Haber ve analiz sitesi Middle East Monitor bir raporunda şu ifadelerde bulundu: “İran, Batı merkezli küresel düzeni sarsan bir dönüm noktasına ulaştı ve İran’ın bu dönüşümüyle birlikte, Batı’nın uyguladığı yaptırımlar caydırıcılık etkisini yitirdi.”
Middle East Monitor, 18 Ekim 2025 tarihli raporunda, İran, Çin ve Rusya ittifakının küresel düzenin dönüşümündeki rolünü değerlendirdi ve raporda şu ifadeler yer aldı: “18 Ekim 2025 tarihinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararının resmi olarak sona ermesiyle eş zamanlı olarak, dünya uluslararası düzende yeni ve derin bir yarılmaya tanık oldu.
ABD ve Avrupalı müttefikleri, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP / nükleer anlaşma) hükümlerine aykırı biçimde, tek taraflı olarak ‘snapback’ mekanizmasını devreye sokarak yaptırımları uzatmaya çalıştılar. Bu girişim, İran, Rusya, Çin ve 120’den fazla Bağlantısızlar Hareketi üyesi ülke tarafından kesin bir şekilde reddedildi.
Bu olay, tek kutuplu düzenden çok kutuplu dünyaya geçişin ve küresel güney’in yükselen meşruiyetinin göstergesidir. İran, Rusya ve Çin ile yürüttüğü işbirliklerine ve BRICS ile Şanghay İşbirliği Örgütü gibi kuruluşlara dayanarak, eşitlik ve dayanışma temelli yeni bir alternatif sistem inşa etmektedir.
Bu mesele, nükleer konunun ötesine geçerek, Batı’nın küresel düzenin ölçütlerini belirleme konusundaki otoritesinin çöküşünü yansıtmaktadır. Snapback mekanizması etrafında ortaya çıkan çok seslilik, uluslararası düzende derin bir bölünmeyi açığa çıkarmıştır. Bir zamanlar uzlaşının merkezi olan BM Güvenlik Konseyi, artık bölünme ve ayrışma sahnesine dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. İran’ın 2231 sayılı karara yönelik meydan okuması, Batı’ya karşı daha geniş kapsamlı bir başkaldırının sembolüne dönüşmüştür.
Bir zamanlar Batı’nın gücünün sembolü olan yaptırımlar artık caydırıcılık etkilerini kaybetmiş durumdadır. Bu dönüşümün merkezinde basit bir gerçek yatmaktadır ve o da küresel meşruiyetin, zorlamadan işbirliğine doğru kaymakta olduğudur. Eğer 120 ülke Batı destekli bir kararı reddedebiliyorsa, bunun jeopolitik sonuçları İran’ın nükleer meselesinin çok ötesine geçmektedir. İran, bu gelişmeyi küresel jeopolitiğin yeniden düzenlenmesi için bir sıçrama tahtasına dönüştürmeyi başarmıştır.”
