Ali El-Mikdad, ABD-İsrail rejiminin Lübnan’ı bu rejimle uzlaşma yoluna çekmeye yönelik bir komplo yürüttüğünü belirterek, “İşgalci rejimle doğrudan görüşme asla olmayacaktır. Direniş, güç pozisyonundadır ve hükümetin görevini yerine getirmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Lübnan Parlamentosu’ndaki “Direnişe Sadakat” Fraksiyonu’nun kıdemli üyesi Ali El-Mekdad, dün gece yaptığı açıklamada, İsrail rejiminin Lübnan’a yönelik saldırılarının devam etmesi ve genişlemesine dikkat çekerek, Lübnan hükümetinin bu saldırıları durdurma ve ülkeyi yeniden inşa etme görevini yerine getirmediğini söyledi.
El-Mikdad, Bekaa bölgesindeki El-Dalil kentinde Hizbullah Halk İlişkiler Ofisi tarafından düzenlenen bir siyasi toplantıda yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“Düşmanın saldırılarını durdurma ve yeniden inşa sürecini hükümete emanet ettik ki gerekli adımları atsın. Ancak ne yazık ki ateşkesin üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen Lübnan hükümeti, İsrail rejiminin saldırılarını durdurmak, işgal ettiği topraklardan çekilmesini sağlamak, Lübnanlı esirlerin serbest bırakılması ve ülkenin yeniden inşası konularında gereken diplomatik ve siyasi girişimleri gerçekleştirmemiştir.”
“İsrail’in yanında hem hançer hem roket olmaktan gurur duyuyoruz”
Hizbullah temsilcisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Hizbullah’ı “İsrail’in yanındaki hançer” olarak nitelendirmesine atıfta olarak şöyle konuştu:
“Suçlu Trump’a diyoruz ki: Gurur duyuyoruz; sadece hançer değil, İsrail’in yanında ve arkasında barut ve roket de olmaktan büyük bir onur duyuyoruz. Bu, bizim için büyük bir gururdur ve bu zorlu yolu her bedele rağmen tamamlayacağız.”
El-Mikdad, İsrail rejiminin Lübnan’a yönelik vahşi saldırılarının mesajının çok açık olduğunu belirterek, “Düşman, Güney Lübnan’ın yeniden inşa edilmesini istemiyor. Ayrıca dünyada ilk kez kullanılan füzelerle halkımızı korkutarak topraklarını terk etmeye ve mülteci olmaya zorlamayı hedefliyor” dedi.
“İsrail rejimiyle doğrudan görüşme asla olmayacak”
Ali El-Mikdad, “Lübnan hükümetinden diplomatik ve siyasi görevlerini yerine getirmesini bekliyoruz; ancak bu, bizi başka tutumlara yöneltmemelidir. Çünkü son zamanlarda düşmanla doğrudan müzakere edileceği yönünde bazı söylentiler duyuluyor.” diye konuştu.
Direniş temsilcisi, “İsrail rejimiyle doğrudan görüşme asla gerçekleşmeyecektir. Lübnan ve halkından bu yönde herhangi bir dış talep gelirse, bunu kesin bir dille reddediyoruz” dedi.
Ayrıca şunları ekledi:
“Hâlâ liderlerimizin ve savaşçılarımızın şehadetinin ilk yıl dönümündeyiz ve halkımız düşmanın saldırılarında hâlâ şehit olmaya devam ediyor. Düşman İsrail rejiminin savaştan elde edemediğini, siyasetle elde etmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu saldırgan ve işgalci baskılar, Lübnan yetkililerini ve direnişi müzakere masasına çekmeye yöneliktir.”
“Direniş, güç pozisyonundadır”
Cuma günü Bekaa bölgesindeki İsrail saldırılarında bir grup Lübnan vatandaşının şehit olduğunu ve yaralandığını hatırlatan El-Mikdad, “Bu durum, hükümetten ve Beşli Komite’den bu saldırılara, bu katliama ve yıkıma karşı ne yaptıklarını sormamıza yetmiyor mu? Her gün resmî bir tutum alarak, ateşkesi garanti altına alan ABD’nin ve bu terör rejimini destekleyenlerin sorumluluklarını hatırlatmamız gerekmez mi?” diye sordu.
Bahsi geçen direniş temsilcisi, “Lübnan ve direnişin ateşkese bağlılığı, zaaftan, korkudan, teçhizat eksikliğinden, personel yetersizliğinden veya cesaretten yoksun olmaktan kaynaklanmaz. Aksine, hâlâ güçlüyüz ve halk, direniş seçeneğine geçmişe göre çok daha fazla güveniyor. Çünkü İsrail rejiminin Lübnan ve tüm bölge için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu çok iyi biliyorlar.” dedi.
