiz
O, uluslararası güçlerin Gazze’deki misyonuna ilişkin olarak, bu güçlerin sınır bölgelerinde bulunması gerektiğini ve bunun da her türlü çatışmayı önlemek amacı taşıdığını ifade etti. Görevlerinin ise barışı korumak olduğunu belirtti. En önemlisi de bu güçlerin savaşı önlemek için siyonist taraf üzerinde baskı kurmaları gerektiğidir. Biz, uluslararası güçlerin siyonist rejimin yerine Gazze’ye girmesini ve böylelikle yeni bir işgal gücüne dönüşmesini asla kabul etmeyiz.
Halid Meşal, savaş sonrası Gazze Şeridi’nin yönetimine ilişkin olarak da, Gazze’nin yönetiminin, Gazze’nin içinden oluşacak teknokrat bir hükümete devredilmesi konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Bu çerçevede Filistinli gruplar ve Mısır hükümetiyle kapsamlı görüşmeler yapıldığını, 40 isimden oluşan bir listenin sunulduğunu ve bunlar arasından Gazze toplumunun farklı unsurlarını temsil eden 8 kişinin seçildiğini belirtti. Ayrıca onlarla birlikte güvenliği sağlamak üzere polis güçlerinin de konuşlandırılmasının planlandığını, böylece gerçek bir sivil toplumun oluşmasının hedeflendiğini ifade etti.
İran’ın Desteklerinden Dolayı Teşekkür Ederiz
Hamas’ın üst düzey yetkilisi, konuşmasının devamında İran’ın Filistin halkına ve direnişine verdiği destek için teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı: “Şüphesiz ki İran’ın Filistin’e verdiği destek her zaman önemli ve temel nitelikte olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Bu alanda sundukları tüm destekler için onlar takdiri hak etmektedir. Ayrıca Hamas, kendi yolunda Arap ve İslam ülkelerinin tümünden çeşitli dönemlerde yardım almış ve tüm taraflarla ilişki kurma arayışında olmuştur.”
Meşal sözlerine şöyle devam etti: “Yanımızda duran herkese minnettarız ve bazıları büyük fedakârlıklar göstermiştir. Hamas’ın Arap ve İslam ümmeti içindeki varlığını güçlendirmeyi hedefliyoruz ve asla müttefiklerimizden, dostlarımızdan ve yanımızda duranlardan vazgeçmeyiz. Hamas, kendi kapasitesini yeniden inşa etme gücüne sahiptir ve köklü bir yapıdır. Bu nedenle hareketin geleceği konusunda hiçbir endişe yoktur ve Hamas, ruhunu, kimliğini, ilkelerini ve sabitelerini nasıl koruyacağını bilmektedir.”

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın