Hz. Ali’nin Beyanında Muttakilerin Durumu 1

Muttaki, takvalı, takva sahibi olmak demektedir. Kur’an-ı Kerim’e göre muttakiler; Allah’a, meleklerine, semavî kitap­larına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman eden, hida­yet üzere olan, namazlarını kılan, zekâtlarını veren, malından Allah yolunda harcayan, fakirlere, yetimlere, yoksullara ve yakın akrabaya yardım eden, ahitlerini yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden, özünde, sözünde amel ve davranışlarında dosdoğru olan,(1) insanlara iyilik yapan, darlıkta ve bollukta Allah için harcayan, öfkelerine sahip olan, insanları bağışlayan, kötülük yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman hemen Allah’ı hatırlayıp günahlarının bağışlanmasını dileyen, bile bile yaptığı kötülüklerde ısrar etmeyen,(2) malı ve canı ile Allah yolunda cihad eden,(3) Al­lah’tan bağışlanma dileyen,(4) Allah’tan ve kıyamet gününden korkan,(5) güzel ameller işleyen, Allah’ı görüyormuş gibi iba­det eden(6) Müslüman kimselerdir.

“Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rab­leri katında Naîm cennetleri vardır. Biz Müslümanları suçlular gibi kılar mıyız?”(7)

Buna göre bir insanın muttaki olabilmesi için; iman edip şirk, nifak ve küfürden sakınması; Allah-u Teâlâ’nın ve Hz. Pey­gamber’in (s.a.a) emirlerini yapması, yasaklamış oldukların­dan kaçınması, haramları, günahları terk etmesi, dünya ve ahirette nefsine zarar verecek şeyleri yapmaktan sakınması gerekmektedir. Yani sırat-ı mustakime girmesi; İslamî kural­lara (şeriata) uyması gerekmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de insanların muttakilerden olması hususu üzerinde ısrarla durulmuş, cennet ve nimetlerinin muttakiler için hazırlandığını,(8) o nimetlerden ebedi istifade edecekleri­ni,(9) bunların onlar için daha hayırlı olduğunu(10) ve durumla­rının mücrimlerle aynı olmayacağı müjdelenmiştir:

“Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cenne­tin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içi­rilen kimselerin durumu gibi olur mu?”(11)

Ayrıca Allah-u Teâlâ yine Kur’an-ı Kerim’de, muttakileri ce­hennem azabından koruyacağını,(12) onların dostu olduğunu,(13) onları sevdiğini,(14) onlarla beraber olduğunu(15) ve onlar için güzel bir gelecek bulunduğunu,(16) onları ummadıkları yerden rızıklandıracağını, işlerinde kolaylık sağladığını ve onlar için daima bir çıkış yolu var ettiğini buyurmuştur.

“Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. İşte bu, Allah’ın size indirdiği emridir. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun kötü­lüklerini örter ve onun mükâfatını büyütür.”(17)

Muttakilerin nasıl kişiler olduklarını ve nasıl olmaları gerekti­ğini Hz. Ali (a.s) ise şöyle buyurmaktadır:

1- Muttakilerin Siması:

Muttakiler, dünyada önemli faziletlere sahiptirler. Onların sözleri, konuşmaları doğru olur; yol yürürken alçakgönül­lü olurlar; gözlerini Allah-u Teâlâ’nın haram kıldıklarından korurlar; kulaklarını faydalı ilimler öğrenmeye vakfederler; hayatın zor ve dar günlerinde Allah-u Teâlâ’ya olan itikatleri aynı olur; cennetle buluşmak için (hayır amellerde yarışma­da) acele ederler ve cehennem azabından ise korkarlar.

Muttakiler, Allah-u Teâlâ’yı yüreklerinde büyük ve O’ndan gayrisini ise küçük görürler; cennet onlar için öyle yakındır ki; sanki kendileri onun nimetleri içerisinde yaşıyorlarmış gibi olurlar; cehennemin ise azabına ise görüyor ve yaşıyor­larmış gibi inanırlar; yürekleri mahzun, halk onların eziyetle­rinden emanda, bedenleri zayıf, istekleri az, nefisleri iffetli ve iffetleri ise pâk olur.

Muttakiler, âhiretin sonsuz asayiş ve saadetine erişmek için, geçici dünya hayatına sabrederler ve dünya onları aldatmak istemesine rağmen, onlar Allah-u Teâlâ’nın hazırlamış bu­yurduğu ahiret kazancının ardı sıra yürürler ve dünya onları kendi esiri yapmak istemesine rağmen, onlar canlarıyla fedakârlıkta bulunup kendilerini ve nefislerini azat ederler.

——————————————–

1- Bakara, 3, 5, 14, 177.

2- Al-i İmran, 134, 135.

3- Tevbe, 44.

4- Zâriyat, 17, 18.

5- Enbiya, 48, 49.

6- Zariyat, 15, 16.

7- Kalem, 34, 35.

8- Al-i İmran, 133.

9- Ra’d, 35.

10- Furkan, 15.

11- Muhammed, 15.

12- Tur, 18.

13- Câsiye, 19.

14- Al-i İmran, 76.

15- Tevbe, 36.

16- Sâd, 49.

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın