Hangi Şeri’at!

Çeviri programlarından birine dilimizde sıkça kullandığımız “meşru ve gayrimeşru” kelimelerini yazarsanız Arapçada karşılıklarının “شرعي ve غير شرعي”” olarak çıktığını görürsünüz. Şeriat geniş anlamda “hukuk” demektir. Müslümanların tabii hukuku “ İslam şeriatı” ise Yahudilerinki Yahudi şeriatı bir başka milletinki ya ulusal ya da dini şeriatlarıdır. Kısaca “meşru’iyet” hukuka uygunluğu ifade eder.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Taliban ile ilgili açıklamaları karşısında; “Taliban’ı meşrulaştırmaya kalkıyor. Allah aşkına! Size Taliban’ı meşrulaştırma görevini kim verdi?” Yani Öztrak, Taliban aslında “gayrişer’i”dir, Cumhurbaşkanı Talibanı Şer’iata uygun görüyor demek istiyor. O zaman Öztrak’a sormak lazım “Taliban hangi şeriata aykırı ve senin dayandığın şeriat hangisidir”?

Mescid-i Aksa’yı işgal eden Siyonist rejimi tanımayı Şer’i (meşru), Taliban’ı gayrişeri kılan ŞERİATIN hangisidir, nedir?! Burada kastım sadece CHP ve sözcüsünü eleştirmek değil, genel anlamda bize dayatılan bir zihniyeti ve bu köhne zihniyetin “şeriatını” deşifre etmektir.

Şeri’ata muhalefet edenler bağy veya terörist olarak kabul edilir. Mezkûr zihniyete göre Taliban teröristtir. Yine bu zihniyete göre ABD ve İsrail ile savaşan bütün Müslümanlar da teröristtir. Bunların terörist olma nedenleri Küresel Siyonizm’in dayattığı şeriata muhalefet etmeleri hatta bu şeriatı ortadan kaldırmaya çalışmalarıdır. Onlar; bazen bu şeriatlarını “evrensel hukuk”, bazen “uygar batı medeniyeti” bazen “medeni dünya” bazen “demokrasi” gibi kavramlarla pazarlamaya çalışırlar. Bu cafcaflı ve albenili lafların arkasında gizlenen sömürgeci zihniyet, bazen Afganistan’da olduğu gibi bütün vahşeti ile ortaya çıkar. Aslında güya Amerika Afganistan’a Sn. Öztrak’ın şeriatını getirmek için gitmişti. Onları medeni dünyanın bir parçası haline getirip demokrasi nimetinden(!) faydalandıracaklardı. Ama lağım patlar gibi gerçek yüzleri ortaya çıktı, daha da çıkacak. Amerika’nın gerçek yüzünü görmek isteyenler “Kasap Melekler” filmini mutlaka izlesinler. Onların şeriatında teröristlerin nasıl melek kılığında pazarlandıklarını göreceklerdir.

Bakmayın bu zihniyetin çarşafa dolanmasına! Asıl hedef çarşaf veya kadın hakları değildir. Eğer öyle olsaydı kadının hemen her alanda çok geniş haklara sahip olduğu İran İslam Cumhuriyetini Suudi Amerika’ya tercih ederlerdi. Kimsenin Suudi ve diğer kukla körfez ülkelerine bir itirazı yok! Çünkü o ülkeler de “küresel Siyonizm’in şeriatı” uğruna Şeriatı Garrâi Muhammediyye ile savaşıyorlar.

Evet, Siyonizm’in dünyaya dayattığı bir şeriat var ve bunu yıkarak yerine Şeriatı Garrâi Muhammediyye’yi ikameyi cihad (farz) kabul edenler var. Dünyanın her yerinde bunlar arasındaki savaş devam ediyor. Bu cephelere yeni katılanlar, ayrılanlar, hatta saf değiştirenler var. Bu Savaşın fiili olanı var, fikri olanı var. Afganistan İslam Emirliği de nihayet olması gereken direniş cephesine katılmıştır. Hayırlı olsun!

Kuşkusuz bu iki cephenin savaşında arada kalanlar da var. Kalbi bir tarafta, kılıcı öbür tarafta olanlar! Bir tarafta beyaz/yeşil sarayın petro-dolarları, masalar, kasalar; diğer tarafta açlık, yoksulluk, ambargolar, zindanlar vs. korkusu.

Onlar küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne bunlara (mü’minlere) ne de şunlara (kâfirlere) bağlanırlar. Allah, kimi saptırırsa ona asla bir çıkar yol bulamazsın. (Nisa 143)     

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın