İran, Cumartesi gecesi, Siyonist rejimin Şam'daki İran
konsolosluğu’na saldırına yanıt olarak işgal altındaki bölgelere düzinelerce
füze ve insansız hava aracı attı. İran İslam Cumhuriyeti'nin eylemi Siyonist
yetkililerin kafa karışıklığına neden oldu. Bu yazıda Siyonist rejim
yetkililerinin kafa karışıklıkları ele alınacaktır.
SİYONİSTLERİN
ÇELİŞKİLİ TEPKİSİ
Siyonistler, İran'ın tepkisi karşısında çelişkili bir tavır
sergiliyorlar. Bir yandan İran füzelerini ve insansız hava araçlarını düşürdüklerini
ve herhangi bir zarar görmediklerini iddia ediyorlar, diğer yandan Siyonist
rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu kabine üyeleri ve bazı eleştirmenler
tarafından ciddi baskılara maruz kalmaktadır ve rejimin Savaş Kabinesi, İran'ın
eylemine nasıl yanıt verileceği konusunda sık sık toplantılar yapıyor. Bu
çelişkili yorumlar, Siyonist rejimin İran İslam Cumhuriyeti karşısında aldığı
ağır yenilginin ve Tel Aviv'in Tahran'dan aldığı ağır ve telafisi mümkün
olmayan darbenin en açık göstergesidir.
Bu, İsrail medyasının tutumunun aksine, İran'ın saldırısının
hesaplı ve başarılı olduğunu ve Siyonist rejime büyük bir darbe indirmeyi
başardığını gösteriyor.
İRAN'IN TEPKİSİ NEDEN
ONARILAMAZ BİR DARBE OLDU?
İran, Siyonist rejimden farklı olarak sürpriz bir eylemde
bulunmadı. İran’ın tepki süresi belliydi ve bölge ülkeleri de bunun
farkındaydı. Öte yandan Siyonist yanlısı bazı batılı güçler yaygara koparıp
İran İslam Cumhuriyeti'nin meşru müdafaasını kınasa da Tahran, hesaplı ve
insani bir davranışla hiçbir sivil mekanı, hiçbir sivil vatandaşı veya hiçbir
diplomatik merkezi hedef almadı ve sadece Siyonist rejimin askeri üsleri İran
füzeleri ve insansız hava araçları tarafından vuruldu. Buna rağmen İran'ın tepkisinden
birkaç gün önce Siyonistlerin kafası karışmıştı ve bu kafa karışıklığı, İran'ın
yanıt verdiği gecede en üst düzeye ulaştı. Bu akıllı planlama, Siyonistlerin
yenilgiye uğramasının ve ağır darbe almasının nedenlerinden biriydi.
Ayrıca Siyonist rejim şu anda askeri bir karışıklık içinde.
Bir yandan dünyanın en büyük ordularından birine sahip olduğunu iddia ediyor,
diğer yandan İran'ın eylemine nasıl tepki vereceğine karar veremiyor. İran'ın
eylemine askeri olarak mı karşılık vermesi gerektiğini, yoksa en önemli
destekçisi ABD'nin tavsiyelerini dinleyip İran İslam Cumhuriyeti ile gerilimi
tırmandırmamaya mı yönelmesi gerektiğini bilmiyor. Ayrıca Siyonistler,
Tahran’ın İran'a askeri müdahalede bulunulması halinde bir sonraki tepkisinin
çok daha sert ve şiddetli olacağı yönünde sert bir uyarıyla karşı karşıya
kaldı.
SONUÇ
Siyonist rejimin esk başbakanı David Ben Gurion, rejimin
1967'deki “Altı Gün Savaşı” ve 1973'teki Ramazan Savaşı'ndaki (Yom Kippur)
zaferlerinin ardından çok düşünceli bir cümle söyledi: "İsrail 100 savaş
kazanabilir. Ancak tek bir savaşı kaybederse bu onun sonunun anlamına
gelir." Artık Siyonistler bunu dile getirmemeye çalışsalar da, savaşı İran
İslam Cumhuriyeti'ne bıraktıklarına inanıyorlar. Bu nedenle 80 yaşına gelmeden
ölmekten korkuyorlar./mehr