Nadir Element Krizi Büyüyor

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, bu kez nadir toprak elementleri üzerinden alevlendi.

Çin istihbaratı iki hafta önce adını paylaşmadığı yabancı ülkelerin, ihracatı yasak olan mineralleri kaçırmaya çalıştığını duyurdu. Bu sinyalin ardından harekete geçen Pekin yönetimi, perşembe günü, nadir toprak elementleri ve üretim teknolojilerinin ihracatına yeni kısıtlamalar getirdi.

Dünyadaki işlenmiş nadir toprak elementleri ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Çin’in bu hamlesine yanıt bir gün sonra ABD’den geldi. ABD Başkanı Donald Trump, “Çin’in dünyayı esir almasına izin veremeyiz” diyerek 1 Kasım’dan itibaren Çin menşeli tüm ürünlere yüzde 100 ek gümrük vergisi uygulanacağını ve “kritik yazılımların ihracatının durdurulacağını” ilan etti.

Trump’ın açıklaması küresel piyasalarda anında yankı buldu. ABD’nin S&P 500 endeksi yüzde 2’den fazla düşerken, kripto para piyasasının toplam değeri birkaç saat içinde 200 milyar dolar eridi. Bitcoin fiyatı 122 bin dolardan 107 bin dolara geriledi.

Çin’den Trump’ın tehdidine yanıt: Meşru tedbir

Çin Ticaret Bakanlığı, nadir toprak elementleri üzerindeki yeni kontrollerin bir “ihracat yasağı” değil, “ihracat kontrolü” olduğunu vurguladı. Bugün yayımlanan açıklamada, ABD’nin yıllardır “ulusal güvenlik” gerekçesiyle binlerce ürüne ihracat kısıtlaması getirdiği hatırlatılarak, “ABD’nin çifte standardı, küresel tedarik zincirini istikrarsızlaştırıyor” denildi.

Açıklamada, nadir toprak elementleri içindeki ağır ve orta ağır metallerin askeri uygulamalarda kullanıldığı hatırlatılarak, “Çin hükümetinin nadir toprak elementleri ve bağlantılı ürünlerin ihracatını kontrolü, yasalara ve düzenlemelere uygun meşru bir tedbirdir” ifadesi kullanıldı.

ABD’li patronlar sıkıştı

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’na göre, 2024’te dünya genelinde üretilen 390 bin ton nadir toprak elementinin 270 bin tonu Çin’de üretildi. Bu da küresel üretimin yaklaşık yüzde 69’una karşılık geliyor. Çin aynı zamanda işleme kapasitesinde de yüzde 85’lik payla tek hakim güç konumunda.

Bu elementler elektrikli araç motorlarından akıllı telefonlara, rüzgar türbinlerinden F-35 savaş uçaklarına kadar birçok ileri teknoloji ürünün vazgeçilmez bileşeni.

ABD’li patronların bir kısmı bu durumdan memnun değil. Amerikan Ticaret Odası’nın mayıs ayında yaptığı ankete göre, ABD’li şirketlerin yüzde 75’i nadir toprak elementi stoklarının birkaç ay içinde tükeneceğini belirtti.

Pazarlığın bir ayağında Türkiye var

Pekin’in üstünlüğü yalnızca rezerv miktarından değil, bu elementlerin işlenmesinde sahip olduğu altyapıdan kaynaklanıyor. Nadir elementlerin ayrıştırılması son derece zor ve çevresel olarak yıkıcı bir süreç. Çin bu maliyetleri uzun yıllar düşük tutarak küresel tedarik zincirinde tek merkez haline geldi.

Bugün ABD, Avustralya ve Brezilya gibi ülkeler üretimi artırmaya çalışsa da Çin’in 30 yıllık teknolojik üstünlüğünü kısa vadede yakalamaları mümkün görünmüyor.

Dünya genelinde “stratejik maden” tartışmaları sürerken Türkiye de bu denklemde yerini almaya çalışıyor. Eskişehir Beylikova’da 2022’de 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervi keşfedilmişti.

Bloomberg’in geçtiğimiz hafta yayımladığı habere göre Türkiye, bu rezervin satışı için ABD ile görüşmelere başladı. Daha önce Çin ve Rusya ile de temas kurulmuş, ancak anlaşma sağlanamamıştı.

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın