9 Dey 1388 (30 Aralık 2009) Destanında İran Halkı Hangi İhaneti Ortadan Kaldırdı?

GİRİŞ: 02.01.2022 13:49      GÜNCELLEME: 02.01.2022 13:49
Rasthaber -  Geçtiğimiz günlerde ‘Yevmullah’ olarak adlandırılan ‘9 Dey Destanı'nın (30 Aralık 2009) on ikinci yıldönümüydü. Bu vesilesiyle yaşananların önemli bir analizini aktaracağız.

Yeşil Hareket liderlerinin ve bu hareketi destekleyenlerin ihanetinin boyutu nedir?

30 Aralık 2009’da (o yıl Aşura ve İmam Hüseyin’in şehadetiyle aynı gün) bir avuç gafil ve ecnebi uşağının Aşura günü İslami mukaddesata yönelik tarihte eşi benzeri olmayan saygısızlığı bir tesadüf müydü yoksa bu acı olay, sekiz ay sonra oraya çıkan “Ya Hüseyin ve Mir Hüseyin” sloganlarının kapsamlı ihanetler için maske olduğu nifak buzdağının görünen yüzü müydü?

Yeşil Hareket fitnesinin liderleri Musevi, Ahmedinejad'ın 11 milyon oy gerisinde olmasına rağmen başlangıçta seçime hile karıştırdığını iddia etti. Ancak zamanla, sokaklarda rejim ve İslam düşmanlığı kokan sloganlar duyulmaya başlandı.

Aşağıda okuyacaklarınız, Yeşil Hareket ayaklanmasına katılanların kimliği, yaptıkları ve ihanetlerinin boyutu hakkında mevcut binlerce belgeden bazılarıdır:

Seçimde 18 bin sahte mesaj nasıl hazırlandı ve dağıtıldı?

Haziran 2011'de, Twitter mikroblog hizmetinin CEO'su, Barack Obama tarafından ABD Ulusal Güvenlik Danışma Komitesi'nin (NStac) bir üyesi olarak atandı. Twitter direktörü, Mayıs 2012'de ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile de bir araya geldi. Hillary Clinton'ın hatıra kitabının 24. Bölümü, HARD CHOISES (Zor Seçimler) başlığıyla dijital çağda etkili diplomasiyi ele alıyor. Clinton, İran’da 2009 yılında yaşanan isyanla ilgili olarak şunları yazmıştır:

 “Haziran 2009'da, İran'daki Yeşil Hareket protestolarıyla eş zamanlı olarak Twitter, tam da Tahran’da öğle vaktiyken periyodik onarımlar için küresel hizmetlerini sınırlamayı amaçladı. Twitter yöneticileriyle hemen iletişime geçerek, Twitter hizmetlerini kısıtlamanın o dönemde İran'daki hareket aktivistleri üzerindeki etkisi konusunda uyardık. Sonuç olarak, Twitter onarım programını erteledi.

Üst düzey Mısırlı gazeteci Hasaneyn Heykel, Temmuz 2009'da el-Cezire kanalı ile yaptığı röportajda bazı düşündürücü haberleri anlattı ve şunları söyledi:

 “İran seçimlerinden sadece iki gün önce internette ve Twitter'da, hile yapıldığı ve buna karşı protesto yapılması gerektiğine dair 18 bin mesaj yayınlandı ve bunların daha sonra İsrail'deki kullanıcılar tarafından tweetlendiği ortaya çıktı. Pehlevi rejiminin düşmesiyle birlikte İsrail etkisini kaybetti ve bu nüfuzu yeniden kazanmaya çalışıyor. İran beklenmedik bir şekilde saldırıya uğradı, ancak huzursuzluğa rağmen birlik ve beraberlik içindedir. Bu, İran'a karşı sınırsız bir savaştır. İran seçimlerinden önce ve sonra, kargaşayı alevlendirmek ve kışkırtmak amacıyla binlerce web sitesi etkinleştirildi. ABD Kongresi İran'ın devrilmesi için 400 milyon dolar ayırdı."

Başbakanlık Ofisi ile iletişim; 20 yıllık ağ

Ancak Yeşil Hareket ayaklanmasının liderlerinin ABD ile koordinasyonu o günlerle sınırlı değildi. Eski bir ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Michael Ludin, dört ay sonra Yeşil Hareket şeceresi hakkında iki kez konuştu. Ludin, 28 Aralık 2010 yılına FDD (Demokrasiyi Savunma) Vakfı'nda konuştu ve şunları söyledi: “Bu hareket 2009'da başladı ama size, bu hareketin köklerinin 1980'lerin ortalarına kadar uzandığını ve farklı aşamalarda geliştiğini bildiğimizi ve belgeleyebileceğimizi söylüyorum. Bu konuda söyleyecek daha çok şeyim var ama konuşmamı burada kesiyorum.”

O yılın ekim ayında Radyo Ferda'ya konuşan Ludin, McFarlane'in gizli görüşmelerine atıfta bulunarak, "İnandığım şey Amerika Birleşik Devletleri ile ilişki kurmak isteyen insanların varlığıydı" dedi. “Bu insanlar kimdi?” diye sorulduğunda ise , “Konuştuğumuz kişiler, başbakanlık makamından, Mir Hüseyin Musevi'nin makamından ve çevresindekilerden insanlardı” dedi.

5 Mayıs 2014’te Musevi'nin güvenlik danışmanı “Muhsin-K” başbakanlık döneminde Şark gazetesine verdiği röportajda, "Ben Musevi'nin istihbarat ve güvenlik konularında danışmanıydım. Benim, Sayın Musevi adına, Sayın Haşimi'ye de rapor verme yetkim vardı. Amerikan heyeti bir risk alarak İran'a geldi. Onlara kasıtlı olarak İrlanda pasaportu ile gelmelerini söyledik. Amerikan pasaportu ile gelselerdi, bu durum ortaya çıkardı.”

Obama: Yeşil Hareket'ten sonra yaptırım uygulamaya karar verdik

Obama'nın hatıra kitabı geçen yıl yayınlandı. Obama bu kitapta şu ifadelere yer verdi: "Yeşil Hareket İran'da yaşanmasaydı benim yönetimim sert yaptırımlar uygulamaya karar vermezdi. Bush döneminin yaptırımları sembolikti. Ben ağır yaptırımlar uyguladım."

İranlıların ulusal gururuna aykırı davranışlar

Los Angeles Times 2 Ekim 2009’da şunları yazdı: "İranlıların ulusal gururunun aksine, muhalefet ve Yeşil Hareket Batı baskısından memnundu. Bir muhalif, yeni bir nükleer santralin varlığının ortaya çıkarılmasının baskıyı artıracağını ve bunun Yeşil Hareketi tatmin edeceğini söylüyordu. Ancak çoğu İranlı, nükleer programda uzlaşmaya karşı çıkıyordu. Bu, devrimden önce de var olan ulusal bir duyguydu. Eski Mossad şefi Efraim Halevi de Batı baskısı arttıkça İran'da hoşnutsuzluğun artacağını umduğunu söylüyordu."

Aşı yapmayın, felç edin

Los Angeles Times ayrıca 20 Ekim 2009'da Jhon Hanna adlı bir Amerikalı yetkilinin muhalefet ve Yeşil Hareket liderlerinin temsilcileriyle istişare ettiğini açıkladı. Hanna,  gazeteye şunları söyledi: "Kesinlikle, Yeşil Hareket liderliğine yakın bazı kişiler de dahil olmak üzere İranlı muhalif aktivistlerin yakın tarihli bir toplantısından duyduğum mesaj, yaptırımların uygulanması ve yaptırımların mümkün olduğunca şiddetli olması gerektiğiydi. Zayıf veya kademeli yaptırımlar, rejimin yalnızca yeni duruma uyum sağlamasına izin verecektir. Onlar, ambargonun etkili olabilmesi için şok edici bir şekilde uygulanması gerektiğini, aşı yapılmaması, felç edilmesi gerektiğini söylediler.

