Hibrus’un panzehri; Osmanlı tokadı

Tarih acı tecrübelerle göstermiştir ki mutlak güç mutlak felaket demektir. Akılsız birey güç konumuna yükseldikçe gerçeklikten kopar, kendini mutlak üstün ve yenilmez sanır. Bilim bu psikolojik vakıaya “Hibrus Sendromu” diyor. Burada bir parantez açalım; Yine Latince safsatalarıyla tedavüle sokulan Tıp terminolojilerin ekseriyeti belki de tamamı Arap Tıp İlminden alınmıştır. Parantezi kapatalım. Hibrus Arapça HaBaRa (HBR) fiilinden türetilmiştir. Eti kemiğinden ayırmak, Cezzar (kan dökücü, gaddar, zalim demektir. Bir Osmanlı Vezirin ismi de Cezzar Ahmet Paşa’dır) hadsiz ve pervasız davranan demektir. Aşırı düzeyde gurur, özgüven ve kibri içeren bir kişilik özelliğidir.

Bu kişilikte olanlar kendi kabiliyetlerini, bilgilerini, bir birey olarak önemlerini ve başarıya ulaşma şanslarını abartma eğilimindedir. Böylesi insanlar asla yanılmadığına, bütün girişimlerinin başarıyla sonuçlanacağına inanabilir ve kendini hukukun üstünde görebilir. Bu hastalıktan mustarip olanlar hem kendileri için hem de çevresindeki insanlar için ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilen, sorunlu bir özellik taşır. Dünya genelinde bu özellikte olanlar için birçok mahalli ve ulusal kralların, padişahların, başkanların, vezirlerin, valilerin, emniyet müdürlerinin, istihbarat şeflerinin, şirket sahiplerinin, kulüp başkanlarının, antrenörlerin, öğretmenlerin, hocaların, hekimlerin, yargıçların, komutanların, babaların, annelerin, kıssadan hisse toplumun her kulvarından bir emsal vermek mümkündür.

TARİH CAHİLİ BARRACK

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Trump’ın Suriye-Lübnan Özel Temsilcisi Tom Barrack, “Ortadoğu’da iyiliksever bir monarşinin en iyi sonucu verdiğini” ifade etmişti. K harfi Batı dillerinde C olarak yazılır. İngilizcede muktedir olmak Can diye yazılır Kan, Y harfi ise İ diye okunur. Monarchy kelimesinin normal telaffuzu Monarki’dir. Bingo bu da Arapçadır; Mona-Arki kelimelerinden oluşur. “Arzusuna, emrine diz çökülür.” manasındadır. Tom Barrack (Barak) Lübnan asıllıdır ama yine de tarih cahilidir. Zira Orta Doğu’ya Monarşiyi en iyi seçenek olarak gören Barrack Efendi “Demokrasi” ve “Demokrat” terminolojilerini keşfedenlerin ve öğretisini aleme hediye edenlerin ecdadı Finikelilerin-Suriyelilerin olduklarını bilirdi.

Batı dillerine “Tek yönetici, trk adam iktidarı” olarak girmiş olan Monarki (Monarşi) kelimesinin tarihte ilk “demokratik meclislerle yönetilen kentlerin” ecdadının inşa ettiği bu “demokratik toplum ve demokratik kentlerin” Orta Doğu’da (Batı Asya’da) olduğunu bilirdi. Zira kayıtlı, sicili olan vatandaş manasına gelen demokrat ve bu demokratların nizamı olan siyasi, ekonomik, sosyal hayatın olabilmesi için en önemli unsurun o toplumun belirli bir medeniyet seviyesine gelmiş olması gerektiğini de bilirdi. Kafalarını tek adam, monarşi yönetimi, yeryüzünün Tanrısı olma yani Hibrus Sendromuyla bozmuş olan zamane modern medeniyetsizlerin bölgemize “en iyi yönetim biçimi” olarak Monarşiyi tavsiye etmesi hem trajik hem de komiktir ama en çok ta hadsizliktir.

