İnsan Sumud Filosu’na insanlık değil kendi tanıtımı için katılınca, ayakları Filistin topraklarından kesilir kesilmez “tıka basa yemek” ve “çay” için tezahürat yapması da kaçınılmaz oluyor.
“Bir Anadolu üniversitesinde Almanca öğretmenliği bitirmiş, hasbelkader ağzının iyi laf yapması, edebiyat parçalaması ve siyasetteki bağlantıları sayesinde şöhret olmuş bir sunucudur. Bugüne kadar entelektüel bir derinliğine şahit olmadım. Hiçbir netameli konuya girip elini taşın altına soktuğuna da şahit olmadım.”
Haberin konusu olan isme dair daha fazla fikir sahibi olunması için bu alıntıyla başladık.
Alıntı yaptığımız isim AKP trollerinden Furkan Bölükbaşı.
Yani öyle bir AKP’li ki, Furkan Bölükbaşı bile vasat buluyor, “siyasi bağlantılarıyla şöhret” olduğunu söylüyor.
Konumuz İsrail soykırımına karşı yola düşen Sumud Filosu’nda yer alan, belli ki bu yer alışı kendi hikayesine güçlü bir ek olarak gören bir isme dair.
Bekir Develi’den söz ediyoruz.
soL okurlarının tanıdığı bir isim olmadığını düşünerek biraz ayrıntı verelim.
Bekir Develi kimdir?
Develi, Almanya doğumlu, üniversiteyi ise Samsun’da Almanca öğretmenliği okuyarak tamamlanmış.
Sonrasında Bölükbaşı’nın da söylediği üzere AKP bağlantıları üzerinden “ünlü” olmuş bir isim.
Ünlü ama tanımıyoruz…
Televizyonculuk, sunuculuk yaptığını söylüyor kişisel internet sayfası.
Neden tanımadığımızı hemen aktaralım:
Annemin Yemeği (22 bölüm), Keşif Zamanı (53 bölüm), Kim Bilecek (97 bölüm), Ramazan Sevinci, İstanbul’da Ramazan (15 bölüm), Gez, Göz Arpacık (107 bölüm), Bayram Şekeri (TRT 15 bölüm), Sütlü Kahve (24 bölüm), Arife tarif (38 bölüm), Anadolu Gezgini (13 bölüm) ve Seçmen Ne Der? (15 bölüm)
Develi, öyle güçlü siyasi bağlantılar bulmuş ki tombala çeker gibi program isimleri seçip devletin kanalı TRT’de bir güzel sunmuş.
AKP ünlüsü bir isimden söz ediyoruz kısacası, TRT’yi ballı bir kapı olarak kendisine açmış bir isimden.
Bu sayede AKP’li belediyelerin etkinliklerinde sayısız kez konuşmacı olarak sahne almış, buradan da güçlü bir kâr kapısı elde etmiş olduğunu ekleyelim.
Ancak haberimizin nedeni yukarıda aktardığımız gibi Develi’nin TRT ve AKP’li belediyeler macerası değil, Sumud macerası.
İnsan hiç utanmaz mı?
Filistin’de, Gazze’de insanlık tarihinin gördüğü en ağır soykırımlardan birine şahitlik ediyoruz.
Neredeyse 70 bin kişi soykırımcı İsrail tarafından hayattan koparıldı.
Öyle bir abluka uygulandı ki, çocuklar açlıktan ölmeye başladı.
Böylesi bir tabloda bu ablukaya karşı düştü yola Sumud Filosu.
“O teknelere binebilen kahramansa, o teknelere binmek için müracaat edip nasip olmayan da kahramandır” diyor Develi, Sumud dönüşü ayağının tozuyla yine bir AKP’li belediyenin düzenlediği fuarda konuşurken. Filoya hangi kontenjandan dahil olduğunu anlamak için başta yaptığımız Bölükbaşı alıntısına gitmek yeterli sanıyoruz.
Ancak haberimizin konusu Sumud dönüşü derhal AKP’li belediyelerde sahne almaya başlaması da değil, dönüşte katıldığı bir programda yaptığı açıklamalar.
“İnsan gerçekten hiç utanmaz mı?” sorusu izleyen herkesin dilinin ucuna gelmiştir.
Çocukların bombayla ya da mermiyle değilse açlıktan öldüğü; yiyecek bir dilim ekmek, içecek temiz bir bardak su bulamadığı bir yere “soylu bir görev için” gittiğini söyleyen, kahramanlık öyküsü yazmaya çabalayan Develi, o programda dönüş yolculuğu için ballandıra ballandıra şunları söylüyordu:
Hostes normalde hiç yapmayacağı bir şey yaptı biz uçağa bindiğimizde. Günlerdir su içememiştik hiçbirimiz. Yemek olarak kırmızı biber vardı, onu da İtalyanlar Free Palastine yazdı duvara, onu da yiyemedik. Kuru ekmek falan verdiler, başka hiçbir şey vermediler. O hostes hanım izliyorsa ona selam ediyorum, aldı mikrofonu, şey dedi, ‘şimdi ülkemize uçacağız ve günlerdir size su vermediklerini, aç bıraktıklarını biliyoruz, THY yönetiminin talimatıyla uçağı tıka basa yiyecek doldurduk.’ Ondan sonra ben bağırdım öne doğru, çay da var mı dedim, var dedi. Bir daha söyle dedim, var diye bağırdı. Yani o zaman diyorsun ki Allahıma şükürler olsun, ben bu güzel toprağın bir parçasıyım.
Gerçekten utanç verici, hele “tıka basa” ve “bir daha söyle” derken kullandığı tonlanmalar, insanı gerçekten insanlığından utandıracak cinsten.
Sadece bu da değil, filoda Müslümanlığa geçtiğini belirttiği Tomy isimli İtalyan aktivisti Sümeyye Erdoğan’a büyük bir iş başarmış gibi, büyük bir mutlulukla anlattığı o sahneler de ilgili ismi tam olarak tanımamız için çok şey anlatıyor.
Tüm bunlar olurken, filoda yer alan diğer Türklerin ağır işkenceye maruz kaldı dediği Greta, kendisine uğradığı işkence sorulduğunda “Bunun bir önemi yok, önemli olan tek şey Gazze’de yaşanan soykırım” diyordu.