Sudan’da korkunç bir soykırım yaşanıyor. BAE’nin ABD yapımı silahlarla desteklediği ayrılıkçı milisler iki yılda 150 binden fazla sivili katletti, milyonlarca insanı yerinden etti. Dehşete düşüren tablo karşısında BM’den gelen cılız açıklamalar dışında başkentlerin sessizliği tepki çekiyor.
Gazze’de iki yıl süren soykırımı seyreden insanlık Sudan’daki kanlı katliamları da görmezden geliyor. İç savaş dehşetini yaşayan ülkenin batısındaki Kuzey Darfur eyaletinin merkezi Faşir kentinde 177 bin kişinin halen mahsur olduğu, kentteki ölü sayısının binleri bulduğu bildirildi. BAE destekli paramiliter güçler yüzbinleri katletti, milyonlar açlığın pençesinde.
12 MİLYON SİVİL MÜLTECİ, 20 MİLYON AÇ
Sudan iki yıldır iç savaşta. El Beşir’in devrilmesiyle muhalefete geçen General Muhammed Hamdan Dagalo, Darfur bölgesini ülkeden ayırmak için bedevi Cancavidlerden Hızlı Destek Güçleri (RSF) adında milis birlikler kurarak saldırılara geçti. BAE’nin ABD’den tedarik ettiği silahları Somali üzerinden alan RSF iki yılda 150 binden fazla sivili katletti. 12 milyon Sudanlıyı yerinden eden teröristler 20 milyonu da açlığa mahkûm etti. Sadece son bir haftada El Feşir’de yerleşim alanları yakılarak 2 binden fazla kadın ve çocuk öldürüldü.
BAE DARFUR’DAKİ ALTINLARI KAÇIRIYOR
Diplomasi çevreleri BAE’nin RSF’yi silahlandırmasının altında Darfur’un zengin altın rezervlerinin olduğunu söylüyor. Uzun süredir ülkenin doğal kaynaklarıyla ilgilendiği bilinen BAE’nin Kolombiya’dan paralı asker getirterek RSF’ye gönderdiği de ifade ediliyor. Eski Somali Büyükelçisi Kani Torun ‘Darfur’dan El Faşer’e yardım çığlıkları yanıtsız kalıyor. Milyonlarca insan yerinden edildi, hayatlar parçalandı’ dedi. Türkiye’nin RSF’ye silah ambargosu ve destekçisi BAE’ye yaptırım için BM’de girişimde bulunması gerektiğini belirtti.
İNSANLIK SUDAN’DAKİ ÇIĞLIKLARA DA SAĞIR
Ukrayna, Gazze derken bir insanlık krizi de iç savaşın sürdüğü Sudan’da yaşanıyor. 1955–1972 ve 1983–2005 yılları arasında yaşanan iç savaş 2011’de Güney Sudan’ın bağımsızlığıyla neticelendi. Ülkenin güneyindeki çatışmalar çözüme kavuşturulmadan 2003’te ülkenin batısındaki Darfur bölgesinde yeni çatışmalar baş gösterdi.
Darfur’da 2021’e kadar düşük yoğunluklu olarak devam eden çatışmalar halihazırdaki iç savaşın taraflarından biri olan Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK) doğurdu. Muhammed Hamdan Dagalu ve kardeşlerinin komuta ettiği paramiliter HDK unsurları eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir sonrası dönemde doğrudan ülke yönetimine dahil oldu fakat bir noktada Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ile iktidarı paylaşamadı. Nihayetinde HDK, 15 Nisan 2023’te Sudan Silahlı Kuvvetleri’ne meydan okuyarak son derece tahripkar bir iç savaş başlattı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ABD’den aldığı silahları aktardığı HDK, 2 yıl süren iç savaş sürecinde Çad, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijer, Mali, Etiyopya, Güney Sudan, Yemen ve Kolombiya vatandaşı binlerce paralı askerle Sudan ordusu karşısında alan kazandı. Darfur’daki altın madenlerini kontrol eden HDK bu madenlerden çıkan altını BAE’ye satarak iç savaşı finanse edebilecek bir ekonomik güç elde etti.
Dagalo, bedevi Cancavidlerden kurduğu milis güçleriyle iki yılda 150 binden fazla sivili katletti. 12 milyon Sudanlıyı yerinden eden teröristler 20 milyonu da açlığa mahkûm etti. Zengin altı n yataklarına sahip olan Darfur’da başkent Nyala ve Kas’ı alan isyancı güçler, son olarak El Faşir şehrine yöneldi. El Faşir’in düşmesi durumunda HDK, Darfur bölgesinin güneyini ve Kuzey Sudan’ın da güney batısını bölmüş olacak. Sadece son bir haftada El Faşir’de yerleşim alanlarını yakarak 2 binden fazla kadın ve çocuk öldürüldü. Sadece bir haftada 2 bin sivil katledildi. Toplu tecavüzler ve infazlar sonrası kazılan toplu mezarların uydu görüntülerine bile yansıdı.
Diplomasi çevreleri BAE’nin HDK’yı silahlandırmasının altında Darfur’un zengin altın rezervleri olduğunu söylüyor. Bölgede yaşananların soykırım olduğunu belirten eski Somali Büyükelçisi ve Gelecek Partisi Milletvekili Kani Torun “Darfur’dan El Faşir’e yardım çığlıkları yanıtsız kalıyor. Milyonlarca insan yerinden edildi, hayatlar parçalandı” dedi. Türkiye’nin HDK’ya silah ambargosu ve destekçisi BAE’ye yaptırım için BM nezdinde girişimde bulunması gerektiğini belirtti.
Analistlere göre, BAE destekli milislerin katliamları yoğunlaştırdığı El Faşir ele geçirilirse Sudan bir kez daha bölünecek. General Dagalo’nun Darfur’u ülkeden ayırarak bağımsızlığını ilan edebileceği belirtiliyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise “Askeri tırmanıştan ciddi endişe duyuyorum. Sudan Silahlı Kuvvetleri ve HDK’yı müzakere etmesi için somut adım atmaya çağırıyorum’ açıklamasını yaptı.
SUDAN DOKTORLAR SENDİKASI: FAŞİR’DE 177 BİN SİVİL HALA MAHSUR, ÖLÜ SAYISI BİNLERCE
Sudan Doktorlar Sendikası, ülkenin batısındaki Kuzey Darfur eyaletinin merkezi Faşir kentinde 177 bin kişinin halen mahsur olduğunu, kentteki ölü sayısının binleri bulduğunu bildirdi. Sendikadan yapılan açıklamada, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) kenti ele geçirmesinin ardından Faşir’de yaşanan “vahşi katliam ve insani çöküş” en sert ifadelerle kınandı. Faşir’de yaşananların “soykırım, sistematik etnik temizlik ve tam teşekküllü savaş suçu” niteliğinde eylemler olduğu vurgulanan açıklamada, “HDK, 28 Ekim’de, etnik temelli bir katliam gerçekleştirerek silahsız sivilleri hedef almıştır. Saha ekiplerimizin raporlarına göre, iletişim kesintileri ve güvenlik yokluğu nedeniyle ölenlerin tam sayısı bilinmemekte ama binlerle ifade edilmektedir.” değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada, “HDK’nin Faşir’e girmesinin ilk saatlerinde 2 bin sivil öldürüldü. Masum insanlar diri diri yakıldı. Kentte 177 bin kişi halen mahsur durumda ve büyük çoğunluğunun toplu şekilde öldürüldüğü, araçlarıyla kaçmaya çalışanların ise araçlarının içinde yakıldığı değerlendirilmektedir.” ifadeleri kullanıldı.
DSÖ: HASTANEDE 460 KİŞİ KATLEDİLDİ
BM sağlık ajansı başkanı, Hızlı Destek Güçleri milislerinin Sudan’ın El Faşir kentini ele geçirdikten birkaç gün sonra, kentin ana hastanesinde yüzlerce sivili öldürdüğünü söyledi. Tedros Adhanom Ghebreyesus, BM sağlık ajansının hastanede 460 kişinin öldürüldüğü haberinden “dehşete düştüğünü ve derin bir şok yaşadığını” söyledi. Sudan Doktorlar Ağı ayrıca HDK’yı dört doktor, bir eczacı ve bir hemşire olmak üzere altı sağlık görevlisini kaçırmakla ve serbest bırakılmaları için 150.000 dolardan fazla fidye talep etmekle suçladı. Salı günü Suudi Hastanesine yapılan saldırı, yerel aktivistlerden oluşan el-Faşir Direniş Komitesi tarafından da bildirildi ve komite, saldırıdan sonra “korkunç bir sessizlik” olduğunu söyledi/karar

 
			 
                                
                              
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		 
		