Rasthaber –İsmail Haniyye’nin İran’da Şehid edilmesi Şii-Sünni kardeşliğini pekiştirecek, direniş cephesini güçlendirecektir.
Malesef Emperyalist güçler direnişi ve hakkı yok etmek için teröre baş vuruyorlar. Terör korkak ve aciz insanların, örgütlerin ve devletlerin işidir.
Terörle bir yere varılmaz, zafer kazanılmaz.
İnsanları öldürmek başarı ve zafer değildir. Aklın, mantığın bitti yerde şiddet ve terör başlar.
Terör yapanların akıl ve mantıkları kaybolmuştur.
Tarih boyunca ilk teröre maruz kalan hidayet önderleri olmuştur; peygamberler ve imamların her birisi devlet terörü ile şehid edilmişlerdir.
İnsanı öldürebilirsiniz ama düşünceyi öldüremezsiniz.
İnsanı öldürebilir, hatta bir topluma soykırım yapıp yok edebilirsiniz, ama azmi, düşünceyi, inancı yok edemezsiniz. Düşünce nesilden nesile devam eder; İlahi vaad hakkın devamlı galip geleceği yönüdedir.
Hak düşünce hem devam eder hem de her asırda galip gelir, zafer kazanır.
Dolayısıyla hak düşünceyi yok etmek, ona karşı zafer kazanmak mümkün değildir.
Müstekbir güçleri İntikam alınacak korkusu sarmıştır. Bunun kendisi en büyük zaferdir. Düşmanın kalbine korku salmak ilahi silahlardandır. Allah müminlerin korkusunu kafirlerin kalbine düşürür.
İmamı Zaman (af) zuhur edip tağutlardan Kerbela ve diğer şehdilerin intikamını alacaktır vaadi kafir, müşrik ve münafıkların kalbine 1200 senedir korku salmış ve bu korkuyla yaşamaktadırlar.
Önemli noktalardan birisi de şu ki, şehadet mi yoksa hayat mı daha değerlidir?
İnsanın bazen hayatı değerlidir; hizmeti, mücadelesi, varlığı gerekeni yapar. Bazen ise şehadeti hayatından daha değerlidir, şehadetinin etki ve getirisi hayatından daha fazla ise Allah şehadeti nasip eder.
Hayatının görevi tamamlanmışsa Allah ona şehadeti nasip ederek şehadetiyle de hizmet ettirir.
İsmail Haniye’nin İran’da Şehid edilmesi onun için en büyük izzettir, başka bir yerde öldürülseydi bu kadar değerli olmazdı. Düşmanlar bir hesap yaparken, Allah başka bir hesap yapıp onların hilelerini boşa çıkarmıştır.
Hsniye en uygun yerde en uygun zamanda şehadet şerbeti içmiştir. Düşmanlar başka herhangi bir yerde şehid etselerdi bu kadar bereketi ve getirisi olmayacaktı.
Haniye’nin şehadetinin getirisi ise daha önemlidir; müslümanlar dikkat etmelidirler ki, bu şehadet hem rahmet olacak, hem de yerini dolduracak biri çıkacaktır
En önemli etkisi ve bereketi ise bu şehidin kanı İslam ümmetini uyandıracak, sünni-şii arasında arzulanan dayanışmayı sağlayacak ve istikbar terör çetelerinin uğursuz varlığına son verecektir.
Bu şehadetle birr kez daha direnişin merkezinin ve önderliğinin İran olduğu anlaşılmış oldu.
Vesselam
Sebahattin Türkyılmaz