İran İstihbarat Bakanlığı, Kurban Bayramı ile Gadir-i Hum
Bayramı günlerinde eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla çocuk katili Siyonist
İsrail’e büyük bir darbe indirildiğini bildirdi.
Siyonist rejimin rejimin hassas, stratejik ve son derece
gizli belgelerine erişmek için tasarlanıp icra edilen operasyonu ‘’tarihi’’
olarak nitelendiren bakanlık, bu operasyonun yakın zamanda ülkeye büyük
miktarda belgenin getirilmesiyle başarıyla sonuçlandığını aktardı.
Bakanlıktan operasyonun kazanımlarına dair yapılan yazılı
açıklamada şu ifadelere yer verildi:
1. Ele geçirilen belgeler, içerik ve konu çeşitliliği
açısından değelidir ve araştırma ve bilimsel alanları kapsıyor. Bazı belgeler
İsrail’in yasadışı ve gizli nükleer silah programları, ABD ve Avrupa
kurumlarıyla nükleer işbirliği ve rejimin nükleer programıyla ilgilidir.
Bazıları ise askeri ve füze programları ve projeleri hakkında. Askeri projelere
ilişkin teknik dokümanlarda, bu projelerde yer alan yöneticilerin, yetkililerin
ve bilim insanlarının adları, özellikleri, görselleri ve adresleri bulunuyor.
Ortaya çıkan önemli belgelerden biri de, Siyonist rejimin
yalnızca kendi vatandaşlarını değil, başka ülkelerin vatandaşlığına sahip
araştırmacıları da kullandığıdır. Bu kişilerin kimlik bilgileri de mevcut
bulunmaktadır. Elbette belgelerin bir kısmı, büyük İran milletinin bilgisine
sunulacaktır. Ayrıca elde edilen bazı bilimsel ve araştırma çıktıları,
ülkemizde kullanıma uygundur ve ilgili kurum ve kuruluşlara iletilecektir.
Belgelerin önemli bir kısmı, kahraman silahlı kuvvetlerimiz tarafından
kullanılacaktır. Bazı bölümler ise dost ülkelerle paylaşılabilecek ya da
Siyonizm karşıtı kurum ve gruplara sunulabilecektir.
2. Belgeler açıkça göstermektedir ki, ABD ve bazı Avrupa
ülkeleri, Siyonist rejimin silahlanma programlarını geliştirme sürecinde nasıl
bir destekçi, ortak ve müteahhit rolü üstlenmiş ve hâlâ üstlenmektedir. Aynı
zamanda bu ülkeler, çifte standartlı yaklaşımlarıyla, yalan söyleyerek İran
İslam Cumhuriyeti’ni barışçıl olmayan bir yolda ilerlemekle suçlamaktadır.
Yıllardır bu uğursuz Siyonist rejim, küresel tahakküm çevresinin sessizliği ve
desteğiyle gizemli bir nükleer gizlilik içinde, onların “dünya barışı ve
güvenliği için tehdit” dediği yolun sonuna kadar gitmiştir. Ancak bu zalim ve
kibirli güç odakları, ülkemize en ağır baskıları uygulamaktadır. Oysa İran
İslam Cumhuriyeti yalnızca vatandaşlarının sağlığı ve refah seviyesini artırmak
amacıyla nükleer enerjiden barışçıl şekilde yararlanmak istemekte ve kesin bir
dille nükleer silah üretme hedefi olmadığını ilan etmektedir.
3. Elde edilen belgeler arasında en dikkat çekici olanlardan
biri de, Siyonist rejimin ülkemizin barışçıl nükleer programlarına karşı bazı
uluslararası kurumlara sunduğu çok sayıda asılsız ve yalan dolu raporlardır.
Daha da ilginç olanı, bu kurumların raporlarında, rejimin bu sahte ve aldatıcı
iddialarının birebir yansıması yer almaktadır!
4. İstihbarat biriminin rejimin belgelerine erişim
yöntemleri ve bu belgeleri işgal altındaki Filistin topraklarından çıkarma
taktikleri, öyle bir şekilde tasarlanıp uygulandı ki, sözde güçlü rejimin çok
katmanlı güvenlik ağlarını ve iç içe geçmiş koruma koridorlarını tamamen
etkisiz hale getirdi. Bu rejimin, stratejik nitelikteki bu belgeleri koruma
konusundaki özel hassasiyeti, onların korunması için en sıkı önlemlerin
alınmasına yol açmıştı. Buna paralel olarak, bu belgelere erişim çabalarının da
tamamen akıllıca ve çok katmanlı bir planla gerçekleştirilmesi gerekiyordu.
Dolayısıyla söz konusu operasyonun karmaşıklığı, bu rejimin olayın çeşitli
boyutlarını kavrayabilmesinin ötesindedir. Yine bu rejim, göstermelik adımlarla
güvenlik ve istihbarat zafiyetlerini örtbas etmeye çalışsa da başarılı
olamamıştır. Son günlerde bazı Siyonistlerin tutuklanması ve aslında onların
kurban edilmesi, bu rejimin kamuoyu nezdindeki yıpranmış imajını onarmaya
yönelik bir girişimdi; ancak bu da sonuçsuz kalmıştır.
Şu anda İran İstihbarat Bakanlığı’nın elinde bulunan
belgeler, Siyonist rejimin kendisini aşılmaz bir kale gibi göstermeye çalıştığı
bir ortamda elde edilmiştir. Onlar, geçmişteki istihbarat başarısızlıklarından
dersler çıkarıp, sözde tüm sızma yollarını kapattıklarını sanırken, Filistinli
kahraman savaçıların gerçekleştirdiği büyük “Aksa tufanı” operasyonuyla
karşılaştılar ve eşi benzeri görülmemiş bir istihbarat-güvenlik fiyaskosu
sergilediler. Şimdi İran İstihbarat Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bu
operasyon ise, Siyonist rejimin istihbarat ve güvenlik alanındaki utanç verici
siciline bir başka kara leke olarak geçmiş ve Direniş Cephesi için tarihi ve
benzersiz bir zafer olmuştur. Bu da rejimin “aşılmazlık efsanesini” bir kez
daha alaya almıştır.
Bu operasyon, İstihbarat birimlerinin, aziz İran halkının
düşmanlarıyla profesyonelce ve titizlikle yüzleşmek adına verdikleri kadim ahde
olan tam bağlılıklarının ve samimi mücadelenin bir başka göstergesidir. Bu
yaklaşım, hikmetli önderimiz ve güçlü liderimiz Ayetullah Hamanei’nin liderliği
altında, Allah’ın izniyle Hz. Mehdi’nin (a.c) zuhuruna kadar sürecektir/mehr