Şeyh Ekrem El-Kaabi: Şehid Nasrallah’ın Kanı Yeni Bir Dönemin Başlangıcıdır

Şeyh Ekrem el-Kabi, Hizbullah Genel Sekreteri’nin şehadetinin birinci yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmada şunları söyledi: ‘Seyyid Hasan Nasrallah’ın pak kanı yeni bir çağın başlangıcıdır ve vefalı ve sadık nesiller onun şehadetini ilerlemek için bir güç  haline getirecektir.

 Nuceba İslami Direniş Hareketi Genel Sekreteri Şeyh Erkrem el-Kabi, Hizbullah Genel Sekreter Şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadetinin birinci yıl dönümüne ilişkin yayınladığı video mesajında, onun alçakça ve korkakça bir suikastte şehit edilmesini büyük bir adamın, merhametli bir önderin, bir fıkıh aliminin, yorulmak bilmez bir savaşçının ve değerli bir dostun kaybına yol açan, iyileşmez bir yara olarak nitelendirdi.

Şeyh Ekrem el-Kabi, Seyyid Hasan Nasrallah’ın yüce şahsiyetini saygıyla anarak şu ifadelerde bulundu: “Katil düşman, eğer şehid Nasrallah’ın suikastıyla Lübnan’da ve İslâm dünyasında hikayeyi bitirebileceğini zannediyorsa büyük bir yanılgı içindedir. Onun pak kanı yeni bir çağın başlangıcıdır ve sadık ve vefalı nesiller onun şehadetini ilerlemek için bir güç haline getireceklerdir.”

Şeyh Ekrem el-Kabi konuşmasının devamında, Siyonist rejimin Katar’daki son saldırısına değinerek şunları söyledi: “Katar, bölgede ABD’nin en büyük ve en önemli askeri üssüne ev sahipliği yapıyordu ve İsrail ile uzlaşma yolunda ilerliyordu ve milyonlarca doları zalim Trump’a hediye ediyordu ama gördük ki bu suçlu çete, ellerinin altındaki bu korkak ve yalakalara bile ihanet etmektedir.”

Nuceba Hareketi Genel Sekreteri Arap dünyası ve İslâm ülkelerinin suskunluğundan üzüntü duyduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Tarafsızlık ve eylemsizlik, Amerika ve Siyonist rejimin suçlarını kabul etmek ve onlarla işbirliği yapmaktır. İslam ümmetinin, dini, ahlaki ve insani görevini yerine getirmesinin zamanı gelmedi mi?”

El-Kabi, Siyonist rejimin bölgedeki gerçek hedeflerini anlamak için sahayı umutlardan ve hayallerden uzak, açık gözlerle görmek gerektiğini vurgulayarak şu ifadelerde bulundu: “Düşman, Filistin milletini vatanından kökünden söküp atmayı amaçlıyor ve bunun için Mısır ve Ürdün üzerinde baskı yapıyorlar ve tüm bunlar yaşanırken aptal Trump, “Gazze’de soykırım görmedim!” diyor.”

Şeyh Ekrem el-Kabi, Lübnan’da direnişi silahsızlandırma komplosuna değinerek, “Dünyada bundan daha çirkin birşey olamaz” dedi. El-Kabi, İslam ülkelerine seslenerek şu ifadelerde bulundu: “Uyanın ve ABD, İngiltere ve İsrail’in taleplerine rıza göstererek veya onlara rüşvet vererek güvende kalacağınızı zannetmeyin ve maddi olarak direnişi destekleyin ya da en azından ona karşı komplo kurmayın.”

El-Kabi, Suudiler’i açık bir örnek olarak göstererek bu tür bir tutumun değişmesi gerektiğini söyledi ve şunları vurguladı: “Onların yapabilecekleri en asgari şey, Yemen ve Lübnan direnişine karşı yaklaşımlarını değiştirmektir. Bu rejimden korunmuş olacağınızı zannetmeyin. Bu rejim önündeki ilk engeli kaldırılır kaldırılmaz sizi de vahşice hedef alacaktır.”

Nuceba Hareketi Genel Sekreteri, Yemen halkının düşmanlara karşı direnişine övgüde bulunarak şu hatırlatmada bulundu: “ABD, İngiltere ve İsrail en üst düzeyde gaddarlığı uyguladılar ama başarısız oldular. Yönetim ve örgütsel yapıyı hedef almak istediler ama Yemen, lider yetiştiren ve düşmanlara şiddetli karşılık veren kahramanların vatanıdır.”

Şeyh Ekrem el-Kabi, mesajının son bölümünde uyarıda bulunarak şunları söyledi: “Kuzey Irak’ta Batı ve Siyonistler gözetiminde kurulan ittifakları dikkatle takip ediyoruz. Baasçı ve IŞİD destekçisi teröristleri destekleyen siyasi figürlerin hareketlerini izliyoruz ve ayrıca yabancı güçlerin çekilme anlaşması bahanesiyle Irak içinde yaptığı yeniden konuşlanma faaliyetlerini titizlikle gözlemliyoruz. Bununla birlikte işgalcilerin Kudüs’teki hareketlerini de takip ediyoruz.”

Irak Nuceba İslami Direniş Hareketi Genel Sekteri konuyla ilgili olarak şu ifadelerde bulundu: “Irak’taki İslami direniş uyanık, aktif, bağımsızdır ve değerlendirme, planlama ile icraatta yetkindir. Siz böyle vahşi ve delice bir yol izlediğiniz müddetçe, muhtemelen yakında söylediklerimizi sadece teoride değil, somut bir gerçeklik olarak fiilen hissedeceksiniz.

Direniş eksenini zayıflatmaya bahis oynayan herkes yanılıyor ve hayal kuruyor. Mücadelenin doğası gereği bazen zarar görebiliriz bazen de kazanç sağlarız, komutanlar şehit düşer ve çeşitli zaferler elde edilir, bunların hepsi mümkün olabilir, ama gerçek şu ki bugün İslam ümmetinin izzeti ve onuru, mazlum milletlere karşı tüm komplolara karşı duran bir eksenin varlığına bağlıdır ve bu eksen hâlâ yekpare ve güçlüdür ve düşmanın alçaklık ve ihanetine asla diz çökmeyecektir.

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın