Önhon, yeni yönetimin İran’la ilişkileri tamamen kopardığını
ve İran vatandaşlarının Suriye’ye girişlerinin yasaklandığını söyledi.
Türkiye’nin Suriye’de oluşan siyasi etkisinin yanı sıra
sosyal etkisine de işaret eden Ömer Önhon, ‘’İdlib’den ve kuzeyden gelen
muhalifler başta olmak üzere birçok kişi artık Türkçe konuşuyor; bu, Türkler
için büyük bir avantaj’’ değerlendirmesi yaptı.
Önhon, ‘’Yani Şam’da, Afganistan tipi 'Talibanlaşma' yok’’
düşüncesini savunduğu T24'teki "13 yıl sonra Şam’dan Suriye
gözlemleri" başlıklı yazısının bir kısmında caddelerde Trump’a teşekkür
panoları olduğunu aktardı.
Yazının ilgili kısmı şöyle:
“Yaptırımların kaldırılması, ekonominin düzeltilmesi,
İsrail’in dizginlenmesi, YPG ile anlaşma sağlanabilmesi başta olmak üzere pek
çok konuda ABD Suriye’de anahtarı elinde tutuyor.
Şam yönetimi de bunun bilincinde ve ABD’ye yakın duruyor,
jestler yapıyor.
Şehrin ana arteri olan meşhur Emevi Meydanı’nda kurulan
elektronik panolarda gün boyunca dönen İngilizce ve Arapça yazılarda “Teşekkür
ederiz Başkan Trump, Suriye'ye ümit ve taze bir başlangıç fırsatı verdiğiniz
için” yazıyor. Mezze semtinde de Trump'ın fotoğrafını ve aynı mealde yazıların
yer aldığı bir pano gördüm.
Şam’daki ABD büyükelçiliği henüz açılmadı ama Başkan
Trump’ın Suriye özel temsilcisi Tom Barack, uluslararası basında geniş şekilde
yansıtılan bir törenle, ABD rezidansına Amerikan bayrağını çekti. Yakında
büyükelçilik de resmen faaliyete geçer herhalde.
İsrail Suriye’yi rahat bırakmıyor, Suriye'nin zayıf ve
mümkünse bölünmüş bir ülke olmasını istiyor.
Şara sabırlı davranıyor ve yapıcı mesajlar vermeye devam
ediyor. (Sabırlı davranmasa ne yapacak, gücü mü var diye de akla gelebilir).
Cumhurbaşkanı Şara geçenlerde Los Angeles’da yayınlanan
“Jewish Journal” isimli yayın organına verdiği mülakatta, İsrail’in Suriye’ye
yönelik askeri harekatlarına atıfla, “sonu gelmeyen bombardımanlar dönemi sona
ermelidir, ortak düşmanlarımıza karşı bölgesel güvenlikte önemli bir rol
oynayabiliriz, bir arada yaşamaya hazırız” mesajlarını verdi.
Bunlar önemli ifadeler ama İsrail tatmin olmuyor ve
Suriye’yi bombalamaya devam ediyor.
Şara’nın önünde birçok sınama var ama bence en büyük
risklerden biri, örgüt içinden ve kendi mahallesinden gelebilecek tepkiler.
Çünkü, Şara’nın yaptıkları ve söyledikleri, gücünü aldığı
kendi ideolojik tabanıyla uyuşmuyor. HTŞ bünyesindeki en aşırı uçlar şeriat
düzeni ve selefi ideoloji doğrultusunda ilerlemeyen bir Suriye projesine tepki
gösterip bu tepkiyi isyana dönüştürebilirler.
Yeni Suriye yönetimi İran’ı Suriye’den silmiş. İran
vatandaşlarının Suriye’ye girişleri dahi yasak.
Özellikle Esad rejimini deviren Şam dışından gelen
muhaliflerde ve ayrıca Şamlılarda Türkiye’ye, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a
karşı sevgi var.
İdlib’den ve kuzeyden gelen muhalifler başta olmak üzere
birçok kişi artık Türkçe konuşuyor. Bu, Türkler için büyük bir avantaj.”/sol