İran Devrim Muhafızları Ordusu Sözcüsü ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Ali Muhammed Naini, Taberistan Kanalı’nın “Atr-ı Aşıki” adlı televizyon programında, özellikle sekiz yıllık dayatılmış savaş döneminde, 12 günlük savaşta ve büyük direniş cephesinde Mazenderan halkının fedakârlık ve kahramanlıklarını anarak, Mazenderan eyaletinin savunma döneminde son derece belirgin bir role sahip olduğunu ifade etti. Naini, 25. Kerbela Tümeni’ni, savunma döneminin ana ve hat-kırıcı birliklerinden biri olarak tanıtarak, bu tümenin görevlere istekle koşan kadrosuyla tanındığını belirtti.
Bununla birlikte, asli olarak ulusal kudretin temel unsuru olan Besic’e işaret eden Naini, “Besic’in kuruluş felsefesi silahlı kuvvetlerin yerine geçmek değil, tüm boyutlarda güç üreten bir yapıya dönüşmek olmuştur.” dedi.
İran Devrim Muhafızları Sözcüsü ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı, Besic’in bir model ve formül olduğunu ifade ederek şu vurguyu yaptı: “Bu teşkilatın mahareti, toplumdaki farklı eğilim ve zevkleri bir araya getirip onları tek bir ulusal güce dönüştürmesidir. Besic yalnızca askerî alanda değil; ekonomik, kültürel, güvenlik, siber ve medya alanlarında da hayati fonksiyonlara sahiptir.”
Tuğgeneral Naini, Besic’in umutsuz insanlara yer olmayan bir yapı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bu teşkilat her zaman devrimci yönelişlerin korunmasının, yoksulluğun giderilmesinin ve sel ile deprem gibi kriz dönemlerinde hizmet sunmanın ön saflarında olmuştur. Ne zaman bir çıkmazın aşılmasına ihtiyaç duyulmuşsa, aktif ve hazır bir güç olarak sahaya inmiştir.”
Şehit Hacızade, Küresel Savaşlarla Boy Ölçüşecek Düzeyde Besic İnsan Kaynağı Yetiştirdi
Naini, Besic’in tarihi köklerine değinerek şöyle konuştu: “İmam Humeyni’nin (r.a) Aralık 1979’ında yani dayatılmış savaştan sekiz ay önce, tehditlerin henüz tam olarak belirginleşmediği bir dönemde 20 milyonluk Besic’in kurulması yönündeki emri, onun gelecekteki tehlikeleri öngören stratejik kavrayışından kaynaklanıyordu.”
İran Devrim Muhafızları Sözcüsü ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı, savaşın başında bu kuruma daha ciddi şekilde odaklanılmış olsaydı sekiz yıllık savaşın belki de gerçekleşmeyeceğini ifade ederek, “Savaşın ikinci yılından itibaren ve Samenü’l-Aimme Operasyonu ile eşzamanlı olarak Besic, fiilen savunma gücünün ana unsuru hâline geldi ve güç dengelerini milletin lehine çevirdi.” dedi.
Naini, ülkenin silahlı kuvvetlerinin seçkin insan kaynağı yetiştirme konusunda parlak bir performans sergilediğini belirterek Şehit Hacızade’nin rolüne değindi ve şöyle konuştu: “Şehit Hacızade’nin mahareti, insan kaynağını küresel çapta savaşlara karşı koyabilecek seviyede yetiştirmekti. En seçkin Besic mensuplarını ve ülkenin en yüksek puanlı bilim insanlarını hedefleyip bünyesine kattı.”
Tuğgeneral Naini şöyle devam etti: “Bugün 60 ve 70’li yıllarda doğan ve füze alanında yaş ortalaması yaklaşık 30 olan genç kadrolar; gelişmiş füze, siber, savunma sanayii ve yapay zekâ alanlarında ülkenin temel saldırı ve savunma gücünü oluşturmaktadır.”
Son Savaşın Yönetimi ve Kesin Zafer
Naini, son savaşın yoğun bir hibrit mücadele olduğunu hatırlatarak, düşmanın yanlış hesaplamalarına dayanarak ve halkın gücünü ile liderliğin seferber edici kapasitesini anlamadan bu savaşa girdiğini belirtti.
İran Devrim Muhafızları Sözcüsü ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı, Besic’in yüksek bir hızla sahaya girdiğini belirterek, “Bu teşkilat derhal ülkenin toplumsal alanını ve toplumun psikolojik, kültürel ve ekonomik dayanıklılığını kontrol altına aldı.” dedi.
Naini, Besic’in ülke genelinde kontrol noktaları kurarak ve karşı devrim unsurlarını tespit ederek istihbarat birimlerine tam bir bilgi hâkimiyeti sağladığını vurgulayarak, “Bu performans, halkın yanında sağlam bir dayanak ve çelik gibi bir kale görmesini sağladı. Aslında bu savaşın ardından Besic’in çekim gücü ve popülaritesi katlanarak artmıştır.” ifadelerini kullandı.
Silahlı Kuvvetlerin Belirgin Üstünlüğü ve Düşmana Uyarı
Tuğgeneral Naini, Siyonist rejimin son savaşta kesin bir yenilgiye uğradığını belirterek, “Bu durum, rejimin siyasi ve askerî yetkililerinin itirafları ile Amerikan düşünce kuruluşlarının açıklamaları tarafından da teyit edilmektedir.” açıklamada bulundu.
Naini, Aksa Tufanı Operasyonu’nun bu rejimin güvenlik itibarını yok ettiğini belirterek, “Şu anda işgal altındaki topraklarda yaşayanların yalnızca yüzde 13’ü Siyonist rejimin hedeflerinde başarılı olduğuna inanıyor.” ifadelerini kullandı.
İran İslam Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerinin bugün taktik, silahlanma ve yaratıcılık açısından en üst hazırlık seviyesinde olduğunu vurgulayan Naini, “Son savaşın sahası, kabiliyetleri ölçen bir kriterdi ve bu sahada düşmanın zayıflıkları tamamen ortaya çıktı. Ülkenin yetenekleri, son savaştan önceki döneme kıyasla çok daha gelişmiştir.” ifadesini kullandı.
Tuğgeneral Naini, düşmanın hatalarını tekrarlayacak yeni bir hedefe ya da yeni bir güce sahip olmadığını belirterek, “Düşman hangi yeni kötülüğe kalkışırsa kalkışsın, hangi saldırıda bulunursa bulunsun, daha ciddi bir karşılık alacaktır ve bunda hiçbir şüphe yoktur.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
