“Bir gün Halep kalesinin
üzerinde Nusra Cephesi'nin bayrağını görmeyi hiç beklemiyordum” diyen Halep'te
yaşayan Suriyeli avukat Enes, üzgün bir şekilde Culani’nin tekfirci terör
örgütünün Halep üzerindeki hakimiyetini anlatıyor.
Bu avukat şunları
söylüyor: ‘Tahrir-i Şam’ın tekfirci milislerinin Halep'e gelişi, önceki
yıllarda IŞİD'in Suriye ve Irak'taki bölgelere girişinde yaşanan korkunç manzaraları
hatırlattı.
Tahrir-i Şam unsurları
Halep'e girdikten sonra kalenin merdivenlerinde Özbek ve Çeçen milisler
duruyordu. Birkaç dakika boyunca Nusra Cephesi'nin bayrağını dalgalandırırken
yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Tekbir sesi yükselince çok sayıda milis
de onlara katılarak kalenin önünde ve içinde hatıra fotoğrafı çektirmeye
başladı.
Bu, Tahrir-i Şam’ın, bu şehri bir İslam Emirliği'ne dönüştürmek istediklerine dair açık ve net bir mesajıydı. Her ne kadar liderleri medyada dini özgürlüklerden, özellikle de dini azınlıklara saygı gösterilmesinden ve onların güvenliğinden söz etse de eylemler sözlerden çok farklı.
Silahlı unsurlar şehrinin tüm mahalle ve sokaklarında dolaşıyor, halk hâlâ onlara güvenmiyor ve
evde kalmayı tercih ediyor, özellikle kadın ve kız çocuklarının dışarı
çıkmasına izin vermiyor. Halep’in Tahrir-i Şam örgütü tarafından ele
geçirildiği günden bu yana ticari merkezler kapalı ve el-Nusra unsurlarının kuyumcuları
ve bankaları yağmaladığına dair güvenilir bilgiler mevcut.
Bu terör örgütünün şehri
ele geçirmesinin ardından bir günde fiyatı 22 bin Suriye lirasından 40 bin
Suriye lirasına çıkan başta benzin olmak üzere gıda fiyatları ciddi oranda
artarken, tüm fabrikaların kapatılması başta ilaç olmak üzere insanları birçok
eksiklik ve sorunla karşı karşıya bıraktı.
Halep'te saatlerce
internet kesik ve kimsenin sosyal ağları kullanması mümkün değil, insanlar
arama yaparken de birçok sorunla karşılaşıyor ve iletişim çok zor gerçekleşiyor.
Öte yandan Nusra unsurları tüm giriş ve çıkış yollarını kapatmış ve adeta Halep'teki
insanları şehrin içinde hapsetmiş durumda.’
AZINLIKLAR CULANİ’NİN
HEDEFİNDE
Milislerinin Halep
şehrine gelmesinin ardından el Culani örgütü gerçek yüzünü gizleyemedi ve 2011-2018
yılları arasında Suriye halkının deneyimlediği ve iyi tanıdığı, unsurları
farklı millet ve kökenlere sahip insanlardan oluşan bir grup olan el-Nusra’yı
güzel gösterme yönündeki tüm çabalar başarısızlıkla sonuçlandı.
Son birkaç gündür sosyal medyada
geniş çapta paylaşılan ve Culani örgütüne mensup silahlı bir Özbek adamın,
Halepli Hıristiyanların şehrin bir meydanında Noel'i ve Hz. İsa'nın doğuşunu
kutlamak için kullandıkları Noel ağacını nasıl kırdığını gösteren video, Tahrir-i
Şam’ın (Nusra Cephesi’nin) Halep ve tüm Suriye'deki azınlıklara nasıl
davranacağının bir örneğidir.
Bu bağlamda Halep'teki
Hıristiyan azınlıklardan Roger Fahar el-Meyadin’e şunları söyledi: ‘Tahrir-i
Şam terör örgütü mensuplarının Halep'teki Hıristiyanlarla etkileşimde bulunması
bekleniyordu, ancak Halep'teki azınlıkların çoğu, şehrin el Nusra tarafından
ele geçirilmesinden önce, önceki yıllarda kiliselere yapılan saldırılar gibi suçların
tekrarlanması korkusuyla şehirden kaçtı. Ben de kaçmak istedim ama babamın
hastalığı buna engel oldu ve artık tüm Suriye el-Nusra’nın eline geçtiği için
Suriye'de azınlıklar için güvenli bir yer olacağını düşünmüyorum.
NUBL VE EZ-ZEHRA’DA
SURİYELİ ŞİİLERİN ENDİŞELERİ
Halep'in eteklerindeki
iki Şii yerleşim yeri olan Nubl ve ez-Zehra’da da aynı hikâye ve aynı kaygılar
farklı şekillerde tekrarlanıyor. Şii olmaları ve savaş yıllarında direnişin
yanında yer almaları nedeniyle Nusra teröristlerinin bu iki kasabanın
sakinlerine karşı intikam duygusu diğer bölgelere göre daha fazla olduğu için
bu iki kasaba kısa sürede füzelerin, roketlerin hedefi oldu. El-Nusra'nın
intihar İHA’ları da şehir halkını şehit ederek ve yaralayarak onların buradan ayrılma
fırsatını ellerinden alıyor.
Nubl sakinlerinden
Hüseyin Köse el-Meyadin’e şunları söyledi: ‘Nubl'u ailemle birlikte terk
ederken, yol boyunca eşyalarını toplayıp Nusra’nın korkusundan kaçan birçok
akrabamı, arkadaşımı ve komşumu gördüm. Çünkü Nusra onları intikam almakla
tehdit etmişti. Bu nedenle binlerce insan canlarının ve ailelerinin tehlikeye
gireceği endişesiyle yaya olarak kaçıyordu.
Tüm umudumuz Halep'in
eteklerine ulaşıp Zeynebiye mahallesindeki Hz. Zeyneb’in (s.a) türbesinin yanına
giderek kendimizi güvende tutmaktı, ancak artık tüm Suriye tekfircilerin eline
geçmiş durumda. El Nusra, tekfircilerden sığınacak yerimiz kalmadı.
Halep vatandaşlarından olan Samir Fahur da şöyle diyor: ‘Halep şehrinin sokaklarında el Nusra arabaları geziyor ve onların yanında Türk medyası da el Nusra unsurlarının desteği ve koruması altında şehrin her yerini fotoğraflıyor.’