TRUMP’TA DA VAR

Bu küçük “iyiliksever Monarşi” Barack Efendinin “emrine ve arzularına diz çöktüğü” büyük Monarşi Trump’ın ağzından çıkan her ifadede Hibrus Sendromunun en az bir belirtisi mevcuttur. Kabiliyetini, bilgisini, bir birey olarak önemini ve başarıya ulaşma şansını abartma eğilimini, asla yanılmadığını, bütün girişimlerinin başarıyla sonuçlandığını ve sonuçlanacağına inanmaktadır. En nihayet seçilmiş kral olduğu için kendini hukukun, mahkemelerin, diplomatik temayüllerin, kişisel hakka duyması gereken saygının da üstünde görmektedir. Eskiden korsanlarını yağmaya teşvik eden İngiliz Monarşi 1. Elizabeth çetesine “Sea Dogs- Deniz Köpekleri” ismini vermişti. İsmi ile müsemma; Hakikatten de kuduz köpekler gibi saldırır, öldürür, tecavüz eder, yağmalar ve koruma karşılığında büyük payı şatosunda “medenice” yaşayan kraliçelerine sunardı.

Bu Kraliçe, İngiliz sineması, Hollywood, İngiliz edebiyatı ve medyasında Rahibe Teresa gibi sunulur. Servet avcısıydı. Köpeklerini denize saldı. İşleri korsanlık yapmaktı. Bunlar zahiren insan görünümlü gerçekte vahşi köpekler gibiydi. Söz konusu yabancı gemiler, ada sakinleri veya zengin liman şehirleri olduğunda zincirini koparmış yamyam yabaniler gibi saldırırdı. Çalar, tecavüz eder, yakar, yıkar, köle ve cariye olarak alır, ama en çok da öldürmekten keyif duyardı. Bazıları Sir unvanı aldı, bir koloniye vali atanır, talan edilecek yenidünyalara gönderilen askerlerin başına komutan ve amiral olurdu. Bütün bu işleri İngiliz Kraliyet emri ile yerine getirir. Zira bu köpeklerin sahibi de tasmalarını elinde tutan da Kraliçe Elizabeth’tir. Barbar İngiliz hanedanlığın denizlerdeki ulvi menfaatlerini korumak asli görevidir. Hanedanlığın mülkü ve çıkarlarına göz dikene havlar, saldırır ve korkunç dişlerini geçirir. Onu koruyan, kollayan ve besleyen efendilerine karşı uysal ve itaatkârdır.

VENEZUELA’YA SALDILAR

İngiliz deniz aşırı ticareti, talanı, işgali, köleliği ve yayılmayı sağlayan bir nevi İngiltere İmparatorluğunu kuran en önemli unsurlardan birisidir. İngiliz Monarşilerin bir diğer başarısı hapishanelerdeki mahkûmları, katilleri, tecavüzcüleri, haramileri işgal etmek istediği yenidünyalara sürgün etmekti. Kraliçeye yedi sene hizmet edene babasının mülküymüş gibi başkalarının topraklarını dağıtırdı. Şimdi bu barbar tarihi emsal almış olan Tom Barack bölgemize “iyiliksever Monarşiyi” yakıştırıyor.

Küçük Monarşilerin Monarşisti Trump Deniz Köpeklerini başta Venezuela olmak üzere tüm dünyaya salmış; “Venezuela petrolü bizim, bizden aldılar geri alacağız, Suriye Golan’ını İsrail’e ben verdim, Gazze’yi ben Miami yapacağım, yedi savaşı ben bitirdim, İsrail’i ben kurtardım, dünya elementleri ve zenginliği benim olmalı, ben iyilikseverim, ağanın po.u üstüne p.k olmaz” diyor. Beyaz Ev (Saray) bahçesinde tüm medya kuruluşları önünde gökyüzüne bakarak, “Ben seçilmiş kişiyim” diyor.

BENİM ÖNERİM

“Pervasızlık, gerçeklikle temasın kaybedilmesi, başkalarına karşı sorumlu hissetmeyi reddetme, değişen gerçeklerle yüzleşmede zorluklar, başarı için basit bir formüle güvenme ve ahlaki farkındalığın bozulması” olarak tanımlanan Hibrus Sendromu’nun panzehri nedir biliyor musunuz?

Hastalıktan mustarip ve kurtulmak isteyenler için hekimlerin önerdiği; Hubrisin tehlikelerini aktif olarak göz önünde bulundurun. Başarılarınızı dürüst bir şekilde gözden geçirin. Bu sendromun bariz özelliği olan ifade ve eylemlerden kaçının. Kendinizi çok ciddiye almayın. Etrafınızı ayaklarınızı yere bastıracak insanlarla çevreleyin. Başkalarını dinleyin. Başkalarını önemseyin. Kafayı Tanrı olmakla yemişler ve iflah olmazlar için benim önerim; Osmanlı Tokadı. Yanlış anlaşılma olmasın; Osmanlının MONARŞİSİ değil TOKADI.

aydınlık

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın