Araplar Korkaklıklarının Zirvesini Sergiledi; Colani’nin Hamileri Nerede?

GİRİŞ: 20.07.2025 09:28      GÜNCELLEME: 20.07.2025 09:28
Rasthaber -  Arap dünyasının önde gelen yazar ve analistlerinden ve Rey el- Yevm Gazetesi Baş Editörü olan Abdel Bari Atvan, Siyonist rejimin Arap yöneticileri ve halklarını kesilmesi gereken koyun sürüsü gibi gördüğünü belirterek, şunları söyledi:  Araplar, İsrail karşısında korkaklıklarının zirvesini sergiliyorlar. Peki neden bugün Suriye’yi desteklemek için hiçbir şey yapmıyorlar?

Abdel Bari Atvan, kaleme aldığı son yazısında Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi ve şunları yazdı: ‘İsrail artık Arap ülkeleriyle müzakere yoluyla normalleşme peşinde değil; aksine, Amerika’nın açık yeşil ışığı ve silah zoruyla Arap rejimlerine normalleşmeyi dayatıyor.’

İsrail, Arapları Kurban Edilmesi Gereken Koyun Sürüsü Gibi Görüyor

Abdel Bari Atvan yazısına şöyle devam etti: ‘İsrail, Şam’ın merkezindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ve Suriye Ordusu’nun Ümeyye Meydanı’ndaki komuta karargâhını bombaladı. Suriye tankları, büyük çoğunluğu imha edildikten sonra Suveyda şehrinden çekilmek zorunda kaldı. Bundan önce de İsrail savaş uçakları, Lübnan’ın doğusundaki Baalbek ve Hermel şehirlerine şiddetli saldırılar düzenlemiş ve hiçbir yanıt almamıştı.

İşgalci rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu, Perşembe günü bir bildiri yayımlayarak küstahlık ve kibirle şunları söyledi: “Suriye’deki son ateşkes, herhangi bir talep veya rica yoluyla değil, Şam’ın merkezindeki ve bu ülkenin diğer bölgelerindeki askeri ve devlet hedeflerine yönelik bombardımanların ardından, zor kullanılarak sağlandı.” Aynı zamanda Likud Partisi de başka bir bildiri yayımlayarak Siyonist rejimin küstahlığının zirvesini gösterdi. Bu bildiride şu ifadeler yer aldı: “Eğer biri bir İsrailliyi kaçırırsa, biz onu öldürür ve köyünü, kasabasını yerle bir ederiz.”

İlk bakışta hiç tereddüt etmeden, Netanyahu’nun Arap yöneticilere ve halklarına, sanki onlar birer koyun sürüsüymüş ve kaderleri kurban edilmekmiş gibi davrandığı söylenebilir. Bugün Gazze ve Yemen dışında tüm Arap başkentlerinde gördüğümüz sessizlik ve teslimiyet, bu durumun en açık göstergesidir.’

Atvan, yazısının devamında, Suriye geçici hükümetinin başkanı Ebu Muhammed el-Colani’nin Siyonist rejimin saldırılarına verdiği tepkiye değinerek, şu ifadelerde bulundu: ‘Ahmed eş-Şara (Colani), “İsrail Suriye’de kaos yaratmak, ülkeyi istikrarsızlaştırmak ve halk arasında ihtilaf çıkarmak istiyor. Biz bu toprakların çocuklarıyız ve Suriye’nin parçalanması yönündeki tüm girişimleri boşa çıkarmak için büyük bir kapasiteye sahibiz. Bizim kararlılığımız, bu yapay ihtilaflarla sarsılmayacak kadar güçlüdür” dedi.

Ahmed eş-Şara’nın sözleri çok güzeldi ama sahadaki uygulamalar tamamen çelişkili bir durumu ortaya koyuyor. Yeni Suriye, İsrail’in Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nı hedef alan saldırılarına, orduya, tanklara ve güvenlik güçlerine Suveyda’dan acilen çekilme emri vererek yanıt verdi. Suveyda, Suriye’nin Arap ve İslami olan bir şehirdir. O hâlde neden Suriye kuvvetleri ve tankları Netanyahu ve İsrail’in Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın tehditleri doğrultusunda bu şehirden çekildi? Bu çekilme, yalnızca Güney Suriye’nin silahsızlandırılmasının açık bir itirafı değil, aynı zamanda Siyonist rejimin bu bölge üzerindeki hâkimiyetinin kabulü ve bu rejime tamamen teslimiyet anlamına gelir. Hatta belki de resmi normalleşme sürecine bir ön hazırlıktır.’

Araplar, Siyonistlerin Karşısında Korkaklıklarının Zirvesini Sergilediler

Abdel Bari Atvan yazısına şöyle devam etti: ‘İsrail, ilişki kurulmaması, birlikte yaşanmaması ve normalleşme yapılmaması gereken bir düşmandır. Onunla mücadele edilmelidir. Bize tutup da “Bugün güç dengesi Arapların lehine değil, İsrail üstünlüğün zirvesinde” demeyin. Çünkü bizim gördüğümüz, Arap yöneticilerin korkaklıklarının, teslimiyetlerinin ve mertlik, onur ve kendini savunma değerlerinden uzaklaşmalarının zirvesinde olduklarıdır. Direnişe bakın, açlık ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde, 650 günden fazladır Siyonist düşmana karşı yiğitlik ve cesaretle nasıl durduklarına bakın. Direniş savaşçıları hâlâ enkaz altından çıkıyor ve düşman askerlerini büyük sayılarla avlıyor. Hayatta kalan bazı Siyonist askerler de sonunda intihar etmek zorunda kalıyorlar.

Bir başka onur ve mertlik örneğini de büyük Yemen’dir. İşgal altındaki Filistin topraklarındaki şehirleri, Ben Gurion Havalimanı’nı, Hayfa, Aşdod, Askalan ve Eilat limanlarını yok etmek için füze fırlatmaktan asla vazgeçmedi. Bu limanlar artık tamamen kapanmış durumda. Yeminliler, Kızıldeniz’de kendi talimatlarına uymayan her gemiyi hedef alıyorlar ve yeni tarihte, Amerikan uçak gemilerine zarar veren tek güç de onlar oldu. Biz, askeri gücü bahane eden Araplara şunu soruyoruz: Yemen, Çin ya da Rusya gibi bir süper güç mü?

Peki, Ebu Muhammed el-Colani’nin hamisi ve vaftiz babası sayılan Recep Tayyip Erdoğan şimdi nerede? Amerika, Colani’yi bağrına basıp onun iktidara gelmesiyle birlikte Suriye’ye uyguladığı yaptırımları kaldırdı, peki şimdi nerede? Sonuç olarak, Colani’yi kucaklamak ve onunla hatıra fotoğrafı çektirmek için Şam’a akın eden tüm Arap yöneticiler ve dışişleri bakanları şimdi neredeler? Ve neden Suriye için hiçbir şey yapmıyorlar?

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM