Şam'ın güneybatısına 15 kilometre mesafede mevzilenen İsrail
ordusu şu anda Suriye'de Gazze'nin üç katı büyüklüğünde bir alanı kontrol
ediyor. İşgal güçleri çarşamba akşamı, Suriye'nin güneyi ve tampon bölgedeki
operasyonlarda çok sayıda Suriye tankını ele geçirdiğini duyurdu.
Pazar günü işgal edilen ve İsrail'e güvenlik açısından büyük
faydalar sağlayacak stratejik Hermon Dağı'ndaki üslerde bulduğu füze, mayın,
patlayıcı ve ek askeri mühimmata da el koydu.
Şu anda 210. Tümen’e bağlı dört tugay seviyesindeki bir
muharip güç tampon bölgeden Şam kırsalına kadar uzanan bir alanda faaliyet
gösteriyor. Tümenin geri kalanı ve yeni oluşturulan Pereh özel birliği
İsrail-Suriye sınırında konuşlu. Paraşütçü ve komandolardan oluşan iki tugay da
ayrıca işgal bölgesinde “savunma operasyonları” yürütüyor.
ARDA KALANLARI SÜPÜRÜYOR
Karadan ilerleme şimdilik dursa da Suriye ordusunun
stratejik askeri altyapısı ile silahlarının yüzde 80'ini yok eden İsrail Hava
Kuvvetleri ülkeyi bombalamayı sürdürüyor. Çarşamba akşam üstü Lazkiye'de sadece
liman değil, demiryolları da vuruldu, yanan trenlerin görüntüleri sosyal
medyada paylaşıldı.
Tartus kırsalındaki farklı yerleşimlerde bulunan silah
depoları da jetlerin hedefindeydi. Bloomberg ayrıca aynı gün daha önce yerle
bir edilen Şam'daki Mezzeh üssünün de yeniden bombalandığını bildirdi.
Üç gün önce dümdüz edilen Şam'daki Mezzeh üssünde geriye
kalanlar çarşamba günü imha edildi, 11 Aralık.
NETANYAHU: İŞGALE DEVAM!
Bu arada İsrail Başbakanı perşembe günü Batı Kudüs'te ABD
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile bir araya geldi. Görüşmeye Mossad
Şefi David Barnea ve Şin Bet Başkanı Ronen Bar da katıldı. Netanyahu İsrail'in
her türlü tehdit karşısında güvenliğini korumak için mümkün olan her şeyi
yapacağını vurguladı.
Suriye'de 1974'te imzalanan Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması'nı
etkin bir şekilde uygulayabilecek bir güç oluşturulana kadar İsrail ordusunun
işgali sürdüreceğini söyledi.
Irak ordusu Suriye sınırında alınan önlemler kapsamında
hendek kazmaya, yeni tahkimat yerleri oluşturmaya başladı, 11 Aralık.
HTŞ'DEN TOP ÇEVİRME SANATI
Bir gün önce HTŞ Lideri Cevlani, İngiliz Sky News'a İsrail
ile “savaşmayacaklarını” söylemişti. Çarşamba günü de yine bir İngiliz kanalı olan
Channel 4, grubun sözcüsü Ubeyde Arnavut'a mikrofon uzattı.
Muhabirin İsrail'in Suriye'ye düzenlediği saldırılar
hakkında görüş beyan etmesini istemesi üzerine Arnavut şu yanıtı verdi:
“Önceliğimiz güvenliği ve hizmetleri yeniden sağlamak, sivil hayatı
canlandırmaktır.”
Muhabir bunun üzerine “Önceliklerinizi anlıyorum ancak
gerçekten de İsrail'in ülkenize 300'ü aşkın saldırıda bulunması hakkında
söyleyecek bir şeyiniz yok mu?” diye ısrar edince HTŞ Sözcüsü, topu çevirmeye
şu şekilde devam etti: “Hiç şüpheniz olmasın, herkesin bizim egemenliğimize
saygı göstermesini istiyoruz.” Arnavut'un yanıtlarında İsrail'i anmaması
özellikle dikkat çekti.
ABD'DEN 'GİZLİ MESAJLAR'
Suudi gazetesi Şarkul Avsat'ın perşembe günkü haberine göre
Biden yönetimi, Şam'ın düşüşünden bir gün sonra Heyet Tahrir Şam (HTŞ)
liderliğindeki Suriyeli muhalif güçlere “DEAŞ ve diğer terörist gruplarla
işbirliği yapmamaları” konusunda uyarıda bulunan ayrıca yeni hükûmete desteğini
ifade eden gizli mesajlar gönderdi.
Diğer yandan Washington'ın HTŞ'yi terörist organizasyonlar
listesinden çıkaracağı haberleri arasında bazı ABD Kongre üyeleri, Suriye'ye
yönelik yaptırımların hafifletilmesi için harekete geçti.
HAFİFLETEN MEKTUP
ABD Temsilciler Meclisi Orta Doğu Dış İlişkiler Alt Komitesi
Başkanı Cumhuriyetçi Joe Wilson ile Özgür Suriye Grubu Başkanı Demokrat Brendan
Boyle, Washington'ın iktidardaki eski muhaliflere “iyi niyet” göstergesi olarak
kapsamlı ekonomik yaptırımların bir kısmının "askıya alınması"
gerektiğini belirten bir mektubu Beyaz Saray'a gönderdi.
Reuters'a göre mektupta, “Suriye'ye yönelik yaptırımların ve
ihracat kontrollerinin kaldırılması için aşamalı bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bu
jest, geçiş hükûmetinin uluslararası normlara uymasını teşvik edebilir.”
denildi.
HTŞ içindeki kaynaklar da Reuters'a, Birleşmiş Milletler
tarafından terör örgütü olarak tanımlanan grubun yaptırımların bazı kısımlarını
kaldırmak için Washington'daki yetkililerle "temas halinde" olduğunu
söyledi. Yayın kuruluşu, HTŞ'nin "Suriye halkının ve geleceğinin karşı
karşıya olduğu tüm engellerin kaldırılması gerektiğini" belirttiğini
aktardı.
DOHA SURİYE'YE DÖNÜYOR
Katar Dışişleri Bakanlığı çarşamba günü Doha'nın 13 yıl önce
kapattığı Şam Büyükelçiliğini yakında yeniden açacağını duyurdu. Bakanlık
Sözcüsü Macid bin Muhammed el-Ensari, Katar'ın "iki ülke arasındaki yakın
tarihi kardeşlik ilişkilerini güçlendirmeyi ve koordinasyonu artırmayı
amaçladığını" söyledi.
Katar, Suriye savaşının önemli finasörlerinden biriydi,
desteklediği başlıca gruplar arasında HTŞ'nin öncüsü Nusra Cephesi de vardı.
ABD Savunma İstihbarat Ajansı (DIA) 2016'da “Nusra Cephesi muhtemelen Katar
hükümetine bağlı unsurlardan lojistik, finansal ve maddi yardım alıyor."
açıklamasında bulunmuştu.
WikiLeaks, 2016 yılında eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary
Clinton'ın Suudi Arabistan ve Katar'ın DEAŞ'e sağladığı mali desteği konu alan
yazışmasını yayımlamıştı. Son birkaç yıldır Körfez ülkeleri, yıllardır süren
izolasyonun ardından Şam ile bağlarını istikrarlı bir şekilde yeniden inşa
ederken, Katar direnen taraf olmaya devam etmişti.
'MESELE BORU HATTI'
Ünlü Brezilyalı gazeteci Pepe Escobar dokuz yıl önce olduğu
gibi bugün de Katar'ın Suriyeli muhaliflere desteğinin arkasında boru hattı
projesi olduğunu düşünüyor: “Avrupa'ya Rus enerjisine bir alternatif sağlamak
için Suriye topraklarından geçen Katar-Türkiye gaz boru hattının inşa edilmesi
projesini Esad reddetmişti, ardından Doha onu devirmek için Suriye savaşını
finanse etmeye yardımcı oldu.”
'DİRENİŞİN YOLLARI AÇIK'
İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami
perşembe günü yeni oluşan koşullarda direnişin geleceğine dair açıklamalarda
bulundu. Selami, direniş cephesini destekleme yollarının “açık” olduğunu,
ayrıca “Suriye ile sınırlı kalmadığını ve oradaki koşulların da
“değişebileceğini” vurguladı.
İran'ın son yıllarda Hizbullah ve Filistin Direnişi'ni
Tahran'dan bağımsız biçimde güçlendirmeye çalıştığını ve bunun büyük ölçüde
başarıldığını kaydetti.
ZORLUKLARDAN FIRSATLARA
Aynı gün Meclis Başkanı Kalibaf, “Esad'ın düşmesinin
direnişin çalışmalarını etkileyeceğini” doğruladı ancak ekledi:
“Direniş güçleri, özellikle de Hizbullah, er ya da geç yeni
koşullara uyum sağlayacak, hatta geçmişte olduğundan daha güçlü hale gelebileceğini
kanıtlamıştır.”
Bölgenin hızla yeni dönüşümlere doğru ilerlediğini kaydeden
Kalibaf, “mevcut zorlukları fırsatlara dönüştürmek için akıllıca hareket
edilmesi gerektiğini” vurguladı.
'İSRAİL ŞARTLARI AĞIRLAŞTIRIYOR'
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, İsrail'in
Suriye'ye yönelik işgaline yönelik açıklamalarda bulundu.
Sivil ve askeri unsurlara yönelik eylemlerin “Suriye'deki
durumu istikrara kavuşturma amacına hizmet etmediğini” kaydeden Zaharova,
“ülkede son günlerde oluşan son derece zor durumu daha da ağırlaştırıyor.” diye
ekledi.
Golan Tepeleri'ndeki duruma ilişkin olarak, “İsrail
ordusunun eylemlerinin, Suriye ile İsrail arasında 1974'te yapılan anlaşmaların
şartlarını ihlal ettiğini” hatırlattı.
Rus diplomat, Suriye konusunda uluslararası hukuk normlarına
uyulmasının ayrıca ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı
gösterilmesinin önemine işaret etti.
SURİYE'DEKİ VARLIKLAR
Suriye'deki Rus varlıklarına da değinen diplomat, “Suriye'de
Rus vatandaşlarının güvenliği, Rus unsurları ve temsilciliklerin dokunulmazlığı
bizim için öncelikli konu. Bunların arasında diplomatik, askeri unsurlar ve
ticari şirketler bulunuyor. Viyana Sözleşmeleri dahil, Suriye'deki Rus
kurumlarının statüsü ve faaliyetlerini düzenleyen uluslararası yasal normlara
uyulmasından başka bir yol yok.” ifadelerini kullandı.
Rusya'da HTŞ'nin terör listesinden çıkarılması ihtimalini de
değerlendiren Zaharova, bunun grubun ilerideki eylemlerine bağlı olduğuna
işaret etti./aydınlık