Yeni Başbakan Sudani’nin Siyasi Geçmişi
Muhammed Şiya es-Sudani, uzun yıllar eski Başbakanlardan
Nuri el-Maliki liderliğindeki Dava Partisinin üyesiydi ve seçimlere yine
Maliki'nin Kanun Devleti Koalisyonu listesinden girmişti. Saddam döneminde bir
vilayetin ortanca yöneticisiyken, valilik ve nihayet birkaç bakanlık görevini
yürüten Sudani siyaset alanındaki ilerlemesini bu partiye ve koalisyona
borçludur.
Ancak 2019 yılında "Ekim Devrimi" olarak bilinen
sokak protestolarının başlamasıyla birlikte Muhammed Şiya Sudani eski Başbakan Nuri
el-Maliki liderliğindeki Dava Partisi ve Kanun Devleti Koalisyonu'ndan 2019
yılında istifa ederek Furat Hareketini kurdu.
Furat Hareketinin Şii Koordinasyonu Çerçevesinde daha fazla
ağırlığı yoktur ve Şii partilerin açısına göre Sudani’nin başbakan seçilmesinin
sebebi geleneksel Şii siyasi partilerden bağımsız olmasıdır. Dolayısıyla
geleneksel Şii partiler açısından şu anda teknokrat olan ve aynı zamanda
partizan bir geçmişe sahip olan başbakan seçilmiştir.
Şii partilerin bu ismi tercih etmesi, herhangi bir başarıda
kendilerini ortak olarak göreceği anlamına gelir; ancak herhangi bir
başarısızlıkta, sadece seçilen başbakan suçlanacak!
Yeni Başbakan Sudani’nin durumu, Dava Partisi ve Kanun
Devleti Koalisyonu lideri eski Başbakan Nuri el-Maliki ile karşılaştırılabilir;
bu parti ve koalisyon yüksek güce sahiptir. O kadar ki Nuri el-Maliki'nin
2014'te veya şimdiki süreçte üçüncü başbakanlık dönemini düşünmeye bile
başlamıştı.
Bunun aksine kendi partisini 2019'da kuran Sudani genel
seçimlerde parlamentodaki 329 sandalyeden sadece bir sandalye kazanan bir
isimdir. Bu nedenle Sudani herhangi bir fraksiyon tarafından doğrudan ve
dolaylı olarak desteklenmediği için hem kabine seçimi hem de karar alma
konusunda çeşitli tarafların baskısı altında olması doğaldır.
Yeni Kabinedeki Görev Dağılımı
Bu bağlamda, mevcut kabinenin “ulusal çoğunluk hükümeti”
(Sadr hareketinin temel talebi ve birçok siyasi grubunun seçim vaadi) üzerine
kurulmadığını söylemek gerekir; Bunun yerine parti kota sistemine göre
oluşturulmuştur.
Yeni kabinenin oluşumu sırasında anlaşmazlıklar ortaya
çıktı, öyle ki durum yabancı büyükelçilerin bile destekledikleri bakan adayının
kabinede yer alması için istişare ettiği noktaya geldi.
Mevcut bakanlar yapısında tek bir bağımsız bakanın
olmadığını dikkate alırsak, yeni kabinenin yeterli uyumdan yoksun olduğu ve
bakanların mutlaka toplu kararlara uyması gerektiği sonucuna varırız. Bakanlar,
bakanlıklarının iç meselelerinde hükümetin toplu kararlarına veya Başbakanın
görüşlerine mutlaka uymak zorunda değildir.
Yeni kabinede yer alan Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Ahmed
Casım Yabr Esedi ve Yüksek Öğretim ve Bilimsel Araştırmalar Bakanı Naim Abid
Yasır Abudi hiçbir deneyime sahip değil. Ama bunların yanında, partilerinin
desteğiyle de bu dönemde bakanlık konumuna gelmiş tecrübeli bakanlar bulunuyor.
Tecrübeli bakanları şöyle sırlayabiliriz: Petrol Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Heyan Abdulgani Abdulzehra Sewad, Su Kaynakları Bakanı Avn
Ziyab Abdullah, Maliye Bakanı Tayf Sami Muhammed Şekerci ve Haberleşme Bakanı Heyam
Abdo Kazım Yasır.
