İsrail Diaspora İşleri Bakanı Amihay Şikli, perşembe günü X
platformunda yaptığı paylaşımda terör örgütüne “özgürlük” istedi. Şikli şunları
yazdı:
“Kürdistan'a bağımsızlık verilmeli, Erdoğan NATO'dan
çıkarılmalı ve DEAŞ ile el Kaide'deki dostlarıyla birlikte ülkesini yöneterek,
kendisini İslam devletinin halifesi olarak taçlandırmalı.”
Bakan ayrıca İsrail televizyonuna demeç veren PKK/PYD
sempatizanı sözde bir Kürt gazetecinin videosunu da paylaştı. Ülkenin kamu
yayıncısı KAN'ın yan kuruluşu KAN 11'e konuşan şahıs ağlayarak Türkiye ve hatta
Amerika'yı şu sözlerle İsrail'e şikayet ediyor:
“Türkiye neden her zaman Kürtler nerede olursa olsun gelip
onlara saldırıyor? Neden? Erdoğan neden bu şekilde davranıyor ve kimse onu
durdurmuyor? ABD neden böyle davranıyor? Neden? Neden bize, Kürt halkına zarar
veriyorlar? Biz hiçbir zaman başka bir millete saldırmamış bir milletiz.”
PKK/PYD'nin fiili hamisi olan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon
Sa'ar da perşembe günü X platformunda şu paylaşımda bulundu:
“Almanya Şansölyesi'nin Dışişleri ve Güvenlik Danışmanı Jens
Plotner ile güzel bir görüşme yaptık. Bölgemizde söz konusu olan tüm meseleleri
ele aldık: Suriye, Lübnan, Gazze, bir an önce bir rehine anlaşmasına varma
arzumuz ve daha fazlası. Bugünlerde saldırı altında olan Kürt azınlık da dahil
olmak üzere Suriye'deki azınlıkların korunmasında uluslararası toplumun bir
rolü olduğunu savundum.”
Sa'ar kısa süre önce şu açıklamada bulunmuştu: “Tüm bölge
üzerinde etkili kontrol ve egemenliğe sahip tek bir Suriye devletini düşünmek
gerçekçi değil. Mantıklı olan, Suriye'deki azınlıklar için özerklik ve belki de
federal yönetim aramaktır.”
The Times of Israel'e konuşan bir İsrailli yetkili de
çarşamba günü, Tel Aviv'in Hayat Tahrir Şam (HTŞ) ve Suriye'deki “azınlıklarla”
ilişkileri hakkında bilgi verdi. PKK/PYD konusunda İsrail'in çıkarı,
"Kürtlerin güçlü ve bağımsız olmasıdır.” diyen yetkili, "Başbakan
Netanyahu, Suriye'deki gelişmeler, özellikle Kürt azınlıkla ilgili gelişmeler
hakkında Amerikalılarla görüşüyor." diye ekledi.
İsrail'de muhalefet liderlerinden Yair Golan ise perşembe
günü, Suriye'de Türkiye'nin güçlenmesinin İsrail için bir güvenlik tehdidi
oluşturduğunu savundu. İsrail'in bu sebeple PKK/PYD'ye destek vermesi
gerektiğini vurgulayan Golan, "İsrail, Suriye'de Türklerin Kürtlere
saldırmasına karşı çıkmalı ve Kürtlerle güçlü bir ilişki kurmalıdır."
dedi.
İsrael Hayom gazetesi yaklaşık bir hafta önce ülkenin
güvenlik güçlerinin 8 Aralık'tan beri terör örgütünden çok sayıda “acil” kodlu
yardım talebi aldığını bildirmişti. Gazete, A. Avak kod adlı sözde bir PKK/PYD
komutanın Tel Aviv'e yönelik çağrısını okuyucularına aktarmıştı:
“Gökyüzünü kontrol ediyorsunuz, büyük dağı (İsrail'in işgal
ettiği Suriye'nin Hermon Dağı) almakta tereddüt etmediniz. El Colani (Heyet
Tahrir Şam lideri) dahil herkes sizden korkuyor. Türkiye size karşı, biz ise
sizin yanınızdayız. Kendi çıkarlarınız için bize yardım etmelisiniz. Türkler
isyancıların başarısından faydalanarak tüm Suriye'yi ele geçirmeye ve kendi
himayesine almaya kararlı. Bunu sadece biz önleyebiliriz ama Batı'nın,
özellikle de sizin dış yardımınıza ihtiyacımız var çünkü bugün herkes sizden
korkuyor. Bu İslami milislerin de size karşı cephe alacağı gün çok uzakta
değil.”
'BİNLERCE DEAŞ'LI HAPİSTEN KAÇABİLİR'
ABD'li terörle mücadele yetkilileri, PKK/PYD'yi korumak için
yeni bahaneler üretiyor. Politico yayınının çarşamba günü bildirdiğine göre
Amerikalılar, Türkiye'nin Suriye Milli Ordusu (SMO)'nu PKK/PYD'ye karşı
yürüttüğü harekâtta desteklemeye devam etmesi halinde binlerce DEAŞ militanının
hapisten kaçabileceğini ileri sürüyor. PKK/PYD, on binlerce DEAŞ üyesiyle
ailelerini barındıran düzinelerce derme çatma esir kampını kontrol ediyor.
Politico'ya konuşan bir kaynak şunları söyledi: “Bu klişeden
genellikle nefret ederim ama elimizde saatli bir bomba var: Eğer Türkiye,
Suriye Demokratik Güçleri (SDG)'ne yönelik bu saldırıları durdurmazsa, elimizde
büyük bir hapishane kaçağı olabilir.” 2016'dan 2019'a kadar ABD Merkez Komutanlığı
(CENTCOM)'nı yöneten emekli General Joseph Votel, yayın organına verdiği
demeçte, “Bu aslında gözaltında bir terörist ordusu.” ifadelerini kullandı ve
“çok endişeliyim” diye ekledi.
Senato Dış İlişkiler Komitesi Üyesi ABD'li Senatör Chris Van
Hollen kısa süre önce verdiği bir mülakatta şunları kaydetti: “Eğer bu
kampların düzgün bir şekilde korunduğundan emin olmak istiyorsak, ABD olarak
Suriyeli Kürtlere Türkiye'nin onlara saldırmasını engelleyeceğimize dair
güvence vermemiz gerekiyor. Türkiye, SMO'nun Kürtlere yönelik saldırılarını
desteklediğinde en büyük kazanan DEAŞ olacaktır.”
İngiliz The Telegraph gazetesi, ABD'nin Şam'ı deviren
saldırıya katılması için Devrim Komandoları ya da diğer adıyla Suriye Özgür
Ordusu (SÖO)'nu desteklediği ve eğittiğini sütunlarına taşıdı. Hayat Tahrir Şam
(HTŞ) liderliğindeki gruplar harekatı İdlib'den başlattığında, Suriye'deki ABD
Özel Kuvvetleri el-Tanf üssünde SÖO militanlarını şu sözlerle motive ediyordu:
“Bu sizin anınız. Ya Esad düşer ya da siz düşersiniz.”
Gazeteye göre Washington, Suriye'de olacaklardan haberdar
olduğu için önceden SÖO'nun militan sayısını arttırdı: Devrimci Komando
güçlerinin liderlerinden Beşar el-Meşhedani'ye göre ABD özel kuvvetlerinin
verdiği brifingden önceki haftalarda, militan sayısı 800'den 3 bine çıkarıldı.
Amerika, onları ağır silahlarla donattı ve Esad yönetiminin sonunu
getirebilecek bir saldırıya hazırlanmaları emrini verdi.
Bu talimata, muhalifler Şam'a doğru ilerlerken Esad'ın
düşmesi durumunda ortaya çıkacak otorite boşluğunu doldurması için SÖO'nun
kontrol ettiği bölgenin sınırlarının dışına çıkarılması da dahil. Nitekim 8
Aralık'ta Şam'a yönelik saldırının başlamasıyla birlikte Devrimci Komando
güçleri doğu çölüne yayıldı, ana yolları kontrol altına aldı ve Suriye'nin güneyindeki
Dera kentinde silahlı bir başka grupla birleşerek başkente HTŞ'den önce ulaştı.
Devrimci Komandolar önemli bir kısmı çöl olmak üzere Suriye'nin yaklaşık beşte
birini kontrol ediyor.
Meşhedani, SÖO ile HTŞ'nin iyi bir koordinasyon ve işbirliği
içinde olduğunu, iki grup arasındaki iletişimin al-Tanf'taki Amerikalılar
tarafından koordine edildiğini belirtti. The Telegraph, 2017'ye kadar
Suriye'deki el-Kaide'ye bağlı olan HTŞ gibi bir grupla Washington arasındaki
etkili ittifaktan duyduğu “şaşkınlığı” dile getirdi. Gazete, tüm bu bilgiler
ışığında Washington'un sadece HTŞ'nin başlattığı operasyondan haberdar olmakla
kalmadığı, aynı zamanda saldırının kapsamı hakkında da doğru istihbarat
bilgisine sahip olduğunu sonucuna vararak bir kez daha “şaştı./aydınlık