İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları
Başkomutanı Hüseyin Selami Mirabad’daki Casus Tepeleri Operasyonu şehitlerini
anma töreninde yaptığı konuşmada, inkılap şehitlerini saygıyla anarak şu
ifadelerde bulundu: ‘Cennetin gerçek kapılarından biri olan bu manevi ve ilahi ortamda
bizlere aziz, mümin, asil ve dirençli şehit aileleriyle birarada bulunmamızı
nasip eden Allah’a şükrediyorum.’
İRAN'IN DAĞLIK BÖLGELERİNDEKİ
GÜÇLÜ VE AŞILMAZ KALELER
Tümgeneral Hüseyin Selami şu
ifadelerde bulundu: ‘Urumiye'den helikopterle buraya gelirken yüksek, güçlü ve
aşılmaz kaleleri gördüm ve gurur duydum. Sahada gördüğümüz şey bu ülke insanı
için refah, canlılık, güvenlik ve huzurdu ve bu sadece bu bölge için değil, ülkenin
tüm kamusal alanını kaplamış durumdadır.
Burası cennetten bir parça ve bir
kapıdır ve biz varlığımızı ve ruhumuzu şehitlerin pak kanına borçluyuz. Şehitler
buradadır ve bu ilahi toplantımıza ev sahipliği yapmış, milletimize şeref
elbisesi giydirmişlerdir ve burası bu gerçeğin sergilendiği yerdir.’
CASUSLUK OPERASYONU ŞEHİTLERİNİN
ANILMASI İYİ BİR GİRİŞİMDİ
Tümgeneral Selami şunları söyledi:
‘Şehitler hayattadır ve Allah-u Teala’nın cemalini aracısız bir şekilde derk
etmişlerdir. Biz bu hakikatlerle yaşıyoruz. Bizi silahlar değil, kalpler, iman,
sabır, gözyaşı, tevessül, Ali Akberler, Abbaslar, kesilmiş eller, bedenden
ayrılmış başlar ve şehitlerin bedenleri koruyor. Bunlar bizim izzet ve
onurumuzun dayandığı hüccetlerdir.’
Tümgeneral Selami, bu merasimlerin
düzenlenmesini takdir ederek şunları söyledi: ‘Casusluk operasyonu şehitlerini anmak,
şehit aileleri için bu dağın sağlamlığını çocuklarının azminden görmeleri
açısından güzel bir girişim oldu. Bu dağ dimdik ayaktadır ve onun ayakta
kalması için eller ve başlar Allah’a takdim edilmiştir. Bu bizim hayatımızın
unsuru, toprağın altındaki kemiklerimiz, güçlü desteklerimizdir. Yolculuğumuza
devam etme konusundaki hüccetlerimiz özgürlüğümüzdür.’
TOPRAĞIMIZIN BİR KARIŞINI BİLE
YABANCILARA VERMEYECEĞİZ
Devrim Muhafızları komutanı, “Dünya
ve diğer milletler bizi neden gururlu, karakter, kimlik, haysiyet ve şeref
sahibi olarak görüyor?” sorusunu gündeme getirdi ve şu hatırlatmalarda bulundu:
‘Her ulus büyük olaylarla ya da büyük kadın ve erkeklerle tanımlandığından, bir
ulusun karakteri de tarihinden, destanlarından, fedakarlıklarından ve
sadakatlerinden şekillenir.
Tüm dünyaya şunu söylüyoruz; “Hepimiz
öldürülsek bile, toprağımızın bir karışını bile yabancılara vermeyeceğiz.” Bu
ispatlanmıştır ve bu topraklar, ülkenin reşit, hayat dolu, motivasyonlu ve
güçlü gençleriyle şekillenmiştir. Burası
sabır ve imanın gösterildiği yerdir. Bu millet ilerlesin diye nice anneler
ağlamış, eşler hayalleriyle vedalaşmış ve evlatlar uzaklık acısı çekmişlerdir.
NE TESLİM OLACAĞIZ NE GERİ ADIM
ATACAĞIZ NE DE GEVŞEKLİK GÖSTERECEĞİZ
Devrim Muhafızları Başkomutanı Hüseyin
Selami şu ifadelerde bulundu: ‘Fedakarlık ve sadakat olmadan, bu yolda elini
verebilecek güce sahip olmadan Amerika ve ortaklarıyla savaşmak mümkün mü? Biz
Amerika'yla silahlarımızla savaşmıyoruz, biz, gençliğimizin gücü ve iradesiyle
savaşıyor, silahlarımıza onlara güç veriyoruz, dağlara büyüklük veriyoruz ve
böyle bir gençliğimiz olduğu sürece ne teslim olacağız, ne geri adım atacağız ne
de gevşeklik göstereceğiz, aksine ilerleyeceğiz.
Bugün İran İslam Cumhuriyeti, güçlü,
güvenli ve başı dik bir ülkedir ve müstekbirlerle sözle değil, otorite diliyle
konuşmakta, onlarla savaşmakta, açık ve net konuşmaktadır. İran, istikbarın kalbine
vurduğunda insanlar kutlama yapıyor, destekliyor ve cihad şarkıları söylüyor.
Ne istiyorsanız gerçekleşecek.’
BUGÜN DÜŞMANLA OTORİTE DİLİYLE
SAVAŞIYOR VE İSTİKBARIN KALBİNE AÇIKÇA VURUYORUZ
Tümgeneral Selami şunları söyledi:
‘Neden başı dik bir milletiz ve dünya bizi kimliği ve şerefi olan güvenilir bir
millet olarak görüyor? Her millet büyük olaylarla veya büyük kadın ve
erkeklerle tanımlanır ve milletin karakteri tarih çağlarından, destanlardan,
fedakarlıklardan vb. oluşur ve hepimiz öldürülürsek bile ülkemizin bir karışını
dahi yabancılara vermeyeceğimizi tüm dünyaya kanıtladık.
Biz Amerika'yla silahlarımızla
değil, gençliğimizin inancının silahlarıyla savaşıyoruz ve bu gençler olduğu
sürece boyun eğmeyeceğiz, taviz vermeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Bugün
düşmanla otorite diliyle savaşıyoruz ve açıkça istikbarın kalbine vuruyoruz.
Biz Amerika'yla silahlarımızla savaşmıyoruz. Gençliğimizin imanıyla savaşıyor, silahlarımıza
güç veriyoruz, gençliğimizin iman gücüyle dağlara yücelik veriyoruz.’
GÜÇLÜ İRAN DÜŞMANLARINI AÇIKÇA
VURUYOR VE BUNUN SORUMLULUĞUNU ÜSTLENİYOR
Tümgeneral Selami şunları söyledi:
‘Güçlü İran açıkça düşmanlarını vuruyor ve bunun sorumluluğunu üstleniyor. İran
istikbarın kalbine vurduğunda halkı kutlama yapıyor. Ülke güçlü, güvenli ve başı
diktir. İran müstekbirlerle lafla değil, otorite diliyle konuşmakta, onlarla
savaşmakta ve açık, net ve resmi olarak bunun sorumluluğu üstlenmektedir.
Gerçek Vaad operasyonunda düşmanın
işini bitirdik. Müslümanların izzeti cihad yolundan geçer. Bugün Gazze halkının
direnişini görüyoruz, acı verici görünüyor ama bu, Filistinlilerin hayatta
kalmasının sırrı olacak ve yakında zaferi tadacaklardır ve Siyonistler de çok
geçmeden yaptıkları kötülüklerin intikamının tadını tadacaklardır.’
DÜŞMANLARI TAKİP EDİP,
CEZALANDIRIYOR VE İNTİKAM ALIYORUZ
Devrim Muhafızları Komutanı şu ifadelerde
bulundu ‘İslam ne zaman parlayıp yükselse, onun karşısında kâfirler, müşrikler
ve münafıklar durmuş ve cihad sahası şekillenmiştir ve bugün de öyledir. Bugün
bir dünya büyüklüğüne ulaşan Filistin'in ayakta kalmasının sırrı cihad ve
direniştir. Tüm düşmanlar duysun; biz onları takip ediyor, cezalandırıyor ve
intikam alıyoruz, bu gerçektir ve 45 yıldan bugüne kadar bunu birçok kez test
ettik. İran ve İslam ümmeti baki kalacak ve İslam düşmanları, İran'da,
Afganistan'da, Irak'ta, Yemen'de vs. olduğu gibi, İslam ülkelerini utanç içinde
terk edeceklerdir.’