Devamında, "İsrail'in Lübnan'a saldırısının her an
gerçekleşmesini bekliyorduk. Bu olayın zamanını bilmiyorduk, ama hem Aksa
Tufanı Operasyonu’ndan önce hem de sonra gündemdeydi." dedi.
Naim Kasım şöyle devam etti: "Düşman, bölgedeki
genişleme planlarına karşı duracak her direnişi yok etmeyi hedefliyor.
İsrail'in suçları, direnişi kırma amacıyla işleniyordu; ancak bu eylemler
başarılı olmadı ve bu suçlar bir başarı olarak sayılmıyor."
Hizbullah Lideri: "Biz, düşmanın direnişi yok etme ve
onu alt etme hedefini başarısızlığa uğrattık, yerleşimcileri göç etmeye
zorladık, ancak düşmanın tek başarısı, komutanlarımızı öldürerek bizi acı
içinde bırakmaktı."
Şeyh Naim Kasım, şunları vurguladı: "Biz asla teslim
olmayacağız ve asla alçalmayacağız, bu sadece Hizbullah direnişiyle mümkün
olacaktır. Düşman, Hizbullah direnişiyle karşılaşmanın çıkmaz bir sokak
olduğunu fark etti ve bu yüzden saldırıyı durdurmak için bir anlaşmaya
yöneldi."
Hizbullah Lideri devam etti: "Direniş zafer kazandı,
çünkü düşman, asıl hedefi olan Hizbullah'ı yok etmek ve yerleşimcileri herhangi
bir anlaşma olmadan geri getirmek hedefine ulaşamadı. Biz, düşmanın 'yeni Orta
Doğu'ya girmesini Lübnan kapısından engelledik."
Naim Kasım: "Saldırının durdurulması için bir anlaşma
yapıldı, ancak direnişin sona erdirilmesi için değil. Bu anlaşma, 1701 sayılı
kararın uygulanması için bir yürütme anlaşmasıdır ve sadece Litani Nehri'nin
güneyini ilgilendiriyor. Anlaşmanın uygulanmasına yardımcı olmak, engel olmamak
ve ilgili tarafları sorumluluklarıyla yüzleştirmek için, İsrail'in yüzlerce
ateşkesi ihlaline karşı sabırlı olduk."
O, şunları ekledi: "Filistin, bu bölgenin
özgürleşmesinin odak noktasıdır, çünkü İsrail, bölgeyi işgal etmek için
saldırısını bu noktada yoğunlaştırıyor. Direniş, karşı karşıya gelmek demek
değildir; son darbeyi düşmana vurmakla değil, ödünler vererek kazanmakla
ilgilidir. Önemli olan, direnişin imkanları sınırlı olsa da yine de alanda
devam etmesidir. Biz sonuçları takip ediyoruz ve çıkarlarımıza göre hareket
edeceğiz."
Hizbullah Lideri: "Hizbullah direnişi, inanç ve
hazırlık açısından devam ediyor ve fedakarlıklar, yalnızca direnişi kontrol
altına alıp dizginleyen düşmanla karşı karşıya gelme sorumluluğumuzu
arttırıyor. Direniş devam ediyor ve her aşamanın bir yolu ve yöntemi var. Bu,
bizim buna göre hareket ettiğimiz şeydir."
"Saldırıyı Lübnan'dan uzaklaştırdık ve direniş
savaşçılarının kararlılığı ve halkımızın desteğiyle, bunu sınırlarla sınırlı
tuttuk. Eğer direniş savaşçılarının kararlılığı olmasaydı, hiç şüphe yok ki
İsrail Beyrut'a ulaşır ve yerleşim kurma ve toprak yerleşim planlarını
başlatırdı."
Şeyh Naim Kasım: "Onlar, Amerika'nın desteğiyle, Suriye
ordusunun tüm imkanlarını, ileriye dönük savunma ve gelecekteki korkulardan
dolayı yok ettiler ve bölgeyi yok etmeyi planlıyorlar. Direniş, halkı ve
ordusuyla birlikte, işgalcilerin Lübnan'daki genişleme hedeflerini
gerçekleştirmelerini engelledi."
Hizbullah Lideri şöyle devam etti: "Hizbullah güçlüdür,
gelişiyor ve devam etmektedir. Direniş süreklidir ve Lübnan da güç unsurlarıyla
ayaktadır. Kim İsrail'e güvenirse, bu düşüncesinde başarısız olmuştur.
Hizbullah'ın ileriye dönük planı, Litani Nehri'nin güneyinde anlaşmanın
uygulanması, Lübnan'ın yeniden inşası ve Cumhurbaşkanı seçilmesidir. Olumlu bir
diyalog, işgalci rejimle ilgili tutum, buna karşı nasıl durulacağı ve Lübnan
ordusunun güçlendirilmesi gibi sorunlarla ilgili olacaktır."
Şeyh Naim Kasım devam etti: "Suriye hükümeti, yeni
güçler tarafından devrildi. Biz, ancak bu güçler yerleşip, net bir tutum alıp
durumlarını düzene koyduklarında onları değerlendirebiliriz. Umuyoruz ki, tüm
Suriye tarafları katılım gösterir ve hükümet, Suriyeli vatandaşlar temelinde
şekillenir."
Hizbullah Lideri: "Hizbullah, Suriye üzerinden askeri
destek sağlama yolunu kaybetti. Bu, küçük bir meseledir. Direniş esnektir ve
önemli olan, sürekliliğidir. Biz, Suriye'deki gelişmelerin Lübnan üzerinde bir
etkisi olacağına inanmıyoruz ve umuyoruz ki, Suriye, halkının istediği şekilde
istikrarlı bir biçimde bu dönemden çıkacaktır."
Şeyh Naim Kasım şöyle belirtti: "Biz Suriye'yi,
'İsrail'le düşmanlık pozisyonunda olduğu için destekledik. Umuyoruz ki, yeni
Suriye hükümeti, 'İsrail'i düşman olarak kabul eder ve onunla ilişkileri
normalleştirmeye kalkmaz."