İnsan Neden Kötüyü Tercih Eder?

Bismillahirrahmanirrahim

Yine de ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis, Rabbimin acıyıp koruması dışında, daima kötülüğü emreder.” (Yusuf, 52)

İyi ve kötü, insanlık tarihinin altyapısını oluşturan iki temel kavramdır. Kimileri iyiliği temsil ettiğini, diğerlerinin kötü olduğunu savunurken; aynı şekilde diğerleri de iyiliği temsil ettiğini, karşı tarafın ise kötü olduğunu iddia eder. Böylece insanlık sürekli bir ironi hâlinde savaş ve mücadele içerisindedir.

Peki, iyi neye göre iyi oluyor? Ya da kötü neye göre kötü oluyor? İnsanoğlu bu tanımı hangi referans veya hangi temele göre yapıyor ya da inşa ediyor? Birinin “iyi” dediği şey neden başkası için “kötü” oluyor? Allah (cc) bir ayetinde şöyle buyurur:

İnsan, iyiliği ve güzelliği istercesine kötülüğü ister. Çünkü insan çok acelecidir.” (İsrâ, 11). İnsanoğlu her şeyi kontrol ettiğini söyler ve savunur; fakat gerçekte kontrol eden o değildir. Çünkü insan, gerçek tabloyu değil, sadece bir fragmanı görerek her şeyi kontrol ettiğini zanneder ve ona göre tavır alır. Zira insan çok acelecidir, bencildir, cahildir.

Önce İyi ve Kötünün Sözlük Tanımı,

İyi kavramının tanımı:

Sözlükte “iyilik”, karşılık beklenmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet anlamına gelir. Ayrıca nitelikçe beğenilecek düzeyde olan, uygun ve istenilen nitelikleri taşıyan; yarar sağlayan, kazançlı, bol ve faydalı olan şeydir.

İyi kavramı, çoğunlukla olası eylemler arasında bir seçim yapılması durumunda tercih edilmesi gereken olumlu davranışı ifade eder. İyilik, genellikle kötülüğün (şerrin) karşıtı olarak kabul edilir; ahlak, etik, din ve felsefe tarafından incelenmiş ve farklı şekillerde tanımlanmıştır.

Kötü kavramının tanımı:

İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan; hoşa gitmeyen, zararlı, tehlikeli, korku ve endişe veren; kaba, kırıcı, kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkiler oluşturan şeydir.

İyi ve kötü kavramları, kişilerin konumu, yapısı, inancı, bilgisi, eğitimi ve çıkarları doğrultusunda farklılık gösterir.

Aslında kötü kavramı, matematikte kullandığımız “eksi” (negatif) kavramıyla eşdeğerdir. Alındığında “artı” olan şey, verildiğinde “eksi” olur. Mesela, “Ben sana 10 litre süt verdim” dediğimde, 10 litre süt bende eksi olurken sende artı olmaktadır. Var olan ve asıl olan “artı”dır. “Eksi” ise onun gölgesi, yani tersidir. Kötünün var olabilmesi için önce iyinin olması gerekir. Kısaca kötü, varlığını iyi üzerinden kurar. Benim için iyi olan, senin için kötü olabilir; bu kullanım şekline göre kişiden kişiye değişir. Yani görece (izafî) bir kavramdır.

İyiliğin Mutlak Tanımı Var mı?

İyi (iyilik) kelimesinin mutlak bir tanımı var mıdır? Hakikat ve gerçek yahut bâtıl ve yalanın, iyi ve kötü tanımındaki rolü nedir? Allah iyiliği kitabında nasıl tanımlamaktadır?

İyilik kelimesi sözlükte “karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet” anlamına gelir. İyilik hakkında Kur’an’da birçok ayet nazil olmuştur:

  • “Hani biz, İsrailoğulları’ndan: ‘Sadece Allah’a kulluk edeceksiniz; ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunacaksınız!’ diye söz almış ve: ‘İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı hakkıyla kılın, zekâtı verin!’ diye emretmiştik. Sonra sizden pek azı hariç sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam ediyorsunuz.” (Bakara, 83)
  • “Kim, söz ve davranışlarında Allah’ı görüyormuşçasına, en azından Allah’ın kendisini sürekli gördüğünün şuuruyla iyiliği şiar edinerek bütün varlığıyla Allah’a yönelip O’na teslim olursa, onun mükâfatı Rabbinin yanındadır.” (Bakara, 112)
  • “Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği hâlde akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, özgürlüğünü isteyen kölelere ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılan, zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır.” (Bakara, 177)
  • “Asıl iyilik, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimsenin iyiliğidir.” (Bakara, 189)
  • “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça gerçek iyiliğe erişemezsiniz.” (Âl-i İmrân, 92)
  • “Onlar bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcar, öfkelerini yutar ve insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyilik ve ihsan sahiplerini sever.” (Âl-i İmrân, 134)

Kur’an’da iyilik; insanlar arasında adalet, hakkaniyet, merhamet, ihsan; insanın kendisi için istediğini başkası için de istemesi; sözünde durması; yalandan ve ihanetten kaçınması; mazlumun yanında olup zulme karşı durması ve hâl ve hareketlerinde Allah’ı görürcesine yaşaması olarak tanımlanmıştır. Allah, iyiliğin tanımını belirli bir kural ve kanuna dayandırarak insanların uyum içinde yaşamalarını sağlamak için peygamberler ve kitaplar göndermiştir.

  • “Rasûlüm! Biz seni, insanları hem müjdelemen hem de uyarman için hak din ile gö Sen vazifeni hakkıyla yapıyorsun.” (Bakara, 119)
  • “Rasûlüm! Doğrusu biz, ilâhî gerçekleri ortaya koyan bu kitabı sana, insanlar arasında Allah’ın gösterdiği şekilde hüküm verebilesin diye indirdik. Sakın hainlerin savunucusu olma!” (Nisâ, 105)
  • “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer böyle yapmazsan elçilik vazifeni yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola erdirmez.” (Mâide, 67)
  • “Biz peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gö” (En’âm, 48)

Bu geniş girişten sonra, bir sonraki yazımızda “İnsan neden kötüyü tercih eder?” sorusunu işlemeye çalışacağız.

Mustafa Kemal Taspınar

21 Eylül 2025

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın