İsrail, İran’ın balistik füze kapasitesini hızla büyüttüğünü ve bu tehdidin artık nükleer programdan daha acil hale geldiğini iddia ediyor. Tel Aviv’de Tahran’ın ‘ayda binlerce füze üretimi’ ve stratejik dönüşümü tartışılırken İran’a düzenli aralıklarla saldırı düzenleme fikri bile gündemde
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD ziyareti kapsamında Başkan Donald Trump’a İran’a yönelik olası bir saldırı planını sunacağı iddia edildi. NBC News’un üst düzey yetkililere dayandırdığı habere göre Tel Aviv, İran’ın haziran ayındaki 12 günlük savaşın ardından balistik füze üretimini yeniden canlandırmasından ve hatta genişletmesinden ciddi endişe duyuyor.
Haberde ayrıca daha önce İsrail ve ABD saldırılarıyla ağır hasar aldığı öne sürülen İran’ın nükleer zenginleştirme programını da yeniden yapılandırdığı belirtiliyor. NBC’ye konuşan yetkililer, İsrail’in Tahran’ın nükleer programını “varoluşsal bir tehdit” olarak tanımlamayı sürdürdüğünü ancak Tel Aviv için balistik füzelerin daha acil bir sorun teşkil ettiğini savundu. Bir kaynak, “Füze tehdidi oldukça gerçek ve geçen sefer bunların tamamına engel olmayı başaramadık.” ifadelerini kullandı.
Trump’ın önümüzdeki hafta Netanyahu’yu Florida’daki malikanesi Mar-a-Lago’da ağırlaması bekleniyor. İsrail tarafı İran’a saldırı planları hakkında açıklama yapmaktan kaçınırken, Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly NBC News’e şöyle dedi:
“Başkan Trump’ın da ifade ettiği gibi eğer İran nükleer silah elde etme yoluna giderse, ilgili tesisler daha hedefe yaklaşamadan saldırıya uğrayacak ve tamamen yok edilecektir.”
‘AYDA 3 BİN FÜZE’ VE ‘STRATEJİ DEĞİŞİMİ’
İsrail’in en yüksek tirajlı gazetesi Yediot Aharonot da cumartesi günkü sayısında, harekete geçilmediği takdirde “İran’ın balistik füze üretim kapasitesinin ayda 3 bin adede ulaşabileceği” iddiasını sütunlarına taşıdı. Gazete ayrıca İran’ın balistik füze üretiminde stratejik bir makas değişikliğine giderek katı yakıtlı füzeler yerine ağırlıklı olarak sıvı yakıtlı füzelere yöneldiğini öne sürdü.
Haberde yer alan teknik analizlere göre sıvı yakıtlı füzeler, katı yakıtlı muadillerine kıyasla daha az gelişmiş olmalarının yanı sıra radarlar tarafından daha kolay tespit edilebiliyor. Ancak bu füzelerin çok daha büyük miktarlarda üretilebildiği ve daha büyük tahrip gücüne sahip savaş başlıkları taşıyabildiği vurgulanıyor.
Yediot Aharonot, İran’ın bu stratejik tercihi İsrail’in 12 günlük savaşta düzenlediği operasyonlarla katı füze yakıtı üretimi için kritik öneme sahip olan “gezegen tipi mikserlerin” (planetary mixers) büyük bir kısmını imha etmesi üzerine yaptığını öne sürdü.
KATI YAKITA YATIRIM SÜRÜYOR
Ancak bu iddialar gerçek olsa bile Tahran’ın A planını rafa kaldırdığı anlamına gelmiyor. Wall Street Journal (WSJ) ve National Interest, geçen aylarda İran’ın Çin’den tonlarca sodyum perklorat taşıdığını iddia etmiş, bunun balistik füzeler için katı yakıt üretiminde önemli bir bileşen olduğunu bildirmişti. Haberlere göre ABD Hazine Bakanlığı nisan ayında, İran ordusuna ham kimyasal madde transferini kolaylaştırdıkları gerekçesiyle çeşitli İran ve Çinli kuruluşlara yaptırım uygulamıştı.
Geçen haftalarda Amerikan özel kuvvetlerinin kasım ayında Çin’den İran’a seyreden bir kargo gemisine baskın düzenlediği iddia edilmişti. WSJ’ye konuşan ABD’li yetkililer, gemide “çift kullanımlı teknoloji” bulunduğunu öne sürmüştü. Çift kullanımlı bileşenler hem sivil uygulamalar için hem de konvansiyonel silah yapımında kullanılabiliyor.
Bu gelişme ABD’nin İran’a yönelik baskı eşiğinin daha da düştüğü şeklinde yorumlanmış, mevcut hedeflerin askeri üsler ya da füze rampaları değil; onları mümkün kılan tedarik, lojistik ve sanayi akışları olduğu değerlendirmeleri yapılmıştı.
‘Periyodik harekat döngüsü tartışılıyor’
Kanal 12’nin askeri muhabiri Amit Segal, İsrail kabinesi ve ordu yönetiminin üst kademelerinde İran’a yönelik periyodik saldırı stratejisinin tartışıldığını bildirdi. Segal, nükleer programın aksine balistik füze tehdidinin tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
“İsrail kabinesinde her altı ayda bir İran’a saldırı düzenlemenin mümkün olup olmadığına dair büyük bir tartışma yürütülüyor. Altı ya da sekiz ayda bir yeni bir harekat döngüsüne girmek… İran’ın bize füze fırlatırken İsrail’den uçuşların durması ve ekonominin ağır darbe alması ne kadar sürdürülebilir? Şu an ne İsrail’de ne de ABD’de alınmış bir karar var. Ancak Trump ve Netanyahu’nun görüşeceği asıl konu da tam olarak budur.”/aydınlık