Yeni kabinede hem tecrübesi az olan bazı politikacılar hem
de partilerinin desteklediği deneyimli isimlerin yer aldığını görüyoruz. Bu
nedenle, yeni hükümetin başarısızlığını şimdiden tahmin edilemez ve tam olarak
engeli olmasa da Sudani hükümetinin bazı alanlarda bir şeyler yapması
mümkündür.
Sudani Hükümetinin En Önemli Sorunları
Sudan hükümeti içeride (Sadr Hareketi, Erbil ile petrol ve
gaz yasası meselesi, bütçe yasasının hazırlanması ve...) ve dışarıda (bölge
ülkeleriyle ilişkiler, "ABD'nin ülkedeki varlığı veya Irak'tan geri
çekilmesi", "Çin ve Batı ile ilişkiler", "Türklerin kuzey
Irak'taki askeri operasyonları ve...) gibi sorunlarla karşı karşıyadır; ancak
tüm bu zorluklar, Irak'taki gri tabakanın memnuniyetsizliği halinde, Sudani hükümetini
tehlikeye sürükleyebilir.
Daha doğrusu, Sudani hükümetinin karşısındaki en önemli
sorunu, "Irak ulusunun hayal kırıklığına uğramış kitlelerini tatmin
etmek" olarak düşünülmelidir; Irak'ta son yirmi yıldaki hükümetlerin
performansı hakkında olumlu bir değerlendirmeye sahip olmayan ve ülkelerinin bol
petrol gelirleriyle daha yüksek bir geçim ve refah seviyesine sahip olması
gerektiğine inananlar.
Bu konunun daha iyi anlaşılması için Sadr Hareketinin son üç
yıldaki sokak eylemleri örneğine atıfta bulunuyoruz.
2019'da Sadr Hareketi, 2019 protestolarını alevlendirerek ve
Adel Abdulmehdi hükümetinin istifasına neden oldu. Bu hareket yine aynı taktiği
kullanarak Bağdat'ın Yeşil Bölgesi'nde eylemler düzenleyerek parlamento
binasını ele geçirdi ve bu kez amacı Kazımi hükümetinin seçime kadar iktidarda
olmasıydı, ancak Sadr Hareketinin bu girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
Aslında Irak'taki gri tabakanın varlığı başarısızlığın veya zaferin önemli
nedenlerinden biridir. Bu tabaka 2019'da hareketin sokaklardaki eylemine
katılırken 2022'de bu harekete eşlik etmemiştir.
Daha sonra, bu gri tabakadan "Ekim Devrimi" adı
verilen bir hareket ortaya çıktı ve Iraklı gençlerden oluşan bir hareketin
temel ilkeler açısından hala Sadr Hareketine rağbet gösteriyor.
Sözcü geçen gri tabakanın temel talepleri
"Ekonomi" ve "Güçlü Devlet" olmak üzere iki konuyu kapsar.
İkinci talep aslında ülkede huzur ve siyasi istikrarın yaratılmasıdır, bu da
ileride ekonomik durumun iyileşmesine doğal olarak yansıyacaktır. Şiya Sudani
bu alanda iyi şeyler yapabilirse eski partilere karşı pazarlık gücünü bile
artırabilir.
Son Söz
Yukarıda bahsi geçen konular göz önüne alındığında, bu
yazının başında ortaya çıkan soruyu daha iyi cevaplayabiliriz, aslında Sudani
hükümetinin kabinenin oluşumundaki birçok zayıflığa rağmen hala başarı şansı
var; Bu gri tabakayı hayal kırıklığına uğratmaması halinde gerçekleşebilir.
Aksi takdirde Sudani’nin kaderi Al- çok başarılı olmayan Kazımi hükümeti veya
protestolar nedeniyle düşen Abdülmehdi gibi olabilir.
Elbette ki burada Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin desteği de
önemli ve Sudani’nin uygun kararlar almasına izin vermelidir. Özellikle
unutulmamalı ki, Şii Koordinasyon Çerçevesi için bu hükümetin başarı olması
önemlidir. Çünkü Sadr Hareketinin bu hükümette yer almaması nedeniyle herhangi
bir başarısızlığın faturası Şii partilere kesilecektir. Bu nedenle, Şii
Koordinasyon Çerçevesi içinde yer alan partiler mevcut Irak Başbakanı'na azami
işbirliği ve desteği sağlamalıdırlar./tesnim