İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi ve Büyükelçisi
Emir Said İrevani, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin "Orta
Doğu'daki Durum: (Suriye)" konulu toplantısında Suriye'deki mevcut duruma
ilişkin şu noktaları dile getirdi:
1. İran İslam Cumhuriyeti, 6 Mart'tan bu yana Lazkiye ve
Tartus'ta halka yönelik yaygın şiddeti ve bunun sonucunda sivillerin toplu
katliamını şiddetle kınıyor. Yetkililer, her türlü şiddete son vermek,
sivilleri korumak ve insani yardıma engelsiz erişimi sağlamak için kararlı
adımlar atmalıdır. Tüm toplumların haklarına saygı gösterilmeli ve güvence
altına alınmalı, azınlıkların, özellikle Alevilerin ve Şiilerin zorla yerlerinden
edilmelerine yönelik her türlü girişim derhal durdurulmalıdır. Güvenlik
Konseyi'nin 14 Mart tarihli, katliamı güçlü bir şekilde kınayan ve derhal,
güvenilir, şeffaf, bağımsız ve kapsamlı bir soruşturma çağrısı yapan başkanlık
açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Geçici yetkililer, bu suçların
faillerini derhal adalete teslim etmelidir.
2. Suriye'de terörizmle mücadelenin gerekliliğini ve
bölgesel ve küresel güvenliği tehdit eden yabancı terörist savaşçıların
oluşturduğu ciddi tehdidi vurguluyoruz. Bu ulusötesi tehdit, koordineli ve
kolektif eylemi gerektirmektedir. İran, Güvenlik Konseyi'nin geçici yetkililere
terörle mücadele konusunda kararlı tedbirler alma ve taahhütlerine uyma
çağrısını yinelemektedir. Yabancı terörist savaşçıların ülkelerine geri
gönderilmeleri, yargılanmaları ve bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştırmalarının
engellenmesi gerekiyor. İran Cumhuriyeti terörle mücadele konusunda
kararlılığını sürdürmektedir, busorun üstesinden gelmek için meşru uluslararası
ortaklarla işbirliği yapmaya hazırdır.
3. Siyonist rejimin Suriye'nin egemenliğine ve toprak
bütünlüğüne yönelik tekrarlanan ihlallerinden derin endişe duyduğumuzu ifade
ediyoruz. İsrail'in Dera kenti de dahil olmak üzere son dönemde
gerçekleştirdiği hava saldırıları sivil kayıplara ve bölgesel gerginliğin
artmasına neden oldu. Bu ihlaller uluslararası hukukun açık bir ihlali ve
bölgedeki istikrarsızlığı daha da derinleştirmektedir. Ayrıca, Golan
Tepeleri'nin İsrail rejimi tarafından işgal altında tutulması barış ve güvenliğin
önündeki temel bir engeldir. Güvenlik Konseyi'nin 497 sayılı Kararı, işgal
altındaki Golan Tepeleri'nde İsrail yasalarının uygulanmasının
"uluslararası hukuka göre yasadışı" olduğunu açıkça belirtmektedir.
Güvenlik Konseyi'ni bu ihlalleri durdurmak için kararlı adımlar atmaya ve
İsrail rejiminin işgal altındaki tüm Suriye topraklarından tamamen çekilmesini
talep etmeye çağırıyoruz.
4. Suriye, acil yeniden yapılanma ve temel hizmetlerin
yeniden sağlanmasını gerektiren ciddi insani ve ekonomik zorluklarla karşı
karşıyadır. Ancak ABD ve AB'nin yaptırımları Suriye'nin toparlanma ve yeniden
inşa sürecini engellemeye devam ediyor ve en çok da en savunmasız kesimleri
etkiliyor. Avrupa Birliği'nin Suriye'ye yönelik ulaştırma, enerji ve bankacılık
sektörlerine yönelik yaptırımları askıya alma kararını memnuniyetle
karşılıyoruz, ancak bu adım yeterli değildir. Suriye'de yeniden yapılanma
sürecinin kolaylaştırılması ve mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönüşünün
sağlanması için tüm hukuka aykırı eylemlerin tamamen ortadan kaldırılması
gerekiyor.
5. Suriye'nin geleceği, hiçbir dış müdahale veya dayatma
olmaksızın, yalnızca bu ülkenin halkı tarafından belirlenmelidir. İran,
Suriye'deki tüm toplumların adil temsilini sağlayacak özgür seçimler ve
kapsamlı bir ulusal diyalog yoluyla kapsayıcı bir hükümetin kurulmasını
destekliyor. Milli birliğin sağlanması için geçici anayasanın da halkoyuna
sunulması gerekiyor. Anayasa, etnik veya dinsel farklılıkları körükleyen bir
araç değil, ulusal birliği güçlendiren bir unsur olmalıdır. İran, Birleşmiş
Milletler'in kolaylaştırıcılığında ve Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı Kararı
ilkelerine dayalı, Suriye merkezli ve Suriye'nin sahiplendiği bir siyasi sürece
ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır; Özgür ve adil seçimler ve kapsayıcı bir
ulusal diyalog yoluyla etnik olmayan ve kapsayıcı bir hükümetin kurulması için
net bir yol haritası çizen bir karar. İran, BM Genel Sekreteri'nin Özel
Temsilcisi'nin çabalarını destekliyor ve Birleşmiş Milletler'in bu süreçte
merkezi bir rol oynaması gerektiğine inanıyor.
6. Suriye'nin 13 yıllık bir aradan sonra İslam İşbirliği
Teşkilatı'na geri dönmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu gelişme, Suriye'nin
bu saygın kurumda etkin bir üye olarak yeniden rolünü kazanmasının önünü
açmaktadır. İran, Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemeye
kararlıdır ve Suriye ve bölgede kalıcı barış ve istikrarın sağlanmasında yapıcı
bir rol oynayacaktır.
7. Sonuç olarak İran, ABD temsilcisinin yaptığı asılsız suçlamaları kesin bir dille reddediyor. Bu iddialar bir kez daha gerçekleri çarpıtmak ve uluslararası toplumu yanıltmak amacıyla ortaya atılmıştır. ABD, yıllardır terörle mücadele bahanesiyle Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü açıkça ihlal ediyor, terör örgütlerini güçlendiriyor ve İsrail işgalini destekleyerek jeopolitik hedeflerini sürdürüyor. Suriye'de yaşanan ağır insani krizin ve mevcut ekonomik sıkıntıların, ABD'nin yasadışı yaptırımlarının ve Suriye halkının temel haklarının sistematik olarak ihlal edilmesinin doğrudan bir sonucu olduğu unutulmamalıdır. Bunlar, ABD temsilcisinin İran'a yönelik aldatma, çarpıtma veya asılsız suçlamalarla ortadan kaldıramayacağı yadsınamaz gerçeklerdir. İran, Suriye'de kalıcı istikrar ve güvenliğin sağlanmasını hedeflemekte olup, Suriye'de veya bölgede istikrarsızlaştırıcı hiçbir eylemde yer almamaktadır/mehr