Ne söylenirse söylensin üzerine almıyor, söylenen ve söyleneceklerin hepsini çok önceden yapıldığını iddia ediyor sayın muhatap!
Muhataba söylenecek tek bir söz var aslında: “lime tekûlûne mâ lâ tef’alûn(e)” (Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?) Saff:2
Şimdi bu soruya cevap verilmesi lazım. Önce nelerine söylendiğine bakalım:
“Şayet biz sendelersek Kudüs düşer; Filistin, Arakan, Somali düşer.”
“Kudüs Müslümanların kırmızıçizgisidir. Eğer böyle bir adım atılırsa(Kudüs başkent ilan edilirse) bu diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir.”
“Hep söylediğim gibi, Kudüs bizim kırmızıçizgimizdir.”
“Kudüs tüm dünyadır, oradaki Müslümanlar da tüm insanlıktır”
“Mukaddes şehir Kudüs’ün onurunu, şerefini, izzetini, haysiyetini korumak her bir Müslüman’ın boynunun borcudur. Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs’teki ibadethanelere ve Müslümanlara yönelik her saldırı aynı zamanda bizlere yapılmış demektir…”
“Filistin’in ülkemizin ve halkımızın gönlünde daima müstesna bir yeri vardır. Filistin halkı ile dayanışmamızı, Filistin davasına desteğimizi en güçlü şekilde sürdürüyoruz.”
Bu örnekler çoğaltılabilir. Bu sözlerin çok önemli bir kısmı ya seçim konuşmalarında ya da parti kongrelerinde söylenmiş sözlerdir. Belli ki bu sözler halkın gönlüne girmek oylarını ve dualarını almak, iktidara gelmek ve iktidarda kalmak için söylenen sözler.
Peki, gereği neden yapılmıyor?! Neden hala İsrail ile ilişkiler koparılmıyor. Neden Petrol sevkiyatı durdurulmuyor. Açlıktan ölen insanlara el uzatılmıyor? Asıl üzerinde durmamız gereken konu budur.
Bunun nedenleri bizzat muhatabın şahsı tarafından açıklanmasa da “abi”leri tarafından dile getiriliyor.
Abilerden birinin Aksa tufanı başladığında söyledikleri hala hafızalarımızdadır: “senin ne gücün var senin gıdanı bile dışarıdan gönderiyoruz, senin teknik aletlerini, ihtiyaçlarını dışarıdan karşılıyoruz. Sen 2 tane uydurma füze atıyorsun, İsrail’de sinek vızıltısı gibi geliyor ama onlar diyor ki ‘Hamas bize hücum etti’, senin başına bomba yağdırıyor. Sana olan oluyor ve sen onlara haklılık payı kazandırıyorsun. Niye bunu yapıyorsun Burada çıkarımız ne bizim. Dinlemiyorlar…”
Özetle Mavi Marmara olayında olduğu gibi Aksa Tufanı başlatılırken de kendilerine danışılmamakla kalınmamış verilen nasihatlere de uyulmamış.
Bir diğer abi de: “Devamlı söyledik, tekrarlıyoruz; İsrail, Amerikan emperyalizminin 51. Eyaleti durumundadır. Ve Türkiye, NATO üyesidir ve Gazze’deki soykırım trajedisine müdahale edecek olan her kim olursa olsun, NATO’nun beyni olan Amerikan emperyalizminden ayrı olarak, Avrupa Birliği ve Rusya’nın ve Çin’in de devreye gireceği bir Dünya Savaşı’nı göze almalıdır.”
Bu abi diğer abinin Hamas’a söylediklerini Türkiye’ye söylüyor. Özetle “Senin Amerika ve Avrupa Birliği karşısında ne gücün var ki” diyor.
Bu abi Biden’ın: “İsrail ve Gazze konusuna müdahale eden olursa, bertaraf ederiz.” Tehdidini hatırlatıyor. Muhalefet parti ve particiklerini! Müslümanları tahrik etmekle, anlama özürlü olmakla itham ediyor. Bu abi son olarak: “mesele sadece Gazze değildir; Gazze bütün Müslüman halkalara verilmek istenen bir gözdağı mesabesindedir ve hazırlıklarını yapmadan veya hazırlıksız yakalananlar, küçücük İsrail’le değil, Amerikan emperyalizmiyle savaşmayı ve yeni bir Dünya Savaşı’nın içinde safını belirlemeyi baştan ve kesin kararlılıkla göze almalıdırlar.” Diyor.
Anlaşılan verilen gözdağı Müslüman halklar tarafından alınıp kabul edilmiştir. Kısaca bu abiler sadece İsrail’den korkmuyor, İsrail’le korkutuyorlar.
Bu abi yazısının başında Gazze için içi yananların küçük bir azınlık olduğunu büyük bir kitlenin sadece acır gibi yaptığını, çok büyük bir topluluğun da meseleyi Arapların meselesi olarak gördüğünü söylüyor.
Demek ki neymiş;
Niçin Gazze’den yana söyledin! İktidara gelmek için.
Niçin İsrail’le ilişkilerini kesmiyor söylediğini yapmıyorsun! İktidarı kaybetmemek için.
Ne Gazze ne İsrail her şey iktidar için!!!