İmam Humeyni’nin (r.a) torunu Hüccetü'l-İslam Seyyid Ali
Humeyni, Ayetullah Reisi ve arkadaşlarının şehadetlerinden dolayı, İran İslam
Cumhuriyeti'nin Necef Başkonsolosluğu'nda İmam Hamanei’nin Irak temsilcisi
Ayetullah Seyyid Mücteba Hüseyni’nin de katılımıyla helikopteri kazasında şehit
olanları anmak için düzenlenen törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: ‘İslam
Cumhuriyeti sistemi öyle bir yetki ve otorite düzeyine ulaşmıştır ki,
yürütmenin en yüksek makamı olan cumhurbaşkanının gidişi, ülke ve halkın
faaliyetlerinde en ufak bir aksama ve istikrarsızlık yaratmamaktadır. Bu
cumhurbaşkanının etkisini ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Daha ziyade bu,
İran İslam Cumhuriyeti sisteminin dinamik ve aktif bir sistem olarak, bir
şahsiyetin gidişiyle milletin demir hattında boşluk yaratmayacak kadar güçlü ve
kudretli bir sistem oluşturmayı başardığını göstermektedir.
İmam (r.a) gibi büyük ve yüce bir şahsiyetin vefatıyla İran
İslam Cumhuriyeti'nin sona ereceğini düşünüyorlardı. İmam (r.a) vasiyetinde şöyle
yazmıştır: ‘Bir kişinin gidişiyle milletin demir saflarında boşluk olacağına
inanmayın.’
İmam Humeyni’nin (r.a) torunu, İran'da İslam Cumhuriyeti'nin
kuruluşunun sütunlarına ve ilkelerine değindi ve şu ifadelerde bulundu:
‘Elhamdülillah bu sistem güçlü bir sistemdir ve bu sistemin gücü bana göre en
az üç sütuna dayanmaktadır.
İlk sütun mantık ve ideallerdir; İslam Cumhuriyeti
muhalefeti ve karşıtları, İslam İnkılabı'nın “İstiklal, özgürlük, İslam
Cumhuriyeti” olan bu temel sloganından daha üstün bir şey sunamamışlar. İmam’ın
(r.a) kıyamın başlarındaki sözleri mantık bakımından saltanat mantığından daha
yüksektir. Bu, bir sistemi güçlendirebilecek olan mantıktır. Bir slogan bir
sistemi güçlendiremez. Şu ana kadar İslam Cumhuriyeti'nin "istiklal,
özgürlük ve İslam Cumhuriyeti" mantığından daha üstün bir mantık ortaya
konulmamıştır. Dolayısıyla İslam Cumhuriyeti'nin ideallerinde ve mantığında
hiçbir sorun yoktur. İslam Cumhuriyeti'nin gücünün temel direkleri onun
mantığı, sözleri ve idealidir.’
İmam Humeyni’nin (r.a) torunu, İslam Cumhuriyeti sisteminin
istikrarının ikinci sütununun ise büyük destek ve imanlı güçler olduğunu belirtti
ve şunları vurguladı: ‘İran halkının çoğunluğu mümin ve dindar insanlardır. Bu
cenaze törenlerinde İslam Cumhuriyeti'ni güçlendiren büyük destek
görülmektedir. Bu, ideallere ve mantığa ilgi duyanları cesaretlendiren,
kararlılığımızı ve gücümüzü dünyaya gösteren, insanların devasa varlığıdır. Dünya
genelinde insanlar devlet yetkililerine olan sevgilerini bu şekilde dile
getirmiyor, ölenler ve şehitler için bu tür toplantılar yapılmıyor. Halk üzgün
ya da bazı konulardan memnun olmasa da geldi. İnsanların birçok konuda eleştirileri
var ve birçok konuda endişeliler ama konu İslam Cumhuriyeti olunca, defalarca İmam'ın
(r.a) ve inkılabın ideallerini desteklediklerini dünyaya kanıtladılar ve
kanıtlıyorlar.’
Hüccetü’l İslam Ali Humeyni, İslam Cumhuriyeti'nin üçüncü sütununun
İmam Hamanei’nin şahsı olduğunu söyledi ve şunları vurguladı: ‘İnsanlar bu
güçlü, sağlam ve fazilet sahibi şahsiyeti gördüklerinde cesaretleniyorlar ve
yola devam etme konusunda umutlanıyorlar. Ayetullah Hamanei'nin İran İslam
Cumhuriyeti'nin temel direklerinden biri olduğundan şüphe yok. O, gerçekten her
gün ve gece dua etmemiz gereken bir destektir, özellikle Necef'te bulunan ve
Kerbela'ya gidenleriniz, Seyyidimizin ve Şehitler Serveri’nin (a.s) kubbesi
altında Allah’tan İslam İnkılabı Rehberi’ne uzun ömür, sağlık ve sıhhat vermesi
için dua etsin. İslam Cumhuriyeti'ndeki seçkin bilge güçler gerçekten de takdire
şayandır. Örneğin, en zor askeri uluslararası durumda bir Amerikan insansız
hava aracını vurabiliyor veya Aynü’l Esed’deki Amerikan üssünü füzeyle hedef
alabiliyor veya Gerçek Vaad operasyonunda Siyonist rejime yüzlerce füze
ateşleyebiliyor. Bu, bu kırk yılda insanların günlük yaşamlarını güvenle
sürdürebilmeleri için bu sistemi akıllı ve bilge bir otoritenin yönettiğini
gösteriyor.’