Vatanını Satanlar ve İran halkına baskı yapılması talebi

Akaryakıt Tüketimi Kuruluşunda "Mehdi-H’nin” meslektaşı ve arkadaşı olan Nik Aheng Kevser, bazı ses dosyalarını yayınlayarak şunları söyledi: "Mehdi ve ben temas halindeyiz. O beni aradı ve yaptırımlar konusunda Amerika Birleşik Devletleri'nde birileriyle görüşmemi istedi. Washington'da kimlerin daha ağır yaptırımlar uygulamaya teşvik edilebileceğini bilmek istedi. Yaptırımlar hakkında çeşitli kişilerle konuşmuştu. 13 Ekim 2010'da Dubai'den arayıp Hazine yetkilileriyle görüşmemi istedi. Yaptırımların Ahmadinejad hükümetine saldırma konusunda çok etkili olduğuna inanıyordu. On iki yıl sonra, Komisyoncular Merkezi'nin bir üyesi olan “Faiz-H”, Insaf News'e verdiği bir röportajda kaba bir şekilde şunları söyledi: " ABD seçimlerinde Sayın Trump'ın seçilmesini isterdim. Trump'ın İran'a uyguladığı baskılar nedeniyle eninde sonunda bir politika değişikliği olabilir. Belki Sayın Trump'ın baskısı devam etseydi, sonunda politikalarımızı değiştirmek zorunda kalacaktık."

Terör örgütlerinin Musevi'ye desteğinin sırrı

Yeşil Hareket, Batı'nın düzenlediği en karmaşık renkli darbe operasyonlarından biriydi. Bu operasyonda yeni ikiyüzlülüklerle birlikte monarşist ve terörist gruplar (münafıklar örgütü vb.) rol oynuyordu. Sokakta, isyancılarla birlikte terörist grup üyeleri sabotaj, ayaklanma, kışkırtma, suikast ve camilere saldırılar düzenliyordu. Bu kişilerden bazıları, Aşura'ya saygısızlık sırasında tutuklandı. Ancak Musevi, bu saygısızlığı yapan kişileri "Allah’ı arayan insanlar" olarak adlandırdı!

Londra'da bir düşünce kuruluşunun kurulması

Bir sonraki konu, Muhacirani, Kadivar, Abdül Ali Bazergan, Suruş ve Genci’nin katılımıyla Londra'da "Yurtdışı Yeşil Hareket düşünce Kuruluşu’nun” oluşturulmasıydı. 20 Haziran 2015'te WikiLeaks, Suudi Dışişleri Bakanlığı belgelerini yayınladı. Bunlardan biri, reform hükümetinin eski ve kaçak İrşad Bakanının (Londra'daki Yeşil Hareket düşünce kuruluşu başkanı) oğlu için burs başvurusuydu. Bu mektup Suudi Kralı Faysal'a yazılmıştı. İstenilen burs, Doktora derecesi için 2011'den 2015'e kadar 4 yıl burs içindi ve mektubun sonunda Warwick Üniversitesi'nin bulunduğu şehirde bir ev kiralamanın maliyetinin de bursa dâhil edilmesi gerektiği belirtildi.

Ayetullah Humeyni’den intikam almak için karmaşık proje!

26 Mayıs 2013’te Kadivar yönetimindeki Jaras web sitesi, “Ayetullah Humeyni’ye karşı Ayetullah Humeyni” başlığıyla bir makale yayınlanarak Yeşil Hareket liderlerinin ikiyüzlü yapısını daha da gözler önüne serdi. Bu makalede, Hatemi ve Musevi gibi bazılarının İmama atfedilen İmam (r.a) tabirini tahrif ederek, İmam ve rehberden intikam alınması çağrısında bulundukları belirtildi ve şu ifadeler yer aldı:

"Geçiş için siyasi iklime uygun teorilere ihtiyacımız var. Bu geçiş, Ayetullah Humeyni'nin çevresindekiler arasındaki uçurumun kusuru üzerinden gerçekleşmelidir. Ayetullah Humeyni'nin bir grup öğrencisi Hamanei'nin yanındadır. Diğer grup ise birkaç yıldır (özellikle Yeşil Hareket'ten sonra) demokrasiye! yaklaşıyor. Bu kategoride Musevi, Kerrubi, Hatemi ve Haşimi var. Stratejimiz bu boşluğun üzerinden manevra yapmak olmalıdır. İkisi arasındaki ayrım her gün daha net hale getirilmelidir. Bu görüş esasınca, Ayetullah Humeyni’ye Hamanei ile yaptığımız anlaşmanın aynısını yapmamalıyız. Sayın Humeyni ve yazdığı metinler tarihin bir parçası olarak eleştirilmelidir.”

Ancak Yeşil Hareket ayaklanmasının yenilgisine ve kurucularının ve işbirlikçilerinin ebedi lanetine yol açan şey, onun din karşıtı ve İran karşıtı doğasıydı. Kiyan çevresinin etkili üyelerinden biri olan Mecit Muhammadi; Katılım Partisi, Devrimci Mücahitler Örgütü, ulusal-dini grup vb. grupların liderlerinin toplandığı 1999 ve 2009 yıllarındaki vekâlet ayaklanmalarının ana organizatörlerinden biridir. Ülkeyi terk ettikten sonra bazı Amerikan merkezlerinde görev yapmıştır. Yeşil Hareket ayaklanmasının bu destekçisi Ekim 2009'un sonlarında Radyo Ferda'nın internet sitesinde şöyle yazmıştı:

 "Yeşil Hareketin üyeleri riyazet ehli değildir. Kısa şort ve üstlerle dışarı çıkmak istiyorlar. Bazen sine vurmak ve canları isterse bir kadeh şarap içmek istiyorlar. Halkın içinde oruçlarını yer ve bir taraftan da“Allah’tan bir zafer ve çok yakın bir fetih” sloganı atarlar. Cuma namazlarında Haşimi'nin arkasında ayakkabılı ve kadın erkek karışık bir şekilde namaz kılarlar ve salavat yerine ıslık çalıp alkışlarlar!

Kiyan çevresinin aynı üyesi, 9 Ocak 2010’da, Munteziri ve Sanei’nin müderrisin camiası tarafından merciiyete uygun olmadığının açıklanmasının ardından, Radio Ferda'nın web sitesinde şunları iddia etti: “Müderrisin Camiasının bu tutumu ile sadece merciiyetin adı kalmış ve İran İslam Cumhuriyeti ve Şii merciiyet kurumu yıkılmıştır.” Aynı dönemde sokaktaki bazı isyancılar "Gerçek Müçtehid / Munteziri, Sanei" sloganları attı.

Şarap içilen, kısa etek giyilen, açık bir şekilde orucun yendiği bir İslam’ın artık bir müçtehit ve din adamına ihtiyacı yoktu, tabi İslam’ın aslını kökünden sökmek dışında!

Kim Allah’a karşı gelirse yenilir

CIA ve Kiyan şebekesinin bu üyesi, 26 Ekim 2009’da, Yeşil Hareket ayaklanmasının düşüşünü gördükten sonra, Radyo Ferda'ya şunları itiraf etti: "İslamcılık, Yeşil Hareket için en ciddi engel ve en tehlikeli sorundur.  İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasına ve devam etmesine yol açan kültürel ve sosyal kökler İran toplumunda hala canlıdır. Yeşil Hareket için ciddi bir tehdit olan şey İslam Cumhuriyeti'nin adı değil, İran'da güçlü olan İslamcılıktır. İslamcılığı ciddiye almak gerektiğini, hükümeti otuz yıldan fazla bir süredir ayakta tutmasından anlayabiliriz. Bu ideoloji nefes aldığı sürece, onu yıkmak ve ona darbe vurmak çok zordur. İslam Cumhuriyeti'nin kritik ve temel noktası, veliy-i fakih veya Ayetullah Hamanei’nin konumu değil, İslamcılıktır."

Vatanı satmak ve casusluk bir meslektir!

Kiyan Hareketinin bu üyesi, 2 Ocak 2011’de Siyonist bir casusun infaz edilmesinin ardından "casusluk mesleği" ilkesini savundu ve Radyo Ferda'da şunları yazdı: "Casusluk günümüz dünyasında ahlaksız bir eylem değil, bir meslektir! Bilgi piyasasında herkes bilgi sağlama ve elde etme arayışındadır!!!” 

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM